Biden açılımı
Değil Bülent Arınç'ın istifasıyla sonuçlanmış olması, iktidar partisi içinde kızılca kıyamet bile koparsa, HDP'li Selahattin Demirtaş ve ABD'li sivil darbe sponsoru George Soros'la bağlantısı bilinen Osman Kavala'ya tahliye talebi üzerinden sahnelenen "yargı reformu krizi"nin, Cumhur İttifakı'nın sert ve keskin kırmızı çizgilerini pekiştirdiği yönündeki değerlendirmelere hâlâ ve ısrarla katılmıyorum.
Naçizane düşüncem, genel değerlendirmenin tam tersine, Arınç'a karşı ve özellikle kameralar önünde takınılan sert ve tavizsiz tutum sayesinde tazelediği "güven(!)"in, AK Parti'ye, hem Cumhur İttifakı içinde, hem de kendi hedef seçmen kitlesi nezdinde geniş bir açılım alanı kazandırdığı yönünde. Algı her şeydir!
***
Bunları savunduğum dünkü yazım üzerine arayan İYİ Parti Siyasi İşler Başkanı Cihan Paçacı'yla kısa bir gündem değerlendirmesi yaptık.
"Daha fazlası da var" dedi ve tezimi bir adım daha ileri taşıyan şu yorumunu paylaştı:
- Yarın mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararını ortaya koyup, Anayasa Mahkemesi'nin kararını ortaya koyup Osman Kavala'yı serbest bıraktığında… Veya aynı şekilde Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakırsa… AKP, ne yapacak? AB'ye, ABD'ye dönüp de şunu demez mi mesela; "Siz, her fırsatta bizi otoriter olmakla suçluyorsunuz, yargıyı siyasallaştırdığımızı, kararların siyasi talimatlar doğrultusunda çıktığını ileri sürüyorsunuz, tek adam diyorsunuz, ama bakın!.. Bizim, siyasi olarak çok net bir şekilde karşı olduğumuzu beyan ettiğimiz, İstişare Kurulu üyemizin istifa etmesine bile yol açacak kadar hassas olduğumuz bir konuda, mahkemeler kararlarını özgürce alabilmekteler… Demek ki neymiş? Türkiye'de yargı bağımsızlığıyla konusunda sorun yaşandığına dair yazılan ve söylenenler, iftiradan ibaretmiş…"
***
"Der" dedim.
Neden demesin?
Zira, Paçacı'nın da dikkat çektiği gibi, iktidarın, "otoriter rejimlere karşı takınacağı tutum" şimdiden çok tartışılan ve sürekli olarak "kişisel ilişkiler"e, "dostum" söylemine değil kurumsal temellere dayanan ve kurumlar üzerinden yürütülen politikalar izleyeceği tekrarlanan yeni ABD Başkanı Joe Biden ile ilişki tesis edebileceği en sağlam kanal, -şu konjonktürde- işler haldeki bir "hukuk devleti."
Paçacı, Cumhurbaşkanı'nın AK Parti Grup toplantısında, Anayasa'nın 138. Maddesi üzerinden yaptığı çağrıyı da bundan bağımsız değerlendirmemek gerektiğini söyledi; mevzu, Demirtaş ve Kavala kararlarına imza atacak mahkemelerin "talimatsız, bağımsızlığı"nı peşinen not düşme gayreti…
***
İronik ama AK Parti iktidarı, kendisine darbe planlamakla suçladığı Joe Biden'la diyalog kapısını, yandaş medyanın Biden'a övgü ve tebriklerinden ötürü neredeyse linç ettiği Arınç sayesinde aralayacak gibi!
***
Keza, aylarca Biden'ı dünyanın başına gelmesi muhtemel bütün kötülüklerin babası ilan eder kıvamda yayın yapmış yandaş gazetelerin, iktidara en yakın olanında okumaya başladığımız "Yeni dönemde ABD ile Türkiye arasında ambargo ve tehditler yerine karşılıklı çıkar ve işbirliğine dayalı yeni bir diyalog mekanizması öne çıkacaktır. ABD ve Türkiye arasında yeni bir denge kurulacaktır" temennileriyle dolu analizlere bakınca, iktidar çevrelerinin, bu tükürdüğünü yalama halini sindirmekte de pek zorluk çekmeyeceği belli.
SORU-YORUM
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Covid-19 tablosunun resmi rakamlara yansıyandan çok daha ağır olduğunu kaydedip "Kapanmamız lazım" dedikçe, "Akıl vereceğine toplu taşımadaki mesafeye çare bul, minibüslerdeki mesafeyi azalt vs.vs." diye kendisine, amiyane tabirle, çok afedersiniz çemkiren güruh, AK Partili Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok'un, "toplu taşımada, semt pazarlarında mesafe kuralını uygulamanın mümkün olmadığını" da belirterek, Sabah yazarı Yavuz Donat aracılığıyla yaptığı, "15 günlük sokağa çıkma yasağa ilan edilsin" çağrısına ne diyecekler acaba?
Müyesser Yıldız gazetecidir
Sincan 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 15 Temmuz alçaklığıyla ilgili dava zincirinin en kritik halkalarından biri olan Akıncı Üssü Davası'nın karar duruşması vardı dün.
Duruşmayla ilgili, dosyanın içeriğini, sanıkların özelliklerini, yargılamanın geçmişini de kapsayan an ayrıntılı haberleri, Müyesser Yıldız geçti; evet, evet 5 aydan uzun süren bir haksız ve hukuksuz tutukluluğun ardından 9 Kasım'da tahliye olan Müyesser Yıldız…
Bugüne kadar onlarca meslektaşımız kurdu bu cümleyi ama en doğru gün bugün galiba;
Müyesser Yıldız gazetecidir.
Yıldıramazsınız.