Beraber yürümek uzun solukludur

Atatürk'ü anma törenlerine ilgi azalmıyor, artıyor. Hani ölümlerde söylenen bir laf vardır; "Hele yaramız kabuk tutsun." Bunun geçerli olmadığı tek kişinin Gazi Mustafa Kemal olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Diyanet İşleri Başkanlığı, istediği kadar cuma hutbelerinde Ata'mızın adını geçirmesin. Bir kısım Cumhuriyet düşmanları karalamalarını sürdürsün. Tablo ortada. Yıllar yılı ağızlarından Atatürk lafı çıkmayanlar bile bir süredir araziye uydular. Kendi kendilerine Gazi ile barış ilan ettiler. Bu, bir yerde Atatürk'ün şahsında demokrasi ile savaşmaktan vaz geçmeleriydi.

"Ölmedi, yaşıyor"

Kılık kıyafete göre kayırmalara bakınca da, gelinen yeri görüyorsunuz. Anıtkabir başta, tesettürlüsü ve başı açığı yan yana. Poturlusu ile modern giyimlisi omuz omuza. Hiç unutamadığım görüntü küçük bir kız çocuğunun ekranlara yansıması oldu. Yanındakilere var gücüyle bağırıyordu; "Hayır o ölmedi. Yaşıyor." Bir yandan da gözyaşı döküyordu. Evladını bu şekilde yetiştiren aileye de helal olsun.

Anma yürüyüşleri her geçen gün daha organize. Artan ilgi meydanda. Koreografiler, futbol fanatiklerinden çok daha mükemmel. Şuna kesinlikle inanmalıyız "Atatürk'ün attığı temeller" asla yıkılmayacak. Bakmayın siz hilafetçilere. Bakmayın bunlara kol kanat olan politikacılara.

"Beraber yürümek" işte budur. Atatürk'ü bir kez daha sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. Yine bir şarkıyla noktalıyorum; "Silemezler gönlümden ne aşkını ne seni."

...

ÖZEL NOT: Ulu Önder'i anma manasında, ekran sıralaması yapsam, önceliği TRT Müzik alır. Çok iyi organize olmuşlardı. Hazırlanan spotlar güzeldi. Hele artık klasik haline gelen "Atatürk'ün sevdiği şarkı ve türküler" anma yayınlarının yıldızı oldu. Bir şeye dikkat ettiniz mi? Bu eserler artık yeni neslin de sevdikleri hâline geldi.

Arada unutanlar da vardı. Bunlar içinde TV 8'i örnek verebilirim. O Ses Türkiye'ye hiç olmazsa 10 Kasım'a uygun bir bölüm monte edilemez miydi? Acun Ilıcalı sanırım kulağının çekilmesini hak etti.

***

Durmak yok zamlara devam

"Yüzde 10 indirim" kampanyasının uğramadığı yerler yiyecek bölümleri. En başta da zincir marketler. Yaza yaza isimlerini ezberlediniz. Zaten her gün bire bir yaşıyorsunuz. Yahu, neyin fiyatını düşürdüler? Bu sehtekârlık yetmezmiş gibi, arada küçük küçük zam yapmayı sürdürüyorlar. Piliç salamlarına da daha yeni bindirim yapıtılar; "30 kuruş." "Az olsun, bizim olsun" kafasından bir türlü vaz geçmiyorlar. Vatandaş bunları görmüyor mu? Enflasyonun yüzde 40'ı geçtiği ülkede millet beş kuruşun hesabını yapar hâle geldi. Öte yandan Migros'tan da yeni ve başka bir örnek vereceğim. Çamaşır ve bulaşık deterjanındaki uçuşlar bir ay öncesinin tam bir buçuk katı oldu. Özellikle elle kullanılan sıvılar "elleri yakar" konuma getirildi.

***

Yüzü soldu

Barış Yurduseven, spor medyasının en sempatik ismidir. TRT Spor'un güleç yüzüdür. Trabzon'un Malatya'da perişan olduğu gün asansörden düşmüş gibiydi. Belki de ilk kez Barış'ı bu kadar moralsiz gördüm. Suratı da korku filmi makyajı yapmış gibiydi.

Trabzonspor takımının buna hakkı yok. Bir an önce toparlanmalı. Bölgenin çocukları onlara yeter. Popolarını kaldıramayan yabancı sahtekârlara artık para kaptırmaya son vermeli. Taraftarın yapacağı ise biraz sabırlı olmak...

Dersimiz Türkçe/Medyanın Dili

Fenomen sunucu birçok kelimenin anlamını bilmiyor:

-Yonca ne demek?

-Bôl ne demek?

-Kova ne demek?

-Palet ne demek?

-Kırbaç ne demek?

-Korunga ne demek?

Sorularının sonu gelmiyor!

Medyanın Dili/Anılar

Hüseyin Movit ikaz etmek için aradı. Muhatap spiker kız "Ben Gülgûn Feyman'ın kursunu bitirdim. Diksiyon dersi aldım" diyor. Movit spikere soruyor; -Kuşdili Spikerlik Kursu'nu kastederek- "Kuşdili'nde mi aldınız?"

Spiker hanım yanıtlıyor; "Hayır Türkçe aldım!"

* Hüseyin Movit, uyarmak için aradığı radyo müdürünün telefonlara çıkmaması üzerine, eşine talimat veriyor ve -Mecidiyeköy Kaymakamı arıyor- dedirtiyor.

Müdür hemen bağlanıp -Buyurun sayın Kaymakam- demesi üzerine lafı gediğine koyuyor; "Mecidiyeköy Mahallesi'nde Kaymakamın işi ne?" deyip telefonu kapatıyor.

...

Hiçbir insanın hayatında gecikme, uzun sayılmaz. Juvenalis

Yazarın Diğer Yazıları