Beraber yürüdüler “kızlı-erkekli”...

Mart 2011: Oldu olası bir türlü “kızlı-erkekli” yaşam tarzından vazgeçemeyen türkücüyü ziyaret etti. Ziyaret esnasında türkücünün “karmakarışık” şeyler yaptığı son kız hastane odasında, bir önceki kız hastane kantininde, ondan da önceki kız da hastane bahçesinde bekleşmekteydi!
Nisan 2011: Kızlı-erkekli yaşayan ve çeşitli kızlardan/kadınlardan çeşitli boy ve ebatlarda “evlilik dışı” çocukları olan aynı türkücü hakkında açıklama yaptı:
“Saygı duyduğum, sevdiğim bir arkadaşımız!..”
Ramak kalmıştı; milletvekili de yapacaktı!
Ağustos 2011: Hâlâ “kızlı-erkekli” yaşamaya devam eden türkücüyü yeniden ziyaret etti; el ele, göz göze poz verdi.
Eee “kızlı-erkekli fanları” oy verse yeterdi!


***


Nisan 2011: Partisinin, hayli “karmakarışık” hayat tarzıyla her gün başka bir magazin sayfasında boy gösteren kadınla kucak kucağa, dudak dudağa görüntülenen milletvekilini takdim ederken “Hamdolsun listemizde... Bu bizim kucaklayıcılığımızın göstergesidir...” demişti.


***


Nisan 2013: “Kızlı-erkekli” yaşadığı cümle alemin malumu arabeskçiyi “akil” ilan etti. “Kızlı-erkekli” oturmayı, “hayat arkadaşlığı” statüsüne kavuşturan bu zat; “muhafazakar” Anadolu insanını “ikna” ile görevlendirildi! “İmaj” her şeydi! Şöhret, “dinin emriyle oluşturduğu kırmızı çizgileri” ni törpüleyiverdi!


***


Temmuz 2013: Eşini de yanına aldı, “kızlı-erkekli” ler, “kız mı-erkek mi” lerle hep birlikte, toplu iftar açtı!


***


Eylül 2013: “Muhafazakar” Orta Anadolu insanının karşısına, çoğu halihazırda “kızlı-erkekli oturan” kadınlar ve erkeklerden oluşan bir koroyla çıktı ve o isimlerle düet yaptı!


***


Parti politikalarını “kızlı-erkekli oturan” ünlülerle meşrulaştırmaya kalkışmak; onlarla sahne almak, onlarla ailecek pozlar vermek vs. otomatikman bu kişileri “rol model” kabul etmek, “rol model” konumlarına onay vermek anlamına gelmez mi?
Sözüm, “kızlı-erkekli öğrenci evleri” ne gösterdiği tepkinin “Başbakan’ın bugüne kadarki siyasi çizgisi” yle tutarlı olduğunu savunanlara;
Emin misiniz?
Biraz samimiyet; çok değil azıcık...

?

Başbakan’ın sözlerini “talimat” kabul ettiğini ve “gereğini yapacağını” söyleyen valiler; “gereği” ne?
Bir de, “yasal dayanağı” yoksa, “Başbakan talimatı” dahi olsa gereğini yaparak suç işlemiş sayılmayacak mısınız?

Yazarın Diğer Yazıları