“Benden kurtulamazsınız!”
Türkiye bir aydır hükümetsiz.Sebep, Erdoğan. Anayasaya göre tarafsız olması gerektiği halde, ettiği yemine sadık kalmayarak meydan meydan dolaşıp AKP’ye oy isteyen Erdoğan, Anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlayacak olan 400 milletvekiline ulaşamayınca top çevirmeye başladı ve Türkiye’yi bir aydır hükümetsiz bıraktı.
Derdi, herkesi canından bezdirip millete, “Bari yeni bir seçim yapalım” dedirtmek... Başbakan Davutoğlu’na bir türlü “hükümeti kurma görevini” işte bunun için vermiyor. Hangi siyasi parti yeni bir hükümet kurulmasının önünü kesiyorsa o parti aslında Erdoğan’ın “erken seçim” değirmenine su taşıyor. Ve o parti, yapılacak bir erken seçimde AKP oy kaybeder diye umuyorsa, Erdoğan’ı da, Türk halkını da tanımıyor.
Çünkü Erdoğan, bugüne kadar hesapsız kitapsız bir iş yapmadı ve hep kamuoyu yoklamalarının ışığında adımlar attı. Son seçimde azıcık yanılması kimseyi aldatmamalı. Yapılacak bir seçimde bazı kamuoyu yoklama şirketlerinin ve siyaset üzerine kafa yoranların yaptıkları araştırma ve açıklamalar gibi Erdoğan’a çok küçük miktarda yeni oylar kazandıracak. Bu “çok küçük” oyların “çok büyük” sonuçları olacak ve seçim sistemindeki adaletsizlik neticesinde Erdoğan, 400 milletvekiline ulaşarak “anayasayı değiştirme” gücüne erişecek.
Böylece anayasa değişecek ve Erdoğan, Başkan olacak...
Hesap bu...
Ve Türkiye, muhalefetin, özellikle de MHP’nin yanlış stratejisi ile Erdoğan’ın bu hesabını hayata geçirmeye doğru adım adım ilerliyor...
Peki, Erdoğan’ın Başkanlığı Türkiye için ne anlama geliyor?
Bunu, AKP’nin seçim beyannamelerine, AKP’nin kuruluş ilkelerine bakarak hâlâ anlamadıksa, hele muhalefet partileri anlamadıysa vah Türkiye’nin haline... Erdoğan Başkan olduğu, Erdoğan Başkan olamasa bile AKP tek başına iktidar koltuğuna oturduğunda, muhalefette anasıyla danasıyla kim olursa olsun Türkiye federasyonlara bölünecek, Türklük Anayasa’dan silinecek, Türkiye Cumhuriyeti tarihe karışacaktır.
Çünkü “parçalara bölünmüş Türkiye” somun olmaktan çıkmış, yutulmak için lokmalar haline getirilmiş ekmek halini almış bir Türkiye’dir. Akıl almaz bir şekilde Erdoğan ve ekibi böyle bir Türkiye’nin şimdikiden çok daha kenetlenmiş bir Türkiye olacağını savunuyor, milletin büyük bir kesimini de buna inandırmış bulunuyor...
Böyle bir şey elbette ki, mümkün değil...
Niye mümkün olmadığını görmek için fazla kafa yormaya bile gerek yok. Aynı şeyi, Türkiye’yi bütün ve güçlü görmek istemeyenler “Büyük Ortadoğu Projesi” ile bölgeye sarktılar ve bunu açıkça dile getirdiler. “İslam ülkelerinin rejimlerini ve sınırlarını değiştireceğiz” dediler. Ve birilerini bu projenin “eş başkanlığı” ile görevlendirdiler...
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihe karışmasını Yunanistan isteyebilir, İsrail isteyebilir, PKK isteyebilir, Çin isteyebilir... Yine Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihe karışmasını, bu ülkeyi “İki ayyaşın kurduğu ülke” olarak görenler isteyebilir.
İsteyebilir de, bu yolu açacak değirmene su taşıyan diğer siyasiler niye ister, bizim anlayamadığımız işte bu...
Her icraatı ile “başkanlık” isteyen ve “benden kurtulamazsınız” diyen adamın parti programına, partisinin seçim vaatlerine yeniden ve yeniden bakın, ondan sonra “o iktidar olursa” ben de “ana muhalefet” olur, bir sonraki seçimde iktidar koltuğuna otururum hesabı yapanlara, “Bir sonraki seçimde Türkiye kalır mı?” diye sorun lütfen