Belediyelerin inanılmaz kayıpları
Günümüzün çağdaş milliyetçileri yerel yönetimlerin önemini kavrayamasa da belediyelerin toplumun nezdinde neler yapabildiğine tanık oluyoruz. 1999’da bölücü başının paketlenmesiyle bitme noktasına gelen terör Güneydoğu’daki malum belediyeler yüzünden yeniden semizlendi. Nitekim Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek’in deyimiyle “Ermenistan Sınırı” na dayandı. Devletin tiyatro partisi milletvekilinin “Bin yıllık kaleyi düşürdük” dediği Iğdır gibi illerimizde Belediyelerin terör örgütünün kontrolüne girme sebeplerini bu sütundan uzun uzun tartışmaktansa yakın tarihin müsebbiplerini yargılayacağına ilişkin inancımızı tekrarlayalım.
Yurdun çeşitli yerlerinde aday tespiti ve yanlış politikalar yüzünden kaybedilen belediyelerde şimdi binlerce milliyetçi ülkücü esnaf zor günler yaşıyor. Keyfi olarak kira kontratları iptal ediliyor, işçisi memuru, sözleşmeli personeli istifaya zorlanıyor, tayinleri çıkarılıyor. Haklarını arayan ciddi bir mercii de yok. Bireysel başarıları yüzünden göreve devam eden ya da yeni seçilenler ise hükümetin baskısı altında. Biriken borçlar yüzünden parti değiştiren hatta belediyeyi satmakla karşı karşıya olanlar var. Halkın ekseriyetiyle parti ayrımı yapmadan çalışanlar da yandaş medyanın hedefi haline geliyor.
Geçtiğimiz hafta Avrasya Televizyonu’nun yemeğinde bir araya geldiğimiz Banu Avar, Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçi’yi anlat anlata bitirememişti. Hangi partiden seçildiğini bilmediği Saatçi’nin 1999’dan bu yana üç dönemdir MHP’den seçildiğini hatırlatınca Avar çok sevindi ve en kısa zamanda ziyaretine gideceğini söyledi. Ertesi gün bazı gazeteler “Memleketi Türkler idare ederse sorun çıkmaz” sözlerini çarpıtarak verince tebessüm etti. Saatçi yandaş medya ve uzantılarına Fethiye’de rant sağlamadığı için hedef seçiliyor. Meyveli ağacı taşlamaya kalkışanlar bu defa sert kayaya çarptılar. Fethiye’de yaşayan herkes Behçet Saatçi’nin kıymetini takdir ediyor ve başkanlarına sahip çıkıyorlar. Üstelik Saatçi Gazi Mustafa Kemal’in “Asli Cevheri” sözlerini tekrar ettiği için baştan sona haklıdır.
Gelelim Isparta’ya.. Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in memleketi Isparta’da son beş yıllık zulüm sona erdi. 18 Mart 1999’da seçilip Isparta’nın çehresini değiştiren Yüksek Mimar Mühendis Yusuf Ziya Günaydın 2004’deki AKP rüzgârıyla beş yıl ara vermişti. Tayip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir kadrosundan getirdiği Hasan Balaman kelimenin tam anlamıyla şehrin canına okumuştu. Gazeteci dövmekten, esnafa keyfi ceza yazmak, Meclis kararlarını hiçe sayıp muvazaalı satış ve ihale yapmak gibi yüzlerce olayın müsebbibi olan Balaman gittiği gün Ispartalı deve kurban edip lokma ve helva dağıttı. Beş yıl aradan sonra ezici bir çoğunlukla seçilen Yusuf Ziya Günaydın 2004-2009 yılları arasında Isparta’nın kaybını hesaplatmış, 150 bin nüfuslu kentin kaybı tamı tamına 621 milyon TL yani 621 trilyon. 7 dosyadan suç duyurusunun yapıldığı kayıpların 125 trilyonu biriken borç. 54 dairenin satışından 6 trilyon, İSBAŞ fabrikasının satışından 8 trilyon, GÖRTAŞ hisse senetlerinden 12 trilyon, 214 gayrimenkul satışından 20, Çarşamba pazarı 600 işyeri satışından 450 trilyon olmak üzere toplam kayıp 621 trilyon.
150 bin nüfuslu Isparta’nın böyle bir kaybı söz konusu iken nüfusu milyonlarca olan şehirlerdeki rantı hesaplamak benim gibi matematikten ikmale kalanlara göre bir şey değil. Şimdi yapılan antlaşmaları gözden geçiren Günaydın, ilk etapta 40 trilyonu kurtarmayı başarmış. Arap saçına dönen diğer dosyalar yargıya intikal ettirildi. Umarım geç de olsa adalet yerini bulur da kayıplar telafi edilebilir.
Yusuf Ziya Günaydın ve Behçet Saatçi’nin şahsında başarılı belediye başkanlarını kutluyor, meydanı AKP dayatmalarına bırakmayanları gönülden selamlıyorum.
Bir de güzel haber okudum. TEMA ile işbirliği yaparak Afyon’daki doğduğu köyü kurtaran Asım Kocabıyık’ın çiftçi gelirini 13 bin 500 TL’ye yükseltip köyünün nüfusunu beşe katladığı proje gözlerimi yaşarttı. TEMA Başkanı Hayrettin Karaca’yı anlatmama gerek yok. Bana göre yaşayan en büyük Türk milliyetçilerinden birisidir. Asım Kocabıyık gibi iş adamlarının doğduğu köye yatırım yapması güzel örnek. Bir ya da bin ağaçlık katkı ile her vatandaşımız doğduğu köye mütevazı yatırım yapar inşallah.