Beethoven, İnönü ve hatırlattıkları...
BBC yapımı mini dizi TRT 2'de başlatıldı. Her şeyden önce oyun ve oyuncu kalitesi tartışılmaz. Tamamı, müzik dehası Ludwig van Beethoven'le ilgili. Aslında orjinal adı; "Dahi ve Deli".
İki Almanya birleşene kadar başkent Bonn'du Yıllar sonra doğu-batı birleştiğinde devletin yönetim merkezi Berlin'e alındı.
Beethoven, Viyana'ya göçmüşken annesinin vefatı üzerine yeniden doğduğu kent Bonn'a döndü.
Viyana ürünleri
Ölümsüz denilecek çalışmalar ise hep Viyana'da tamamlandı. Bu da 1770'ler içindedir. Bu dönem, çalışmalarını tamamlamak için sırf üretimde bulunduğu yıllardır. Onun en muhalifi olan Haydın'la ters düşmesinin sebebi sağır olmasıdır. Bu eksikliğini karısından bile saklamaya uğraşmıştır.
5 piyano konçertosu, 32 piyano sonatı, 16 yaylılar dörtlüsü ile tek operası Fidelo'nun tamamlanması bu zaman dilimine sığdırılmıştır. Beethoven, üç defa yer değiştirdikten sonra tifüsten ölüp Viyana'ya defnedildi.
Ve İsmet Paşa
Bizim tarihimizde Beethoven kadar olmasa da sağırlığıyla ünlü biri var: İsmet İnönü
Paşa bir topçu subaşyı idi. Görevi gereği maruz kaldığı aşırı gürültü sebebiyle işitme duygusunu yavaş yavaş kaybetmişti. Onunla ilgili espriler arasında bu yönüyle ilgili olanları bir hayli fazladır. Bu tip söylemler Paşa'nın kulağının dibinde bile yapılırdı. Hatta bir defasında, kendisi için yapılan "Bizim besteci" yakıştırmasını duyup, "Benden bahsediyorsunuz değil mi?" diye bağırmıştır.
Duyma konusundaki ortak özellikleri dışında Beethoven ile İsmet Paşa'nın bir diğer ortak yanları da her ikisinin sevdiği müzik tarzının klasik batı müziği olmasıdır.
Maskeye sığmayan burunlara bir çare
Koronalı günlerin yaşattığı zorluklar insanları bunaltırken göze çarpan bir sıkıntı da yüze uygun maske bulma sorunu.
Emre Ulaş hemen, herkese açık, "Maske Takma ve Burun Yarışması" düzenlemeli. Adam ya da kadın öyle tipler var ki, bunların maskeleri mutlaka "özel yapım" olmalı. Çevrenizi şöyle bir süzseniz, göreceksiniz ne burunlar var! Bunları standart bir bez parçasının arkasına alabilmek mümkün değil. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun tespitlerini de dikkate alacak olsanız o burunları mevcut ölçüdeki maskelerle saklamak imkansız.
Muhalif ekranın başarılı yüzakları
Halk TV'de öyle isimler ve onlara açılan programlar görüyorum ki mükemmel ötesi. Gürkan Hacır'ınki Taksim Meydanı. Eğer konuklardan biri İlhan Kesici ise muhalefetin tadına doyulmuyor. Kesici ithalat- ihracatı iyi biliyor. Bu ekipte İsmail Saymaz ile Barış Yarkadaş da mevcutsa izlemenin keyfi bitmiyor. Kesici'nin verdiği Atatürk Barajı örneği dahi yetti. Bugüne kadar barajın sağladığı gelir, günümüzdeki değerinin 4 katı. Bu da Süleyman Demirel ve sağ kolu Sedat Üründül'e rahmet okumaya kâfi.
Halleri ortada
TRT 2'de Alev Alatlı, Süleyman Seyfi Öğün ve Ayşe Böhüler'in dünya görüşleri tartışıldı. Günümüzde Türk sağı ve solunun ne duruma geldiğinden bahsedildi. Bu konuya vakıf olanlar üç yazarın da durumunu iyi bilmekteler.
Yorumum
Kişisel olarak Alev Alatlı'nın dönüşü için fazla söze gerek yok. Sağlanan parasal kaynaklar meydanda. Her alanda dönüşü normal.
Süleyman Seyfi Öğün bir derece. Üçlünün arasında tek aynı çizgiyi koruyan Ayşe Böhüler. 40 sene önce neyse bugün de aynı yerde. Hele akçalı işlerle hiç alâkası olmadı.
KISA... KISA
Pütürge sallanınca
Gazetelerin Anadolu yollarını tuttuğu saatte beklenen deprem haberlerinden biri Malatya'dan geldi. Hani geçenlerde bahsettik ya; ülkemiz sanki "deprem salıncağı"
Daha önce de yazdık, söyledik; İstanbul başta hastanelerin artırılışı hep bu beklenen deprem felaketi yüzünden. Ne diyelim, geçmiş olsun, Allah beterinden saklasın.
Çirkinlik sürerken
Lezzet Düşkünleri'nin şefi Gabrielle'nin parmaklarındaki demir ve tenekeden yapılmış aksesuarlar yerlerinde duruyor. Sanırım, bu hijyen karşıtı çirkinliklerin hâlâ kalkmamasının nedeni programın çok önceden çekilmiş olması.
Zevkle izleniyor
Orhan Ayhan'la yine ortalığı yıktı geçti. Sporun her dalında üstadın yerini doldurabilecek birini bulmak henüz mümkün olmadı.