Suriye batağına saplanmamız sonucu yaklaşık 5 milyon sığınmacı ülkemize geldi.
Bunları büyük çoğunluğu Avrupa Birliği (AB) ülkelerine gitmeyi hedefledi.
AB ülkeleri ise kapılarını kapatarak para vererek Türkiye’yi sığınmacı kampına dönüştürdü.
Türk milletinin milyarlarca doları sayıları 9-10 milyon ulaşan çeşitli ülkelerin mülteci ve sığınmacıları için harcandı, harcanıyor.
Türkiye bunlara her türlü insani ve ekonomik yardımı yapıyor.
Karşılığında Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiye’ye sadaka gibi verildiği iddia edilen paralara razı oluyor.
Türkiye’de yaşanan ekonomik krizin bir nedeni de sığınmacılara yapılan harcamalar.
Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye’ye muhtaç ama Erdoğan teslimiyetçi yapısı ile bu sorunu Türkiye lehine koz olarak kullanmadı, kullanamıyor.
Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini de Schengen vizesini de kastediyorum.
Beceriksiz AKP iktidarı sığınmacılar, mülteciler konusunda tüm yükü Türk milletinin sırtına yüklüyor.
Karşılıksız vermek Allah’a mahsustur…
Keza İsveç’in NATO’ya tam üye olarak alınması konusunda defalarca yazmama rağmen Erdoğan şu şartları kullanamıyor;
Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği,
Amerika’nın F35 uçak projesine Türkiye’yi ortak alması, F16 Savaş uçaklarını satması, Fethullah Gülen’i iade etmesi…
Günümüze gelelim.
Amerika’nın önde gelen yayın organlarından Wall Street Journal’ın haberine göre; Onlarca ülke, Hamas’ın elindeki rehineler için Türkiye’ye başvurmuş.
Amerikan basını, vatandaşlarını kurtarmaya çalışan çok sayıda ülkenin Türk istihbaratından yardım istediğini aktardı.
İşte Türkiye’nin ayağına kadar gelen çok önemli bir fırsat daha.
Erdoğan, mecliste grubu bulunan partilerin liderlerini davet etmelidir.
Bu zirvede iktidar ve muhalefet milletvekillerinden oluşan bir heyetin Hamas ile temasa geçmesi ve rehinelerin Türkiye üzerinden ülkelerine gönderilmesi için arabuluculuk yapması olumlu sonuç verebilir.
Bu heyetin aynı zamanda İsrail’in Gazze’ye saldırılarını durdurması için arabuluculuk yapması da sağlanabilir.
Dışişleri bakanlığımız, Amerika, Rusya, Çin, İran ve AB ülkelerini Türkiye’nin rehineler ve ateşkes konusundaki resmi arabuluculuk desteğini talep etmelidir.
Filistinli kardeşlerimiz için aktif politika üretmeli, hamaset söylemlerinden kaçınmalıyız.
Vurgulamak istediğim de şudur:
Amerika’sı, Rusya’sı, İran’ı, Çin’i AB ülkeleri Türkiye’ye muhtaçtır.
Hele hele Türkiye Orta Doğu bataklığının parçası değil Orta Doğu’da kalıcı barışın sağlanması için aranan ülke olmalıdır.
Erdoğan’ın ülkemizin jeopolitik ve siyasi konumunu bu çerçevede değerlendirmesi şarttır.
Erdoğan bunu başarabilir mi? Hiç sanmam…
Batılı ülkeler Türkiye’ye muhtaç ama beceriksiz AKP iktidarı maalesef bu kozlarımızın hiçbirini kullanamıyor.
