Bazı CHP'liler ne zaman akıllanacak?

Personeli halkla sıcak temas halinde olan herhangi bir devlet kurumu tutsa, “Halkın gözü önünde yiyip içmeyin, oruç tutanlara saygılı olun” muhtevalı bir genelge yayınlasa, Türkiye’de neler olur acaba?
Ben size söyleyeyim yer yerinden oynar. “Biz demedik mi şeriat geliyor” diyenlerinden “Mahalle baskısı ancak bu kadar olur” diyenine, “Laiklik elden gitti, Atatürk’ün kemikleri sızlıyor” diyeninden “AKP’nin demokrasiyi araç olarak gördüğü iyice su yüzüne çıktı” mealinde köşe yazıları döşenenine ve manşetler kuşananına kadar bir vaveyladır kopar ki, millet de Mehdi zuhur etti zanneder.
Böyle olacağını nereden mi biliyoruz, elbette bugüne kadar yaşadıklarımızdan ve bir de tabi Meclis’te sorulan bir sorudan biliyoruz.
O soru karşısında Ankara İl Sağlık Müdürü Mustafa Aksoy şöyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı: “Ramazan ayında oruç tutan personel olacağı düşünülerek, yemek firmasına fazla para ödemesi yapmamak adına sayı tespiti yapılmıştır. Bu uygulama yeni başlatılmış bir uygulama olmayıp, hastanemizin kuruluş yılı olan 1995 tarihinden beri yapılmaktadır.”
Müdür böyle bir açıklama yapmıştı çünkü CHP Ankara Milletvekili Sayın Yılmaz Ateş, “Oruç tutanları mı fişliyorsunuz?” diye sormuştu..
CHP içersinde halkın inançları ile ilgili en ufak bir açılım bazen nedense işte böyle hop oturup hop kalkmaya sebep oluyor.
Hani dedik ya, personeli halkla sıcak temas halinde olan bir devlet kurumu Ramazan ayında göz önünde yiyip içmeyin dese yer yerinden oynar diye, oysa böyle bir duruş bir saygı, saygıdan kaynaklanmıyorsa bile bir “akıl gereği”dir.
İslâm’a ve Müslüman’a zerre saygısı olmayan Siyonist İsrail yönetimi bile Ramazan ayında tuttu Gazze’nin geçiş noktalarındaki asker ve polislerine, “Halkın gözü önünde yemek yemeyin, meşrubat ve sigara içmeyin” talimatı verdi. Kendi açısından kötü yaptı denebilir mi? CHP, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir partidir amma ne hikmetse “açık oy gizli tasnif” ayıbı ile kazandığı o seçimden beri 60 yıldır halkın önüne onlarca defa konulan seçim sandığından bir türlü tek başına iktidar olarak çıkmayı başaramadı. Sebebi işte bu görüntüdür..
Ayrıca CHP bu tür tavır alışlarıyla, halkın inançları ile kurucusu olduğu Atatürk ve laikliği karşı karşıya getirdiği için bu değerlere zarar veriyor.. Atatürk bu dinin değerini bilerek halkı harekete geçirdi, yedi düveli yendi, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu. Ondan sonrakiler böylesine muazzam bir kudrete sırtlarını dönerek Türkiye Cumhuriyeti gibi asrın mucizevî zuhurunu bugün çözülmenin eşiğine getirip bıraktılar. Sayın Baykal Türkiye’nin sürüklenmekte olduğu maceranın sonu hakkında isabetli tahminlerde bulunuyor, çözüm önerileri de sunuyor. Amma iş halkın inançlarına değer vermeye geldiğinde bocalıyor, “Bu çözüm olsaydı Irak’ta olurdu” türünden sözler söylüyor.
Hayır Sayın Baykal, üzerinde oynanan oyunlar bakımından bir farklılık bulunmasa da, yine de, Irak başka, Türkiye başkadır! Irak’ın üzerinden Saddam geçti, Halepçe geçti, Çekiç Güç geçti, Irak’ta mezhepler ve ırklar belli bölgelerde kümelenmiş durumda, kız alıp vermeler, iş-aş bölüşmeler ve daha pek çok şey Türkiye gerçeği ile örtüşmüyor, örtüşemez. Kesinlikle tek çözüm demiyorum, amma inançlara azamî saygı, büyük bir imkân..
O yoksa sen bu kutuplaşmayı anayasaya koyacağın vatandaşlık tanımı ile nasıl sağlayacaksın? Mezradaki vatandaşın anayasadan haberi mi var? Yok. Amma tek başına bir mağarada yaşıyor olsa da oradaki vatandaşın beş vakit namazdan, oruçtan, din kardeşliğinden haberi var. PKK emir versin, herkesi tehdit etsin, “Herkes otuz gün akşam şu saate kadar ne yemek yesin, ne su içsin, aksini yapanı kurşuna dizerim” desin, PKK’yı kim dinler? Kaşla göz arasında millet karnını doyurur, suyunu içer. Amma aynı insanlar kadını, çocuğu, yaşlısı hatta hastası ile Allah’ın emri olduğu için o saate kadar yemiyor, içmiyor, bu ne büyük bir imkândır kadrini kıymetini bilene.. Sözümüz aynı zamanda bu nîmetin farkında olmayan CHP’li gibilere de..

Yazarın Diğer Yazıları