Bayram helalleşmesine giriş
Gazeteci Aytunç Erkin, 28 Şubat Davası''nın "bavul"u CD 5''in neden "delil" olamayacağını uzun uzun anlattı. Barış Terkoğlu ve Sami Menteş, kamuoyunun nasıl kandırıldığını kitaplaştırdı; söylenen bütün yalanları bir bir sıraladı. Balyoz iftirasının mağduru Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, 28 Şubat başlığı altında bir helalleşme olacaksa, bu helalleşmenin herkesten önce, olmayan bir suçtan hukuksuz şekilde yargılanıp da hayatının son günlerini cezaevi hücrelerinde geçirmeye mahkûm edilen komutanlar ve aileleriyle olması gerektiğini tekraren vurguladı.
Keza, davanın beraat eden sanıklarından Emekli Albay Alican Türk, yargılama aşamasından itibaren ciltlerce kitapla bunun bir "hukuk davası" olmadığını kanıtlamaya çalıştı.
Mehmet Bican aynı şekilde…
*
Haksız, hukuksuz, insafsız, vicdansız, mantıksız, acımasız, hunhar, musibet, felaket ne varsa; ibret alınmadığından tekerrür edip duran bir ülkede nefes almaya çalışıyoruz;
Zor zanaat.
*
Mesleğimin hatırı sayılır bir bölümü; Ergenekon, Balyoz, Oda TV, Askerî Casusluk yaftalı kumpasların mağdurlarından gelen cezaevi mektupları ve avukatlarından gelen hukuki değerlendirmeleri okumak/yazmakla geçti.
Onları, 15 Temmuz''dan sonra, bu mağduriyetlerin müsebbibi olan yapıya mensup olduğu iddia edilen ve fakat elde bunu kanıtlayacak hiçbir somut delilin bulunmadığı, hiç tanımadığım insanlardan gelen mağduriyet mektupları takip etti;
"Adalet" herkese gerekti.
Arkasından, bazı meslektaşlarımız yeniden ve yine hukuksuzca hapsedildi; onların sesi olma vazifesi…
Mektubu gelmeyen ve "hukuk dışı" geliştiğini görmek için de zaten bir cezaevi çığlığı da gerektirmeyen Gezi Davası mağduriyetleri…
Bırakın yargılanmayı, devletin ali menfaatlerini düşündükleri için teşekkür etmenin, takdir etmenin, daha da değer vermenin gerektiği amiralleri, "Montrö" ve TSK''yı yeni bir paralel yapılanmaya kurban etmeme hassasiyetleri için itibarsızlaştırma/cezalandırma girişimi…
*
Ve şimdi…
Sürecin sonunda, aramızdan kaç kişi dert etmiş, yazmış, çizmiş, eleştirmiş, itiraz etmiş, kamuoyuna "aslında bildikleri gibi olmadığını" anlatmayı denemiş olacak bilmiyorum ama, hepimizin önünde, 28 Şubat Davası''yla cezaevine atılan 80''li, 90''lı yaşlardaki komutanların ailelerinden, avukatlarından gelen durum bildirimleri var şu günlerde…
28 Şubat neydi, ne değildi…
Dava kimin heybesindeydi…
Tamamı "bilgi"; belgeli.
Ve fakat;
Bütün netliğiyle gözümüzün önünde olmasına rağmen kitlesel bir görmezden, duymazdan, bilmezden var gerçeği.
Siyaset için çok "cızzzz" mesela; yıllarca, dini duyguların istismarı o derece yoğundu, toplum öyle derin manipüle edildi ki; iktidar belirleyici muhafazakâr oyları kaybetme korkusu, "28 Şubat için adalet" mücadelesinin freni haline geldi.
Şüphesiz daha zor yoldu;
Ama…
Aslında…
Bu ülkenin muhafazakâr, dindar veya her nasıl adlandırıyorsanız o çoğunluğunu, kendilerine onca yıl anlatılan 28 Şubat''ın "büyüklere masallar"dan başka bir şey olmadığına ikna etmek de pekala mümkün olabilirdi.
*
Bu "cızzz"lı alanın, asgari zekaya ve zerre adalet duygusuna sahip olan kimsenin itiraz edemeyeceği kimi gerçeklerini -bayram vesilesiyle- bir kere daha paylaşacağım şu birkaç gün sizinle;
Bayramlar "helalleştiğimiz" de günler ya…
*
Misal, "bu 28 Şubat Davası" nereden çıktı?
*
Şimdi FETÖ diye anılan yapının "cebinden"; mecaz değil, sahiden öyle!
*
18 Nisan 2007.
New York JFK Havaalanı.
FBI, iki Türk''ü gözaltına aldı.
Sorgulanan Türk vatandaşların yanında bazı belgeler vardı. Belgelerde de bazı isimler; 28 Şubat sürecinin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı gibi… Genel Sekreteri Erol Özkasnak gibi…
Sonraki yıllarda kimi Ergenekon, kimi Balyoz, kimi de 28 Şubat yargılamalarının sadığı olacak TSK mensuplarının listesini okyanus ötesi seyahate çıkaran iki Türk, şimdi FETÖ olarak anılan yapının "emniyet imamı" olarak bilinen Osman Hilmi Özdil ile "MİT''ten sorumlu imam" olduğu söylenen Murat Karabulut''tu.
FBI, ulaştığı belgeleri Türkiye''ye yolladı.
Sonra pufffff!
Belgeler buharlaştı.
Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek''in de aralarında olduğu ve sonradan FETÖ davalarında hüküm giymiş bir grup polis müdürü, tahmin o ki "geride delil bırakmamak için" hedef listelerini yok etmişti.
*
28 Şubat''ın (da) bir hukuk davası olmadığını ispata yetmezse…
28 Şubat soruşturmasını, sürecin Başbakanı Necmettin Erbakan''ın "darbe" olduğu ileri sürülen istifasından tam 15 yıl sonra ve istifasıyla ilgili olarak bir gün bile TSK''yı suçlamamış, baskı, zorlama, darbe imasında bulunmamış olan Erbakan''ın ölümünden hemen sonra başlatan Savcı Mustafa Bilgili -ki Kozmik Oda''yı da aratan savcıydı- ve yardımcısı Kemal Çetin FETÖ''den hüküm giydi.
Yetmezse…
Dava aşamasında, düzenli olarak her ay tutukluluğun devamına kararı veren özgürlük hâkimleri(!) Nihal Uslu, Halil İbrahim Kütük, Ahmet Korkmaz, Kadriye Çatal, Abdullah Bahçeci, Dündar Örsdemir''den kimi firar etti, kimi hüküm giydi; tamamı FETÖ''den ihraç edildi.
*
Yetmezse, 28 Şubat Davası''nın açılacağını ilk duyuran kişi, soruşturmadan 6 ay önce, Nazlı Ilıcak''tı.
*
Yetmezse…
Yarın devam edelim mi gerisine…