Başkomutan'ın kulağı çınlasın!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 30 Ağustos resepsiyonunu bu yıl da iptal etmesine doğrusu kendi adımıza pek fazla üzülmedik.
Aksine, hak verdik bu yerinde karara.
Kimileri ‘başka şeyler’ ima edip, eleştirse de bize göre zat-ı alilerinin o koltukta oturduğu süre içinde verdiği en doğru kararlardan biridir.
Hastalığı nüksetmese de aynı çizgide olması gerektiğini düşünüyoruz.
‘Hükümetin’ başı ne zaman sıkışsa bir hamlede ‘cumhurun reisi’ olduğunu unutur gibi olan ve ‘takım arkadaşlarına’ desteğe koşan, ‘rektör atamaları’ başta olmak üzere altında imzasının bulunduğu pek çok icraatta sürekli okları üzerine çeviren Gül, iddia ediyoruz örnek bir tavır (!) sergilemiştir.
Kimse hadiseyi sağa sola çekmeye, altında bir ‘çapanoğlu’ (!) aramaya yeltenmesin.
Unutmayın ki Gül, Cumhurbaşkanı sıfatıyla aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de başkomutanıdır.
Dolayısıyla 30 Ağustos resepsiyonunu bir de bu gözle, bir de bu yönden irdelemekte fayda görmekteyiz.
‘Başkomutanın’ komuta ettiği generallerden, aralarında ‘halkın seçtiği milletvekillerinin’de bulunduğu 300’e yakın kişi bugün kodestedir.
Subay ve astsubayları da ekleyin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda tümamiral yapılacak sayıda insan bulunmamasını da bunun üzerine koyun, ‘neyle, kimin zaferini kutlayacaksınız’, varın bir hesap edin.
***
Başkomutan bu yıl ‘sağlık gerekçesi’ ile resepsiyonu iptal etti ya, hiç gocunmadık, hiç alınmadık.
Hani yandaş kalemlerin, yancıların, yanaşmaların, beslemelerin senelerdir dillerine doladıkları “Her taşın altından asker çıkıyor” şeklindeki kuyruk acısını ortaya koyan ifadeler var ya, buyurun işte artık o da yok.
Askerin ‘kendisi’ olmadığı gibi, ayaklarını suya soktuğu ‘tatil köyleri’, kızını oğlunu everdiği ‘orduevleri’, şehrin kıyısında köşesinde kalmış tek yeşil alan durumundaki ‘kışlaları’ da yok artık.
Orduevleri ‘herkese’ açık. Kışlalar birer birer ‘ultra-lüks konutlara’ dönüştürülüyor. Tatil köylerine ise ‘devletin her memuru’ elini kolunu sallayıp girebilecek.
Var olan sadece ‘apoletlerin üzerine kondurulan’ başarılı bir psikolojik operasyon.
Dolayısıyla Abdullah Gül bu yıl da 30 Ağustos resepsiyonunu iptal etse ne olur, etmese ne olur?
Haklıdır, sonuna kadar destekliyoruz.
‘Resepsiyon’ ile kalınmamalı hatta bu, ‘30 Ağustos Zafer Bayramı’ denilen şaibeli (!) bayram, takvim yapraklarından da silinip atılmalıdır.
Fazla mı ileri gittik, Başkomutanı kızdırır mı bu ifade, silip ‘daha yumuşak’ bir söylem mi kullansak acaba?
***
Yok yok, az bile olduğu kanaatindeyiz.
Zafer bayramı ‘zerzevatçılar’ (!) ile kutlanılamayacağına, bir ‘askeri yönü’ bulunduğuna göre, orada, bayram yerinde olması gereken onca ‘asker yoksa’ eğer, neyi niye kutluyoruz ki?
Üstüne üstlük buna niye bir izah getirilmez.
“Kol kırılır yen içinde” denilebilir. “Bir takım çürük elmalar yüzünden TSK’nın tamamı zan altında bırakıldı” diye yüreklere su serpilebilir.
Oysa durum öyle değil. Başımıza örülen çorap bununla noktalanmıyor.
Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı.
‘Başkomutan’, resepsiyonu iptal etti.
Ama ‘reis’ böyle bir kararı alırken, ‘cumhurun’ kafası daha vahim, daha iç karartan bir başka hadise ile meşgul.
Bölücü terör örgütünün Meclis’teki uzantılarından biri, tam da 30 Ağustos arifesinde buyuruyor: - “400 kilometrelik bölge PKK’nın denetiminde. Ordu orada operasyon yapmadı ki, operasyonu bitirsin. Ordu sadece havadan ikmal yapıyor.”
Mıh gibi çakılır bu iddia her Türk’ün böğrüne, kan sıçrar her vatan evladının beynine.
Bir ‘başkomutan’ değil kulağındaki çınlama, ‘ölüm döşeğinde’ olsa kalkar ve “İt ürür, kervan yürür” diye yağmasa da gürler.
Bir milli bayram öncesinde cumhuru ‘çakal sürülerine’ karşı yüreklendirir, ‘kuru laflara’ pabuç bırakılmayacağını dile getirir.
***
Yapılan nedir, yalnızca “Kulaklarım çınlıyor, resepsiyon falan yok” açıklaması.
Haydi ‘Başkomutan’ sıfatıyla bir açıklama da, ‘vatan topraklarının 400 kilometrelik bölümünün işgal edilmesine’ ilişkin yapıverin. Çekin çizgili pijamalarınızın üzerine robdöşambrınızı, çıkın balkona, “Bunlar safsata. Devlet, millet, ordu dimdik ayakta” diye buyurun. ‘Başkomutan’ hazretleri, bir bayram günü yine kulaklarınızı çınlattık ise affola.