Tuğrul Türkeş kuşku yok ki Devlet Bahçeli'yi ve MHP'yi en iyi tanıyan siyasetçilerin hatta AK Partililerin önünde gelir.
"Sayın Bahçeli çok deneyimli ve kurt bir siyasetçidir. Şüphesiz ki bir stratejisi vardır" diyen Tuğrul Bey "retorikte 'Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben' dense dahi ben pratik uygulamalarda parti menfaatinin öncelikli olarak gözetildiğini bilen birisi olarak söylüyorum. Bu stratejisindeki öncelik de kendi partisinin başarısı olmalıdır ve öyledir de" diyor.
Konu anladığınız gibi Başkanlık konusu ve AK Parti ile MHP ilişkisi.
Bahçeli babasının kurduğu MHP'yi de, yıllarca birlikte siyaset yaptığı Bahçeli'yi de bildiği için Başkanlık işbirliğinden bir tuzak bekliyor.
Ben daha açıkça söyleyeyim MHP tabanının ve ülkücü iradenin Bahçeli'nin Başkanlık desteğine karşı olduğunu açık ve net bir şekilde gördü demek ki Tuğrul Türkeş.
Eğer bu Başkanlık desteği sürerse Bahçeli'nin koltuğunu kaybetme tehlikesi çok daha netleşecek ki Bahçeli'nin "önce partim" anlayışı ile son anda bu sevdadan döneceğini düşünüyor Türkeş.
Tuğrul Bey, Özal'ın siyasi yasakların kaldırılması konusundaki referandumunu örnek gösteriyor ve ANAP'ın çöküşünü de bu yanlış siyasi tercihe bağlıyor.
Özal'ı ve referandum niyetini başka bir yazıda o günlerin tanığı gazeteci olarak detaylı yazarım ama bugün görünen o ki MHP tabanı ve ülkücü taban Bahçeli gibi düşünmüyor Başkanlık konusunda.
İşte bu durumun fakına da Tuğrul Türkeş vardı ama Bahçeli hâlâ anlayamadı tabanının sıkıntısını.
Gerek Sinan Oğan gerekse Prof. Dr. Ümit Özdağ MHP Milletvekillerinin de çoğunun Başkanlık oylamasında "hayır" oyu kullanacaklarını vurguladı.
Türkeş'in, "Referandumu kaybetmek cumhurbaşkanının yasal ve meşru olduğunu tekrar tartışmaya açar. AK Parti'nin buna dikkat etmesi lazım" sözleri MHP'nin oylarının referandumda "hayır" olacağının işaretini taşıyor ve eski partisinin tabanını bilen siyasetçi olarak gerek Recep Tayyip Erdoğan'ı gerekse AK Parti'yi Başkanlık ısrarı konusunda uyarıyor.
Hani denir ya "testi kurumadan önce usta tokadı atmış çırağına " diye.
Tuğrul Türkeş'in sözlerine Numan Kurtulmuş, "Biz kimsenin niyetine bakmayız 330 bulunursa referanduma gidilir" diye yanıt verince anladım ki Başkent'te sular ısınıyor ya da Türkeş'in deyimiyle, "duman yükseliyor"
Duman var da bu dumanın nedeni Başkanlık ateşi kimi yakacak göreceğiz.
