Başınızı emme basma tulumba gibi sallamayın!..
“Zafer Bayramı’nda bir ilk daha” yı görünce yıllar öncesinin televizyonlardaki ünlü bir yarışma programı aklıma geldi.
“Evet-Hayır” ..
Ünlü sunucu Erkan Yolaç hazırlar ve sunardı. Keyifle izler, hoş vakit geçirirdik.
Erkan Yolaç, yarışma başlamadan önce izleyicilere ve yarışmacılara mutlaka kuralları hatırlatırdı:
“Sorduğum sorulara kesinlikle ‘evet’ ya da ‘hayır’ demeyeceksiniz. Kafanızı emme-basma tulumba gibi sallamayacaksınız. Mehter Marşı ile gelip İzmir Marşı ile gideceksiniz.”
Zilin sesinin duyulmasıyla yarışmacı makineli tüfek gibi gelen sorular karşısında ecel terleri döker, sonunda sıkışır ve elenirdi. Yarışmanın çok az kazananı olurdu.
Ama yarışmacılar hep Mehter Marşı ile gelir İzmir Marşı ile giderdi.
“Şimdi bunun Zafer Bayramı’nın yeni kutlama biçimi ile ne alakası var” diye soracaksınız.
Var efendim hem de çok var!..
Komuta kademesinin halet-i ruhiyesine bir bakın, siz de ne anlatmaya çalıştığımı görürsünüz.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in döneminde bir ilk daha oldu. Genelkurmay Başkanlarının eşleri ile birlikte ev sahipliğini yaptığı, orduevlerinde düzenlenen 30 Ağustos Zafer Bayramı resepsiyonları bu yıldan itibaren Köşk’e taşındı. Ev sahibi ‘Başkomutan’ sıfatıyla Gül ve eşi oldu.
30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında tek değişiklik, resepsiyonun adresinde de olmadı. Bu yıl tebrikleri yine Cumhurbaşkanı kabul edecek ancak bu kabul karargahta değil, Çankaya Köşkü’nde olacak.
Ey gidi Erkan Yolaç!.. Kulakların çınlasın..
Bu yarışma esasında öyle basitten bir yarışma değildi. İnsanlarımız, taa o yıllarda biat kültüründen uzaklaştırılmaya çalışılıyor, emme-basma tulumba gibi kafalarını sallayarak her denilene “evet” ya da “hayır” diyerek onay şartlanmasından kurtarılmasına gayret ediliyordu.
Ne oldu?
Olmadı da olmadı!..
İşte size Genelkurmay komuta kademesinin fotoğrafı. Her denilene emme-basma tulumba gibi başlarını sallıyorlar.
Sayın Erkan Yolaç’ın affına sığınarak o muhteşem yarışma programında ufak bir format değişikliği yapıp günümüze uygun hale getireceğim.
- “Bayramların içi boşaltısın mı?”
- “Evet.”
- “Büyük Kurtuluşun zafer coşkusu tüm Türk dünyasına yayılsın mı?”
- “Hayır.”
- “TSK’nın Genelkurmay Başkanı ” terörist “ olarak içeriye tıkılsın mı?”
- “Evet.”
- “Herhangi bir suçu ispatlanmayan subaylar içerdeyken ölse üzülür müsünüz?”
- “Hayır.”
- “TSK mensupları casus mu?”
- “Evet.”
- “Şehitlerimizin adı birkaç Mehmet mi?”
- “Evet.”
- “Süpeeer... Size tanınan süre içinde muhteşem bir şekilde, başınızı emme-basma tulumba gibi sallayıp tüm sorularımızı istenen şekilde ‘evet’ve ‘hayır’ diye cevaplandırdınız. Hiç hata yapmadınız. Büyük ödülü hak ettiniz. Yarışmaya, ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda’ şarkısıyla geldiniz, ‘Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz’ şarkısıyla uğurluyoruz. Tebrikleeer..”
HHH
Yorucu kış ve yaz maratonundan sonra Ramazan Bayramı’nı da fırsat bilerek bir süre izninizi istiyorum. Ramazan Bayramı tüm Türk-İslam alemine mübarek olsun.
Allah Türk’ü korusun ve yüceltsin.