Başımıza yine kötü şeyler gelecek!

Evimiz ana caddeye yakın olduğu için sık sık seçim minibüsleri geçiyor.
Yazı için bilgisayarın başına oturmadan önce balkona çıktım. Üzerinde Erdoğan’ın resmi olan AKP minibüsü “İstikrar için” oy isteyerek “ağır çekim” çekti gitti. Trafiğin normal seyrini aksattı, istikrar için caddenin istikrarını bozdu. Tabii kimse de bir şey söylemedi, söyleyemedi. Benzer durumu muhalefet parti minibüsleri yapsa eminim devlet kendini hissettirirdi. Bunda ne var, küçük bir olay diyebilirsiniz ama öyle değil. Bütün bu olup bitenler tam bir “Balık baştan kokar” fotoğrafı. Görüyorsunuz Başbakan Erdoğan kendisi için ayağa kalkmayan bir general için Türkiye’yi ayağa kaldırıyor, “Bu bir başbakana yapılır mı?” diyor. Ama yine kendisi Van’da partisi için oy isterken Kürtleri Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na yani devlete karşı “O size şöyle yaptı, o size bunu reva gördü” diye kışkırtıyor. Ne için yapıyor bunu. Oyunuzu bana verin, istikrar bozulmasın diye yapıyor. Halkın bir kesimini devlete karşı kışkırtarak istikrar aramak nasıl bir ruh halidir. Siz geçmişe sövün sayın, tek umudunuz benim demek, birlikte yaşama arzusunu şahsa ve partiye indirgemek değil midir? Ortak geçmişi olmayanların ortak geleceği olabilir mi?
Tuhaf olan ise halkın önemli bir bölümünün particilik adına bu mesajlara alkış tutuyor olması.Toplumun yarısı ve ülkeyi yönetenler tarih ve devletle halkın bir kesimi arasına atılan böylesi düşmanlık tohumlarına alkış tutarlarsa biz mecburen “kötü şeyler olacak” demek durumunda kalıyoruz. Yoksa derdimiz asla umutsuzluk değil. Milletin umuduna kurşunu biz değil, milletin birlik ve bütünlüğünü sağlamakla mükellef olanlar sıkıyor. Rüzgâr eken elbette fırtına biçer. Yaşanan süreci şöyle bir gözünüzün önüne getirdiğinizde irkilmeden edemiyorsunuz.
En galiz küfürler, en ağır hakaretler meydanlarda, televizyonlarda en yüksek sesle söyleniyor, gazetelerde en büyük puntolarla yazılıyor. Fitne bu seçimlerde, asla milletvekili listesinde, parti yönetiminde olmaması gerekenler bu seçimlerde. Röntgencilik, mahreme tecavüz bu seçimlerde. Hem yapıp hem söyleyip inkâr etmek bu seçimlerde.Yapmadığını söylemek bu seçimlerde. Haçlılarla ittifak bu seçimlerde. Liderinin kendini peygamber ilan ettiği PKK’ya övgü ve PKK ile pazarlık bu seçimlerde. PKK ile mücadele eden Mehmetçiğe hakaret bu seçimlerde. Sanki hâşâ Allah’a meydan okunuyor. Riya ve yalakalık ise diz boyu. Sonra da “İyi şeyler olacak” deniyor, “istikrar” deniyor. Velhasıl Allah ve Resulünün razı olmadığı her şey her tarafta müptezel bir şekilde mevcut. Böyle “meydan okuma” nın ağır bir faturası elbette olacaktır. İnşallah direkten döneriz, temennimiz, duamız budur.
Amma görünen köy kılavuz istemiyor.
Türkiye olarak ağır bir ameliyat geçireceğimiz kesin.Benim asıl merak ettiğim bu ameliyatın nekahet döneminin ne kadar süreceği ve bu ağır ameliyattan sonra tekrar sağlığımıza kavuşup kavuşamayacağımız. Kim bilir bugün için bize “çok kötü” görünen ve “acı çektiren” bütün hadiseler belki de “hakkımızda çok hayırlı olan” şeylerdir, biz bilemeyiz, Allah bilir. Siyasetin çeşitli vasıtalarla dizayn edilmesinden tutunuz da, hak ve hakikati söyleyen seslerin susturulmasına kadar pek çok şeyin gerçekte hangi doğumlara gebe olduğu yirmi, belki de otuz yıl sonra değerlendirildiğinde anlaşılabilecektir ancak.
Öyleyse durumu şöyle özetleyebiliriz:
Görünen o ki büyük bir ihtimalle başımıza çok kötü şeyler gelecek. Ama bu kötü şeylerin başımıza gelmesi bizim için belki de çok iyi olacak...

Yazarın Diğer Yazıları