Başımız fena halde dertte...
Neyle mi?
“Tarih” le tabii...
Siyasal son sınıfta okuyan bir kız çocuğumuz Kenan Işık’ın sunduğu bilgi yarışmasında Parlamentonun diğer adının Yüce Divan olduğunu söylemiş. İnsan kahroluyor. Aynı okulda okuyan bir başka kızımız da bir başka yarışmada Ayasofya’nın Mimar Sinan tarafından yapıldığını söylemişti. Üstelik bu kızımız doğma büyüme İstanbulluydu.
Bu çocuklar “Atatürkçüyüz” diyor başka bir şey demiyorlar. Bir insan Atatürk’e ancak işte bu kadar zarar
verebilir...
Emperyalist aklın emzirdiği eğitim sistemi, Türk evlatlarını böyle öğütüp öğütüp çöpe atarken, başlarına örülen çorabı fark edip kendi gayretleri ile tarihi gerçekleri bir ucundan yakalamak isteyen Anadolu evlatları çıkıyor, bize, ne okuyalım, nereden başlayalım diye sorular soruyor. Gençlerin bu çırpınışları karşısında doğrusu, aciz kalıyoruz. En iyisi toptan bir cevap vermek dedik ve kendimizce Türk’ün Anadolu’ya ayak bastıktan sonraki on siyasi dönemeci nirengi noktası olarak ele aldık. Bu on noktayı siyasi, askerî, ekonomik ve sosyal yönleriyle öğrenmeye çalışın demeye çalıştık.
Bu on dönem şöyle:
1.Anadolu Selçuklu Devleti üzerine yapılan Haçlı Seferleri ve Kılıç Arslan komutasındaki Türklerin bu seferlere karşı direnişi. (1096-1099)
2.Moğol İstilası. (1258)
3.Yıldırım Beyazıt’ın beş oğlu arasındaki taht kavgası sebebiyle başlayan Fetret Dönemi. (1402-1413)
4. İnebahtı’da Osmanlı donanmasının Haçlı donanması tarafından imha edilmesi, Kaptan-ı Derya Müezzinzade Ali Paşa’nın kellesinin kesilip bir mızrağa geçirilerek Haçlı gemi direğine asılması ve Haçlı dünyasında birlik olunduğunda Osmanlı’nın yenilebileceği inancının yer etmesi. (7 Ekim 1571)
5. Viyana Bozgunu (1683)
8. Balkan Bozgunu (1912-13)
7. Çanakkale Zaferi (l918)
9.Birinci Dünya Savaşı (1914-1918)
10.Kurtuluş Savaşı (1919-1922)
Şurası bir gerçek ki, tarih, askerî savaşlardan ibaret değildir. Değildir amma iş erinde geçinde gelir savaşla çözülür. Sadece Devleti Aliye Osmanlı, Birinci Cihan Harbi’ne kadar 192 savaş yapmış, bunlardan 26’sında mağlup olmuş, 11’i kesin neticeye ulaşamamış, 152’sini kazanmıştır. Görüldüğü üzere milletler ligi futbol ligi gibi değildir. Öyle olsaydı Osmanlı 152 galibiyetle açık ara hâlâ şampiyondu. 152 galibiyeti 26 yenilgi silip süpürmüş, Osmanlı’yı tarihe havale etmiştir.
Evet, bu on dönüm noktasını siyasî, askerî, ekonomik ve sosyal yönleriyle öğrenmek değil, idrak etmek geniş bir ufuk açacaktır. Türk’ün tarihini bilmek için İslâm dinini ve bu dinin askerî, ekonomik, sosyal ve siyasi yansımalarını da idrak gerekir. Ayrıca coğrafi keşiflerin sebep ve sonuçlarını ve emperyalizmin zihniyet dokusunu bilmeden de tarih şuuru elde edilemez.
Tarihi şahsiyetler olarak hemen hemen aynı tarih şuuruna sahip Fatih’i, Yavuz’u, Abdülhamit Han’ı ve Atatürk’ü mutlaka idrak etmek bu topraklardaki Türk tarihini bilmenin ve bu topraklarda tutunabilmenin vazgeçilmezidir.
Yeter mi?
Yetmez...
Ahmet Yesevi’nin Anadolu’yu Türkleştirmede çok önemli fonksiyonlar icra etmiş Alperenlerini de idrak gerekir. Bunu Sünniler de doğru idrak etmelidir, Aleviler de... Osmanlı içerisindeki azınlıkların faaliyetlerini, NATO tuzağını, İstanbul bankerlerini, Tanzimat’ı, İllimunati’yi, İngiliz akıl ve hedeflerini çözmeden Türk’ün ve dünyanın başına gelmişleri, gelenleri ve gelecekleri doğru okumak hiç mümkün değildir...
Evet, tarihle başımız dertte...
Tarihle başımız dertte olduğu içindir ki başımız dertten kurtulmuyor. Bu ülkenin Başbakanları bile pek çok şeyi ya hiç bilmiyor, ya yarım biliyor.
Erdoğan’ın Afganistan konusunda söylediklerini gördünüz.
Yarın nasipse, bir nebze de ona değiniriz...