Başbuğ'u 'Karadeniz çıkarması' yaktı
Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge’sinde Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer ile Gazeteci-Hukukçu Faruk Mercan’ı izleyince Başbuğ’un iddianamesinin ne kadar “kalitesiz” (savcılar umarım iddianameyi itibarsızlaştırdığımı söylemez; zira “kalitesiz” ifadesi bizzat Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e aittir) olduğu görüldü.
İşte ondan sonra bir kez daha Başbuğ’un neden tutuklanıp “Ergenekoncu” ilan edildiğini enine-boyuna sorguladım. Mesela, muhtıracı, açık açık AKP karşıtı Yaşar Büyükanıt değil de etliye-sütlüye karışmayan Başbuğ’un seçilmesi başlı başına tuhaf değil miydi?
***
ABD-NATO’nun Montrö Sözleşmesi’ni ortadan kaldırmak istediği, İran planları başta olmak üzere Avrasya hedefleri ile Rusya’yı çevrelemede Karadeniz’i ele
geçirmeye and içtiği malum...
“Ergenekon” sürecinde en çok Deniz Kuvvetleri’nin vurulduğu, gemilerimizin adeta Hasdal’a demirlendiği de ortada...
İlker Başbuğ’un en sert açıklamayı Trabzon’da, yani Karadeniz’de ve bir gemide yaptığını düşününce fotoğraf eni-konu netleşiyor...
Emperyalizm, “Kürdistan”ı yeni Türkiye’nin yöneticilerine ve derin sessizliğine bakarak Türk Milleti’ne kabul ettirdiğini sanıyor olmalı.
Olmalı ki, Afganistan’a muharip güç göndermemiz (12 şehidimizi unutmayın); yaklaşan İran projesi için acilen Karadeniz’e yerleşmesini sağlamamız bekleniyor gibi. Tüm bunlarla Başbuğ’un ilgisine gelince, Mehmet Ali Güller’in Kasım 2010’da yayınlanan ABD’nin Neo-Osmanlı Projesi Büyük Kürdistan adlı kitabına müracaat etmek gerekiyor. Türkiye’nin 2001’den beri Karadeniz için nasıl mücadele verip burayı NATO’ya kapattığını anlatan Güller, Rus Naşa Verisya Gazetesi’nde Georgiy Filin imzalı, “Rusya, Ukrayna ve Türkiye Karadeniz Savunma Anlaşması mı imzalıyor?” başlıklı habere atıf yaparak şu bilgileri aktarıyor:
“Haberde, üç ülkenin savunma bakanlarının Karadeniz Savunma Anlaşması adı altında yeni bir ittifakın kurulmasına yönelik planlama yaptığı duyuruldu. Habere göre, aslında çalışmalar çok önce başlamış, hatta belgelerin taslakları 2003 yılında hazırlanmış; ancak ABD’nin Ukrayna’daki (Turuncu) devrimi bu çalışmayı uzunca bir süre erteletmişti.”
Gelelim Başbuğ kısmına. Güller şunu söylüyor:
“Habere göre, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Temmuz 2010’da Moskova’yı ziyaret edecek ve ayrıntıları neticelendirecekti. Ardından üç ülkenin savunma bakanları Ağustos ayında anlaşma imzalayacaklardı. Ancak Org. Başbuğ, görev süresinin son iki ayını bu anlaşma yerine Ergenekon soruşturmaları, Balyoz iddiaları ve YAŞ sorunlarıyla geçirdi. Org. Başbuğ Rusya’ya gidemedi; ama 20-23 Temmuz 2010 arasında Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vladimir Sergeyeviç Visotskiy, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’in resmi konuğu olarak Türkiye’ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Rus Savunma Bakanlığı ziyaretin nedenini: ‘Rusya ve Türkiye Karadeniz’de güvenliğin artırılması, mevcut işbirliğinin ileriye taşınması için fikir alış verişinde bulunacak.’ diye ilan etti...”
Hani birileri: “Farkında olmadan Ergenekon’a üye olabilirsiniz.” demişti ya; acaba Başbuğ da onlardan biri mi?
***
Geçenlerde CIA Başkanı Ankara’ya gelip Başbakan Erdoğan’la baş başa görüştü. Aynı günlerde Rusya Kara Kuvvetleri Komutanı Türkiye’ye sürpriz bir ziyaret yaptı. İzleyebildiğim kadarıyla bu ziyaretin anlam ve önemine ilişkin hiçbir açıklama olmadı.
İster misiniz, yakın zamanda Kara Kuvvetleri Komutanı Kıvrıkoğlu da farkında olmadan “Ergenekon’a hizmet etmişler” safına katılsın!..
Müyesser Yıldız / Silivri Cezaevi
+++
SİZDEN GELENLER
BOP haritası için tehdit
Dediler ki; “Artık İmralı’daki cani ile Kandil’deki eşkıyayı muhatap almayacağız. Yasal muhataplarımızla konuşacağız.”
Bu beyanları ile geçmişte terör örgütü ve onun başını muhatap aldıklarını kabul ettiler. Bunda da bir beis görmediler. Şimdilerde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Kuzey Irak Lideri Barzani ile konuşacaklarını söylediler. Bu sözleri ile de Irak Devletini hepten gözden çıkardıklarını, Irak’ın üç parçaya bölünmüş olduğunu resmen kabul ettiler. Ayrıca; Barzani yönetiminin de TC çapında muhatap yani dikkate alınır bir devlet, en azından bir otorite olduğunu da kabul ettiler. Onu yücelttiler.
Seul’de Suriye’yi konuştular... Resimlerinden ne kadar da muhabbetli, canciğer oldukları belliydi. Bizimkinin yüzünden mutluluk akıyordu. Obama ise Dışişleri Bakanımızı parmak usulü “gel gel” diye çağırıyordu. Bu muhabbetin sonunda Suriye işi, başbakan Erdoğan’a yani BOP eş başkanımıza havale edildi.
Netice Türk Ordularının Suriye’ye girişi ve kaos... Kaos’u kapatmak için Kuzey Irak’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin Güneydoğusu ile birleşmesi...Büyük Orata Doğu haritasındaki çizgiler böyle...
Altan Tan’ın son sorusu (tehdidi) şu; “Başbakan bunlara uyacak mı uymayacak mı? Uyarlarsa destekleyeceğiz, gereğini yapacağız.”
Tehdit ediyorlar...
Hüseyin Laptalı
+++
“Şehitlik” tartışması
yeni açılımın işareti
Bakara suresi 154 ayetinde de “Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için ”ölüler “ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.” buyurur. Şehitlik dini bir terimdir.
Radikal gazetesinin MHP lideri Bahçeli’ye ’Peki ya Sevag!’sorusuyla manşetten başlattığı tartışma ve AKP hükümetinin ’sivil şehitlik yasa tasarısı’çalışmaları yeni bir açılım sürecinin işaret fişeği niteliğindedir.
Eş zamanlı ortaya atılan, milli ve dini değerlerin dezenformasyonu ile gerçek gündemi ört bas etmeye yönelik bu mesnetsiz tartışmalar, küreselci-diyalogcu zevatın değirmenine su taşırken bizleri tasarlanan suni gündemle oyalamaya yöneliktir.
Türk değil Ermeni, İslami değil İbrahimi, milli değil küreselci çizgide dillendirilen söylemler ’ŞEHİTLİK’ gibi en kutsalımıza dahi sirayet etmeye başladıysa başımızı iki elimizin arasına koyup düşünme vakti geldi demektir
Mimar Emin Dindar
+++
Gençlerin
1 yılını
harcıyoruz
Liselerde eğitim süresi önceden 3 yıl iken, 2005-2006 yıllarında alınan bir kararla 4 yıla çıkarıldı. Hâlbuki 3 yıllık liselerin bile, son yılı üniversiteye hazırlıkla, bunun için kursa gitmekle geçiyordu. Acaba yeni yetişenlerin zekâ seviyesinin daha düşük bulunduğunun anlaşılmasından dolayı mı, yoksa daha tembel oldukları tespit edildiği için mi, bildirilmedi. Yapılan 3 yılda okutulan derslerin 4 yıla yayılması oldu. Hâlen 4. yıl bilindiği gibi, neredeyse baştan sona üniversiteye hazırlık kursuna gitmekle geçiyor.
Çocuklarımızın ömürlerinin çok değerli 1 yılını, hiç gerekmediği hâlde ziyan ediyoruz. Üstelik birçoğu fakir olan, bir an önce okulu bitirip ailelerine yük olmaktan kurtulmak, ailelerine yardım etmek isteyen gençlerimizi ve ailelerini sıkıntı içinde bırakıyoruz. Bundan dolayı birçoğunun ruh sağlığının etkilendiğini üzüntü ile görüyoruz.
Gençlerimizin ömürlerinin 1 yılının boşa gitmemesi, liselerin yeniden 3 yıla indirilmesi konusunda çaba göstereceğini ümit ediyorum.
Prof.Dr. Halûk Yavuz Meram
Tıp Fakültesi Konya
+++
Bir Türkeş ideali...
Milliyetçi Hareket Partisi, Alparslan Türkeş’in 15. vefat yıldönümünde Başbuğ’un ruhunu şad edecek bir “Türkeş İdealini” TBMM’de kabul ettirdi.
1977 yılında katıldığı ÜLKÜ-BİR 5. Olağan Kurultayı’nda bir konuşma yapan MHP Lideri Alparslan Türkeş, Kur’an-ı Kerim’in Ortaöğretimde okutulması gerektiğinin altını çizmişti.
Aynı dönemde hazırlanan afişlerde “Türkeş: Orta Öğretimde Kur’an-ı Kerim Dersi Okutulmalı” ifadesi yer alıyor, MHP halka “Kur’an-ı Kerim’in” okullara ders olarak getirileceği vaadinde bulunuyordu.
Erhan Özhan
+++
Milli Emlak Denetmenlerinden manidar soru
Saf dışı bırakılmamızın 2B’ye denk gelmesi tesadüf mü
Bizler Maliye Bakanlığı’nın bir zamanlar yere göğe sığdıramadıkları, hak ve adaletin bekçisi olarak görülen Milli Emlak Denetmenleri aylardır mesleki onurumuz için mücadele veriyoruz. Herkes duyuyor, görüyor, hak veriyor ama dillendiremiyor bu meslek mensuplarının uğradığı zulmü.
* Ünvanımız ve bu ünvanı alabilmek için basamak basamak atladığımız sınavlar yok sayılarak değiştirildi, Defterdarlık Uzmanı adı altında hala ne olduğunu bilemediğimiz bir ünvan ihdas edildi.
Bununla da kalınmadı, düne kadar eğitim verdiğimiz, denetlediğimiz ve hatta çalışmaları hakkında olumlu veya olumsuz görüş bildirdiğimiz halihazırda çok kıymet verdiğimiz ancak asla aynı kulvarda olmadığımız (denetim ve idare) bir meslek grubu ile birleştirildik.
* Düne kadar denetim elemanıydık şu an bizlere denetim yetkisi verilip verilmeyeceği dahi belli değil.
Hiçbir zaman hakkımızı ararken parayla pulla işimiz olmadı, böyle bir kavramı asla dillendirmedik ancak maaşlarımız uzmanlarla eşitlenebilmesi için donduruldu. Ne kadar süreyle belli değil.
Özellikle 2B (Orman vasfını kaybetmiş! yerlerin satışı) çalışmalarının bu denli hızla yürütüldüğü bir dönemde bizler neden saf dışı edildik?
Turan Yeltekin
+++
Askerimizden esirgediklerini kaçakçıya verecekler
Çok aziz ve necip Türk Milleti vatanı uğrunda can vermeyi şehitlik bilir... Bu konuda, çok telefon trafiğine muhatap olduğum için, yakınını askerken kaybeden bir kardeşimizin, yeğeni ile ilgili olayı, gönderdiği şekilde aktarıyorum:
“Sayın Hocam,
Yeğenimin askerliğinin bitimine 28 gün kalmıştı. Konya Karaman Hv. Radar üssünde Hav.Sh.eri idi. 08.06.2009 günü bir Uzman Çavuş idaresindeki askeri araç ile radar üssüne su getirmek ve hastaneden radardaki askerlere ilaç almak için Karaman’a gelmişler, suyu doldurup , ilaçlarını almış ve tekrar radara çıkarlarken aracın rampadan aşağı devrilmesi sonucunda uçuruma yuvarlanan yeğenim Burak Görürüm olay yerinde vefat etmiştir.
Askerleri kortej ile yeğenimizi İskenderun’a getirdiler. Kanuna göre şehit sayılmazmış yeğenim. Şehitliğe defin edemedik.
25 yaşında kınalı kuzumuzu asker ettik . Vatani görevini yapması için TSK ’ya emanet ettik. Resmi üniformalı, tam teçhizatlı askerimiz resmi askeri araçta göreve giderken ölüyor şehit sayılmıyor.
Uludere’ki PKK yandaşları, kaçakçılar şehit kapsamına alınıyor. Bu nasıl mantık bu nasıl adalet bu nasıl iş. İsyan etmemek elde değil.
Alper Bayramoğlu”
Nurettin Can
+++
OGS geçiş hızına dikkat
Otoyollarda OGS gişelerinden geçiş hızı 30 km/H tir. Bu sınırlama bugüne kadar denetlenmiyordu. Ancak 1 Nisan 2012 tarihinden itibaren OGS gişelerinden 30 km/H’ten daha hızlı geçilirse OGS okumayacak ve kaçak geçiş gibi işlem uygulanacak, aşırı hız cezası kesilecektir. Bu sebeple 1 Nisan’dan itibaren OGS geçiş hızlarına dikkat edin.
Kemal Nedirli