Başbuğ Türkeş ve Nazilli
Milliyetçi-Ülkücü kuşağın kimliğini, kişiliğini ve hatta imanını borçlu olduğu büyük devlet adamı Alparslan Türkeş’i yitireli 16 koca yıl olmuş. Her nefis ölümü tadacaktır. Şüphesiz her ölüm zamansızdır. Ancak Türkeş’in ölümünden sonraki gelişmelerin muhasebesini titiz yapmak zorundayız. Üstelik Milliyetçi-Ülkücü kadrolar sosyolojik sorgulamasını hayata geçirmekle mükelleftir. Bu sorgulama sağlıklı yapılmadığı müddetçe sonuca varmak, önemli kararlar alabilmek de güçtür. Ve her şeyden önce bu hareketin mensupları, dünyanın en değerli şeyi olan “kadro envanteri”ni çıkarmalıdır. Türk Milliyetçiliğinin teorisyenlerinden olan değerli Hocam Prof. İskender Öksüz namı diğer Ayhan Tuğcugil ile geçtiğimiz gün Nazilli’deydim. Bizim kuşağımızın neredeyse idolü olan Emine Işınsu da vardı. Nazilli İzmir arasındaki gidiş-dönüş yolculuğunda doyumsuz sohbet ettik. İskender Hoca, uzun yıllardır bilgisayar programcılığı yapıyor. Tahsili kimya olmasına rağmen dünyadaki gelişmeleri her yönüyle takip edip, uygulayan entelektüelimiz. Envanter konusunda önemli fikirleri var. İnternet teknolojisi ile bu envanterin kısa zamanda çıkarılabileceğini belirtiyor. Umarım bu proje kısa sürede hayata geçer. Tabii gönüllü kuruluşlarımız ve bireysel katkılar şart.
***
Cumhuriyetin kuruluşunda, İzmir’den sonra Ege’nin en büyük yerleşim birimi olan Nazilli’ye hayat veren, Sümerbank’ın basma fabrikasıydı. Atatürk’ün kurduğu, Türkiye ekonomisi ve kültür hayatına damga vuran fabrika satılıp kapatılınca, Nazilli’de hayat çok değişmiş. Nüfusun azalmasının yanında sosyal yapı da bozulmuş. Buna rağmen Demirci Mehmet Efe’nin torunları namus bildikleri topraklarını muhafaza edebilmek için bir araya gelip Nazilli Belediyesini, Haluk Alıcık başkanlığında MHP’ye teslim etmişler. Üç yıl önce tanıdığımda Haluk’un siyah olan saçları şimdi bembeyaz. Gecesini gündüzüne katıyor. Belediyeciliğin çöp toplama, kaldırım yapma gibi sıradan hizmetler olmadığını, Türk Milliyetçilerinin verilen emanet ile hayatın bütün evrelerinde başarılı olabileceğini kanıtlamış. Dört yıldır gerçekleşen Kültür Festivalinde her kesimden yazar ve düşünür gelip konuşuyor, kitaplarını imzalayıp halkla bütünleşiyor. Adnan Menderes Üniversitesi’nin çeşitli fakülteleriyle 8 bin öğrencisi var. Sosyal Hizmetler bölümü öğrencileri Dünya Otistik Günü münasebetiyle otistik çocuklara yönelik parklarda eğitim ve öğretim çalışması yapıyordu. Davet ettiler o güzelim çocukların nasıl eğitilebildiklerine tanık oldum. Belediye 15 yıl boş kalan 10 katlı binayı onarıp kız yurdu yapmış. Öğrencilerin çamaşırı ütüsü, yemeği, sosyal etkinliklerinin tümüne sahip çıkıyor. Türkiye’nin en uzun ve sağlıklı yaşayan insanların ilçesi Nazilli’de çağımızın en kötü hastalığı alzaymır için tedavi ve bakım merkezi kurulmuş. Sabah servislerle evden alınan hastalar akşama kadar her türlü bakımı yapılıyor. Okulların temizliği, musluk tamiri dahil her ihtiyacını belediye karşılıyor. Belediye konut işini de çözüyor. Bankalarla, kredilerle insanını soydurmuyor. Kelimenin tam anlamı ile örnek belediye.
***
Bugün 4 Nisan... Alparsan Türkeş’in vefatının yıldönümü. Türkeş’in yetiştirdiği nesillere değil ideolojik saplantısı olmayan tüm vatandaşlarımıza soruyorum, “Türkeş hayatta olsa anayasadan Türk kavramını çıkarmaya cesaret edebilirler miydi?”
Sabah Selçuk Üniversitesinde Atatürkçü Düşünce Topluluğu öğrencileri ile sohbet edip akşamda Ankara Türk Ocağının gençleri ile buluşacağım. Türkiye’deki medyanın halini konuşacağız. Beklerim.