Bomba habere geçmeden kısaca hatırlatma yapayım. AKP içinde, Soma faciasının ardından Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in 17 Aralık sürecinden kalan hınçla (paralelci operasyonlara direndiği gerekçesiyle) tekrar hedefe oturtulduğunu ve kellesinin istendiğini ilk ADSIZ’da sizlere duyurmuştum. Ondan sonraki gelişmeler rutine düştü. Bakan  Faruk Çelik medyaya sıkıntıyı doğrular nitelikte açıklamalar yaptı. Başbakan Recep Erdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız’a övgüler yağdırırken tüm gözler Faruk Çelik’in istifa edip etmeyeceğine çevrildi. Bu arada muhalefetin gensoru önergesi vermesiyle yeni bir sürece girildi.
Şimdi gelelim Başkentin derin kulislerinde bomba etkisi yaratan gelişmeye;
Önceki gün (Perşembe) TBMM Genel Kurulu’nda Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik hakkında verilen gensoru önergesinin gündeme alınmasının reddedilmesinin ardından gece yarısı saatlerine doğru Başbakanlıkta kimselere duyurulmayan gizli bir görüşme gerçekleştirildi.
Böbreklerindeki ağrı tekrar nükseden ve gensoru önergesi görüşmesine hastanede ağrı kesici iğne yaptırarak giden Faruk Çelik, Başbakan Erdoğan’dan taşeronluk sisteminin kaldırılmasını öngören kanun teklifi hakkında bilgi vermek için acil randevu aldı.
Bakan Faruk Çelik çok sıkıntılıydı. Başbakanın yakın çevresinde kendisi aleyhine kaynatılan kulislerden ve 17 Aralık sonrası Erdoğan’ın takındığı tavırdan oldukça rahatsızdı Çelik ve bunu da gizlemiyor, açıkça dillendiriyordu. Kafasında istifa kararı ile girdi Erdoğan’ın odasına Faruk Çelik. Soma faciasının ardından parti içinde aleyhinde yapılan konuşmalardan duyduğu rahatsızlığı net bir dille anlattı. İlk gün neden Soma’ya gidemediğini tekrar sağlık gerekçeleriyle izah etti. Bakan yardımcısı ve bazı yetkilileri Enerji Bakanı ile birlikte göndermesine rağmen Taner Yıldız’ın bunu orada kamuoyuna aktarmadığından yakındı. Kendi Bakan Yardımcısının da halkla ilişkilerde yetersizliğinden şikayet etti.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, Soma madeninde aksaklık ve eksikliklerden bahsederken,  “Bakanlığım o ocağı 2 ay önce denetledi. Peki ondan önce denetleyen Bakanlık kimdi?” deyip Enerji Bakanı Taner Yıldız’a göndermede bulundu.
Görüşmede Faruk Çelik’in Başbakan’a lisan-ı münasip ile yaptığı çok önemli bir çıkış daha oldu; maden ocağı sahibi şirketin bazı siyasi yakınlıklarıyla ilgili. Çelik, isimlendirmeye girmeden,  “Sayın Başbakan patronla arası iyi olanları siz  bilirsiniz. Onu koruyanları ortaya çıkarın” dedi.
Bu diyologların ardından sıra son söze geldi...
Çalışma Bakanı Faruk Çelik lafı hiç dolandırmadı;
“Sayın Başbakan istifamı vereyim”  dedi.
Başbakan Recep Erdoğan ise safa yatmayı tercih etti;
“Her gensoruda kelle mi vereceğiz?.. Yok Farukçuğum öyle şey olur mu?.. Ben neyi nasıl ne zaman yapacağımı iyi bilirim. Siz rahat olun” karşılığını verdi. 
Ha!..
Gece yarısı görüşmesinin bahanesi olan taşeronluk yasa teklifine ne oldu?..
Taşeron işçiliğin kaldırılmasına kesin karar kılındı. Önümüzdeki hafta yasalaşabilir.

***

Biraz da AKP içinden duyduğumuz Recep Erdoğan ile ilgili kulisleri aktaralım..
Başbakanın her gün daha da artan hırçın ve saldırgan tutumu yakın çevresinde günün ana sohbetleri haline geldi. En yakın kurmayları bile kendi aralarında sohbet ederken  “Erdoğan kontrol edilemez noktaya geldi” demekten çekinmiyor. AKP’li milletvekillerinden en yandaş gazetecilere kadar  “kontrol kaybından”  duyulan sıkıntı ve şikayetler kulislerde dillendiriliyor.
Büyük de bir pişmanlığın içinde AKP kurmayları;
“Keşke gaza gelip Anayasa değişikliği yapmasaydık da Cumhurbaşkanını yine Meclis seçseydi. Güle oynaya Tayyip Beyi Çankaya’ya gönderirdik”  diye..