Başbakan’ın seçim karnesi
Başbakan’ın seçim afişleri yol kenarlarını doldurmuş: “Milletin Adamı Tayyip Erdoğan” yazıları görülüyor. Suriye’de kurşunlanan Türkmenler, Kerkük’de, Musul’da, Telafer’de topyekûn Irak’ta yok olsunlar diye çöle sürülmüş Türk çocukları milletin bir parçası değil mi? Başbakan’ın millet anlayışını anlamakta doğrusu zorlanıyoruz. Ne hikmetse Türkiye sınırları dışındaki Türklerin varlığını görmüyor, görmek istemiyor. Başbakan’ın icraatının değerlendirilmesinde en zayıf yönü başarısız dış politikasıdır. Meclis kürsüsüne “İsrail terörist afişi” asanların, Filistin için camilerde yardım toplayıp İsrail konsolosluklarını basanların, PYD için Suriye’ye geçenlerin, PKK için dağa çıkanların, IŞİD için militan toplayanların hoş görüldüğü yerde, Türkmen için ne yapıldı? IŞİD denilen iblisin Arap ve Kürtlerle işbirliği yaparak Türkmenleri öldürmesi bu örgütü kuranların ve destekleyenlerin hedefidir.
1.T.C. Devleti kuruluşundan itibaren uluslar arası hukuka saygılı olmuştur. Hukuk dışı eylemlerden devlet, kesinlikle uzak durmuştur. Ne yazık ki son 10 yılda Türkiye terörist ülkeler arasına girmiştir. Devlet sorumluluğu ve ciddiyetinin yerini terör örgütleriyle kurulan münasebetler, onlara sağlanan destekler aldığı için; Türkiye layık olmadığı bir yanlış yere iktidar eliyle sürüklenmiştir.
2.T.C. Devleti, hukukun üstünlüğüne kesin inançla kurulmuş bu inancı koruma dikkatini gösteren bir devletti. Ne yazık ki AKP iktidarı döneminde ülkede hukukun üstünlüğüne olan inanç sarsılmış, hatta yıkılmıştır. Adalet kurumuna yapılan müdahaleler, kanun değişiklikleri, yargının bağımsız olduğu ilkesini kaldırmıştır. Hâkimlerin tayin fırtınasına tabi tutulmaları, mesleğin güvencelerini bitirmiştir. Hukukun üstünlüğü sağlanmadan, hukuka olan güven dirilmeden, ülkeye huzurun gelmesi mümkün değildir. Hukuka inanca dayanan güven, toplumda barışın, kalkınmanın temelidir.
3.Bu iktidar döneminde ekonomi bürokrasisi perişan edilmiştir. Devlet Planlama Teşkilatının sahip olduğu birikim, proje, plan yapma kapasitesi bir kenara itilerek en önemli, karar gücüne yardımcı kurum, tahrip edilmiştir. Hükümet planlamanın yardımından mahrum hale gelirken ekonomiyi geri dönülmesi mümkün olmayan yanlışlarla perişan etmiştir. Özelleştirme politikası baştan aşağı felakettir, faciadır. Şimdi Devlet Demir Yollarının özelleştirilmesi konuşuluyor. Ekonomide stratejik sektör denilen kara, hava ve deniz ulaştırmacılığının bezirgân hesabıyla satılması son derece yanlıştır. Ülkenin sıkıntılı demlerinde, herhangi bir savaş halinde saydığımız ulaştırma dalları mutlaka devletin elinde olmalıdır. Genel ekonomi politikası “Al-Sat”a dayanan, borcu borçla ödeyen bu politika Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmamış aksine büyük kayıplara sebep olmuştur. Son bir ayda 65 fabrika, 33 otel, 2410 arsa ve arazi icradan satılığa çıktı. 600 bin üyesi bulunan icralık.com’un yaptığı araştırma sanayi sektörüyle ilgili ilginç rakamları ortaya çıkardı. Türkiye çapında hali hazırda icralık olan toplam fabrika sayısı ise 10 bini buldu. İlgililer; “fabrikaların tamamı banka kredileri ve teminat iptalleri yüzünden iflas etti” diyor. Teşvikin yetersizliği ve maliyetlerin çok yüksek olması sebeplerin başında geliyor. Sadece bu rakamlar bile ekonomide yaşanan buhranı bütün çıplaklığıyla gösteriyor. Başbakan’ın ekonomi politikası aynen dış politikası gibi duvara toslamıştır.
Tarım, turizm, ulaştırma sektörlerinin hali de hiç iç açıcı değildir. Bunları ileride genişçe yazacağım.
4.AKP iktidarının çevre politikaları da tam bir hovardalık ve israf tablosu çiziyor. Başbakan ülkenin yetişmiş insanlarını ve bunları bünyesinde barındıran kuruluşlarını dinlemiyor. Bu sebeple suç karnesi fevkalade ağırlaşıyor. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 3. Havalimanı inşaatı sebebiyle yapılan yanlışları uğradığımız, kayıpları kamuoyuna duyurdu. 3. Havalimanı inşaatı sebebiyle 70 gölet ve 8 dere kurutulmuştur. 2,5 milyon ağaç katledilmişken yağmur beklemek boşunadır. Ciddi su krizi yaşanacaktır! diyen oda yaklaşan susuzluğa acı bir biçimde dikkat çekiyor. 2,5 milyon ağacın yetişmesi hiç kolay bir iş değildir. Adeta yeşil düşmanı olan bu iktidar Konya’da Mevlana müzesinin önündeki canım ağaçları kesti, onların yerine siyah mermer döşedi. ODTÜ’nün ormanlık arazisinin bir bölümünden yol geçirildi binlerce ağaç yok edildi. Örnekleri çoğaltmak mümkün, son gelişme Tekirdağ’ın Saray ilçesinde Güngörmez köyüne yapılması planlanan kuvarsit maden ocağı için 1100 hektarlık ormanlık alanda yaklaşık 1,5 milyon ağaç kesilecek, 12 su kaynağı ve köy halkının geçim kaynağı olan hayvancılık yok edilecek. Bölgedeki kalitesiz kuvarsit yol inşaatında, dolgu malzemesi olarak kullanılacak. Bu bir cinayet değil mi? Bu konuda hazırlanmış olan ÇED raporunun gülünçlüğü de ortada..
Sayın Başbakan bağırarak, meydanları dolduran kalabalıklara seslenerek devlet adamı olacağını zannediyor. Ne yazık ki devlet adamlığı derin akan sular gibi büyük sessizlikle ulaşılması mümkün, çok ciddi bir üslûptur. Sayın Erdoğan’ın 12 yıllık Başbakanlığı Türkiye için telafisi zor, büyük bir kayıptır. Bu sebeple Cumhurbaşkanlığı seçiminde aziz yurttaşlarımız bu sıraladığımız konuları çok ciddi bir biçimde düşünmelidir. İktidar yanlısı çevreler, bizim makalemizde ifade ettiğimiz gerçeklere kızacak yerde öfkelerini akıllarının gerisine alıp vicdanlarıyla düşünmeli ve gerçekleri kabul etmelidir...