Başbakan ve milletin orucu
Yasa gereği televizyonlar sigara içilen görüntülerle belli yaşın altındaki suçlu ve sanık yüzlerini seyircilerden saklıyor.
Yine televizyonlarda küfür ifadeleri bir “biiip” le geçiştiriliyor.
Lâkin Ramazan ayı girdi gireli sayın Başbakan’ın parti ilçe kongreleri ve iftar sofralarında yaptığı konuşmalar olduğu gibi yayımlanıyor ve bütün samimiyetimle inanıyorum ki, sayın Başbakan’ın bazı gazete patronları, işadamları ve muhalefet parti lider ve mensupları için söylediği kimi sözler başta çocuklar ve gençler olmak üzere toplum üzerinde sigara içen kişi ve küfür ettiği için biplenen ağızdan çok daha fazla tahripkâr neticeler veriyor.
Üstelik Başbakan’ımız imam hatip lisesi mezunu.
Ve üstelik biz Ramazan ayındayız ve milletin hiç değilse yüzde 70’i oruçlu.
Doğru söyleyen ve yazana tahammül edemedikleri için biliyorum, bu yazımıza da çok kızacaklar, ama yapacak bir şey yok. Günlerdir yakınlarından biri cesaret edip küçük harflerle de olsa, “Sayın Başbakan’ım, Ramazan ayında olsun siyasi münakaşalarınızda biraz daha mutedil olsanız” diyecek diye o kadar bekledik ki...
Ama olmadı...
İşte oruç ayı neredeyse bitmek üzere...
Şunun şurasında Kadir Gecesi, ramazanın sonu ve bayrama kaç gün kaldı. İşte böylesine rahmet-mağfiret ve cehennem azabından kurtuluş fırsatı olan, değeri dünyalık hiçbir ölçüyle ölçülemeyecek bir zaman diliminde Başbakan’ımızın ağzından kızdığı, öfkelendiği, tahammül edemediği insanlar için, “Mezhebi geniş” inden, “Şerefsiz” ine kadar dökülmedik hakaret cümlesi kalmıyor.
Kendilerine de, millete de yazık değil mi?..
O söylüyor, televizyonlar bangır bangır, gazeteler manşet manşet bunu topluma ulaştırıyor. “Oh, ne iyi etti!” diyenin ve bu sözleri alkışlayanın orucu Peygamber Efendimizin, “Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz, oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya küfrederse, ’Ben oruçluyum’desin” uyarısı karşısında Allah’ın tam anlamıyla “Oruç benim içindir” dediği bir oruç olarak kalabiliyor mu!
Gönlüm ister ki, sayın Başbakan en son Kâğıthane İlçe Kongresi’nde “Ben şerefsizim de” derken, protokol sırasında kendini dinleyen parti ileri gelenlerinin takındığı yüz ifadelerini tekrar tekrar seyretsin...
İnanın onlar da bu üsluptan tedirginler...
Tamam Başbakan, “Öfke bir hitabet sanatıdır” diyor, anladık. Lâkin millet oruçlu ve maalesef particilik de toplumun kanına işlemiş durumda. İnsanlar futbol takımı tutar gibi parti tutuyor, genel başkanı ne derse onu öylece kabul ediyor, alkışlıyor. Ama dedik ya, millet oruçlu ve Allah ve Resulü oruçlunun haksızlığa uğrasa bile bir başkasına hemen her gün ve bazen günde bir-iki defa, “Şerefsiz” demesini istemiyor, bundan razı olmuyor.
Lütfen sayın Başbakan ve bütün siyasiler...
Allah (c.c.) rızası için...
Hiç olmazsa şu Ramazan ayında millete acıyın, Müslüman’ın orucunu örselemeyin...
Ve ey millet, sizler de aklınızı başınıza toplayın.. En azından haber saatlerinin belli bölümlerinde televizyonlarınızdan uzak durun.
Buna gücünüz yetmiyorsa...
Çoluk çocuğunuzu kurtarmaya bakın..
Bu halin namazlarımıza da zarar verdiğini Yunus’umuz, “Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil/Yetmiş iki millet dahi elin yüzü yumaz değil!” mısralarıyla bizlere hatırlatmıyor mu!
İnşallah meramımızı doğru anlatabilmişizdir...
Rabbim şahit olsun ki, samimiyiz...