Başbakan Erdoğan, gözümüzün içine baka baka!..

Aslında yazmayacaktım ama aynı hata gelecek yıllarda da tekrarlanacağı için bunca erteleme yeter diyerek bir “Bismillah” çektik.. Mevlâ’m hayırlara vesile eyleye. Amin. Efendim, Mevlana’dan, “açılımdan”, “Ne olursan ol yine gel”den ve Başbakan Erdoğan’ın gözümüzün içine baka baka malum yanlışı Hz. Pîr’in vuslatının 736. yılında bir kez daha tekrarlamasından bahsedeceğiz..
Sayın Başbakan ve Başbakan’ın sayın metin yazıcıları, artık yeter, çocuklar bile öğrendi, “Ne olursan ol yine gel” sözünün Mevlana’ya ait olmadığını, Mevlana’nın vuslatından yüzlerce yıl sonra yazıldığını..
Ö. Tuğrul İnançer “Gel gel” diyerek Mevlana’yı otobüs muavini gibi görenleri defalarca uyardı, konunun cahili sayılan bu satırların yazarı bile o rubainin kime ait olduğunu yazalı beri üzerinden belki üç, belki dört yıl geçti. Malum ve meşhur dörtlüğün Mevlana’ya ait olmadığına dair haber ve yazıların on yıl içerisinde çıkmadığı gazete ve dergi kalmadı desek, abartmış olmayız.
İnsan hiç olmazsa İlber Ortaylı’ya sorar, hem tarihçidir, hem devletin memurudur. İlki 2007’de konu edinilmişti ama kapalı yayın olduğu için Diyanet Dergisi fazla okunmuyor, Milliyet’e falan itibar etmiyorsunuz, Haber Türk televizyonunda Murat Bardakçı’nın programında da katılımcılar o şiir Mevlana’nın değil Orta Asyalı ünlü sufi Ebu Said Ebu’l Hayr’ın dediler, bunlardan biri de Prof. Dr. İskender Pala idi.
Velhasıl yüzlerce dokümanda artık milletin ve bütün dünyanın doğrusunu bildiği bir gerçeği tersyüz ederek Mevlana’ya isnat ettirerek yine bütün dünyanın gözünün içine baka baka,“Yüzyıllar öne Hz. Mevlana da, ‘Gel ne olursan ol yine gel’ diyerek en büyük açılımı yapmıştı” demek, ne iş?
Neymiş efendim Mevlana’nın olmasa da o mısralar Mevlana öğretisi ruhuyla örtüşüyormuş.. İnsanın “Yok ya, milletin bunu demek istediğinize kafası basmıyor sanki” diyesi geliyor.
Ey böyle düşünenler ve ey Sayın Başbakan, bu ne demektir biliyor musunuz, bu, “Ey Hz. Pîr Mevlana, sen bir sürü şey söyledin amma, senin laf kalabalığına boğduğun o bir sürü şeyi Ebu Said Ebu’l Hayr bir dörtlükle özetleyiverdi” demektir.
Şimdi birisi Mehmet Akif’in hürriyet aşkını anlatmak için Namık Kemal’den bir şiir okuyup, “Akif böyle demişti” dediğinde ne yapmış ise, Ebu’l Hayr’ın dörtlüğünü okuyup, “Mevlana işte budur” demekle de işte öyle bir şey yapmıştır..
Ayrıca.. O dörtlükte, “Ne olursan ol gel” diyen sufi, Kur’an’ın pek çok ayeti ve Hz. Muhammed aleyhisselamın onlarca hadisi şerifini şiirleştirmiş oluyor ve bu yönüyle de Sayın Erdoğan’ın, “Kürt, Türk, Lâz, Çerkez, Abaza” diye başlattığı açılımla hiç de örtüşmüyor..
Ya ne diyor? Ne diyecek tam tersini söylüyor..
Bırak şucu bucu olmayı, İslâm’a gel diyor. Ateşe tapıyor olabilirsin, her türlü günahı işlemiş bulunabilirsin, belki bin bir fitnenin müsebbibisindir ama asla umudunu kesme, o halini terk et, tövbeni yenile, Allah tövbeleri kabul edendir diyor..
Açılımın özünde ise.. “Olduğun gibi kal” var, hatta daha da beteri, “Olduğun halde ısrar et, açık rengini koyulaştır” var “açılım” da..
Kendisine ait olmayan bir sözü kendisine mal ettiğiniz, Ebu Said Ebu’l Hayr’ın hakkını yediğiniz ve öğretisine aykırı bir yorum ürettiğiniz için Mevlana’nın elinden çekeceğiniz var..
Siz Hz. Pîr’in bir adının “Celâleddin” olduğunu da bilmiyorsunuz galiba!

Yazarın Diğer Yazıları