Barzani’den, Erdoğan’a "Suriye" teklifleri...

“Maliki’yi tanımam”. Barzani, ABD gezisi sonrasında bu lafları ederken, Irak Hükümeti’nin hakkında tutuklama kararı çıkarttığı ve Kuzeydeki kukla devlete sığınan Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi İstanbul’a gelmişti.
Sizler de Suriye üzerindeki savaş tamtamlarını dinleyip bir taraftan da yamyamların neler söylediğini izliyordunuz.
Bu büyük gürültü patırtı arasında neler oluyor?..
Barzani, “müjdesini” açıklamak için tüm şartları meşrulaştırıyor. ABD dönüşü Irak, merkezi hükümet ile ipleri kopartıp bağımsızlık için tüm fırsatları değerlendiriyor.
Ankara’nın figüranlarına gelince...
Onlar da “dostumuz” Obama’nın yazdığı senaryoda kendilerine düşen rollerin hakkını veriyorlar.
Nasıl mı?
Yazımın başında sıralamaya başladığım büyük fotoğrafa kareleri ekleyeceğim;
Hani şu,Tayyip Erdoğan’ın, millete “yeni süreç” diye yutturmaya çalıştığı, sık sık “siyasi müzakere yapalım” dediği ve el altından devamlı görüştüğü BDP var ya!..
Bakın!.. BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, bir gazeteye verdiği uzun röportajda ne demiş:
“Irak bölünürse bağımsız Kürdistan Devleti oluşacak. Suriye’de özerk Kürdistan oluşabilir. İran’da zaten Kürdistan eyaleti var. Bu durumda Iğdır’dan Hatay’a, Türkiye’nin tüm güney sınırları resmen Kürdistan olacak.”
“Sonra”sını merak edenler, bulsun gazeteyi okusun!.. Adamlar isteklerini ve bunların hangi yollardan geçeceğini açık açık söylüyorlar.
Sakladıkları ettikleri de yok.
Asıl, kapalı kapılar ardından bin bir dümen çevirip yalan senaryolar üreten “bizimkiler” !..


Barzani’nin son teklifi
Bakın!.. İstihbarat ve güvenlik birimlerinden edindiğim Barzani’den AKP iktidarına gelen iki maddelik son teklif şöyle:
“1) Suriye’ye girin. Kamışlı ve Kürtlerin kontrolünü bana verin.
2) Kamışlı aynı Kuzey Irak’taki özerk Kürt bölgesi gibi anayasal statü almalı.”
Barzani’nin niyeti çok açık. Peşmerge başı kendisi için büyük bir alanın hakimiyetini istiyor. ABD’nin her türlü desteği de tamam. İlk aşamada Suriye’deki Kürtler kontrol edilecek, Suriye’nin bölünmesi ile Suriye’nin kuzey batısı da Barzani’nin kontrolüne girecek.
Oh ne ala!..
Son diyalogcu Tayyip Erdoğan da Çin’den Suriye sınırında olup bitenler hakkında racon kesip milleti kandırıyor.
“Açık ve net olarak sınır ihlali gerçekleşti, gereken yapılacak yaşananların su götürür tarafı kalmamıştır. Suriyeliler bize kurtarıcı olarak bakıyorlar. BM müdahale etmeli, yeni bir paketi devreye sokmalı. Suriye’nin BM’de eski desteği bulacağını sanmıyorum. Kofi Annan, Suriye konusunda çok umutluydu ben yine de bir şeyler olacağına inanmıyorum” .
BM’nin özel temsilcisi Kofi Annan’ın Hatay’da incelemelerde (!) bulunduğu dakikalarda TV ekranlarına son dakika haberi düşüyor:
“Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Çin gezisini yarıda kesip Türkiye’ye dönüyor” .


Temsilcinin mihmandarı!
Bu arada Kofi Annan’a Hatay’da eşlik eden kim?
Kürt açılımlarının değişmez mimarı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay.
“Hatay’daki kamplar” demişken size, güvenlik kaynaklarının Mahmur kampı ile ilgili verdikleri son bilgiyi de aktarayım:
“PKK’nın Kandil’de 4 bin 800 dolayında adamı var. Bunların bin kadarı Suriye uyruklu. Gerisi Türk vatandaşı. Örgüte bölgeden katılım düşüyor. Hatta yok denecek kadar az. Artık terör örgütü tüm militanlarını Mahmur’daki kamptan karşılıyor. Ayrıca Mahmur kampı yiyecek ve lojistik destek sağlıyor. PKK özellikle bu kamptakilerin iş bulup çalışmasına izin vermiyor. BM, aile başı 400 dolar yardım yapıyor. Yaralı PKK’lıların tedavileri de çoğu zaman bu kampta yapılıyor.”
Hazır yeri gelmişken fotoğrafın bu karesini bir kez daha görmenizi istedim.
Tayyip Erdoğan Çin’de daha neler demişti;
“... Bir sınır ihlalinin olması halinde Türkiye ne yapmalıdır? Başka ülkeler uluslararası siyasette, uluslararası hukukta ne yaptıysalar tabii ki Türkiye’de sonunda onu yapacaktır. Bu bize uluslararası hukukun da tanıdığı bir haktır. Ama bakın biz şu ana kadar yaklaşık 25 bin insanı geçici bir sığınmacı olarak kabul ettik, ediyoruz. Bu rakam nereye kadar gider? 100 bin mi olur, daha fazla mı olur? Biz bu kapıları kapayamayız.”
Acaba, Tayyip Erdoğan “gerekeni” nasıl yapacak?
Nefeslerimizi tuttuk. İzliyor ve de bekliyoruz..


Kafalar karıştırıldı
Filmin sonu yaklaşırken yine güvenlik birimlerinden aldığım konuyla ilgili bir başka haberi de sizlerle paylaşayım:
 “Suriye’deki olaylara asker de kayıtsız değil. Lübnan üzerinden Suriye’ye giriş yapan askeri ekip, bir süre buradaki olayları gözlemledi. Ardından da Türkiye’ye dönerek Suriye ile ilgili bir rapor hazırlayıp, Genelkurmay’a sundu. Rapor Genelkurmay Başkanlığı’nda.”
Ankara’da kafalar karmakarışık. Herkes “gizlilikten” şikayet ediyor ama kimsenin açığa çıkartmak için çok fazla gayreti yok. Milletvekillerinin önüne öyle bir gündem maddesi verildi ki;
Milletvekillerinin görev süresi tekrar 5 yıla çıkarılacakmış. Tayyip Erdoğan bu süreyi 4 yıla indirdiğinden çok pişmanmış... Belediye seçimleri de erkene alınabilirmiş.. miş de miş.. miş...
Savaş tamtamlarının ses sınırını aştığı şu günlerde Genelkurmayımız ne diyor?
“Anayasamızın 117. Maddesine göre; Milli güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetler’in yurt savunmasına hazırlanmasından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı Bakanlar Kurulu sorumludur.”
Bakanlar Kurulu’nun tek sahibi iktidara kumanda edenler, ne sunuyor?
“Bırakın bu işleri. Koltuğunuza ve sürelerine bakın. Ona göre haa” !..

Yazarın Diğer Yazıları