Barzani, Putin’in Kırım modelini uygulamak istiyor
Çapulcubaşı Mesud Barzani bağımsızlık ilanı, referandum ve Türkmen Yurtlarına çökmek için yol taşlarını döşemeye devam ederken Iraklı Türkmenlerden Türkiye’nin çok ciddiye alması gereken yeni bir uyarı geldi. Bağdat’ta bulunan Türkmen Milletvekili Hasan Özmen, Barzani’nin son çalışmalarını ve Kerkük için referandum hazırlıklarını “Putin’in yaptığı gibi Kırım modeli uygulamaya çalışıyorlar” sözleriyle değerlendirdi, önlerinde fazla bir engel olmadığına da dikkat çekti. Barzani’nin bağımsızlık ilanının ardından Ankara’dan gelen tepkileri cılız bulan Hasan Özmen, “Bülent Arınç Bey’in konuşması çok çok yetersizdi. Herhangi bir caydırıcı, önleyici özelliği yoktu. İçinden öyle bir şeyler algılanmadı. Dolayısıyla açık söyleyeyim pek de önemsenmedi kimse tarafından” dedi.
Yeni seçilen Irak Parlamentosunun çıkan kavga yüzünden yarım kalan toplantının ardından hem Irak’taki gelişmeleri hem de Türkmenlerin son durumunu öğrenmek için Türkmen Cephesi’nin önemli isimlerinden Hasan Özmen ile görüştüm. Özmen sorularımızı şöyle yanıtladı:
--Irak Meclisi’ndeki kavga nedir?
“Irakta bir gelenek haline geldi. Meclis Başkanı Sünni Araplardan oluyor, Cumhurbaşkanı Kürtlerden, Başbakan Şii Araplardan. Dolayısıyla bu konularda kendi aralarında yani Sünniler kendi aralarında anlaşamadıkları için Meclis başkanlığına kimseyi aday göstermediler. Eski Meclis Başkanı Usame Nuceyfi ile yine Meclis üyesi Sünni gruptan Dr. Selim Cumhuri arasında bir rekabet vardı. Nuceyfi bırakmak istemiyor, tekrar Meclis Başkanı olmak istiyor. Selim Cumhuri daha genç birisi.”
--Ağırlık kimden yana?
“Ağırlık Selim Cumhuri’den yana. Herkes onu istiyor. Çok sakin, bilgi birikimi yüksek. Zaten hukuk doktoru.”
--Türkmenlerin görüşü ne, onlar kimden taraf?
“Onlar da Selim Cumhuri’den yana çünkü Selim Cumhuri çalışmasında Türkmen meselelerine, tezlerine, taleplerine hep sıcak baktı destekledi.”
-Başbakanlık konusunda durum ne?
“O konuda da şu anda Şii ittifakı aralarında bir anlaşmaya varmadı henüz.”
--Türkmenlerin son durumu nedir?
“Şu anda yerinden yurdundan edilen, katledilen, evleri basılan, yağmalanan Türkmen sayısı yaklaşık 300 bindir. Bu bir etnik temizliktir. Tıpkı daha önce Balkanlarda, Bulgaristan’da, başka yerlerde Türklere karşı Birinci Dünya Harbi’nden önce, Birinci Dünya Harbi sırasında ve sonrasında uygulanan etnik temizliğin benzeri şu an Irak’ta Türkmenlere karşı uygulanmaktadır. Türkmen varlığı Irak’ta şu an yok edilme ile karşı karşıya. Eğer tedbir alınmazsa birkaç hafta içinde artık Türkmenler her tarafa dağılmış olacaklar. Çünkü Musul ve Telafer’deki Türkmenler Bağdat’a gelip buradan göç etmektedirler. Irak’ın güneyine. Kerkük’teki insanlar Türkiye’ye gitmektedir.”
--Kerkük’te son durum nedir?
“Kerkük tehdit altında, her an her şey
olabilir. ”
--IŞİD militanlarının Bağdat’a girdiğine yönelik haberler var.
“Şimdi müthiş bir dezenformasyon vardır. Irak, sürekli uluslararası medya ve Arap medyası sürekli teröristleri üstün göstermeye çalışıyorlar. Psikolojik harple bir takım onları avantajlı duruma getirmeye çalışan medya ile karşı karşıyayız. Şu anda ben Bağdat’tayım. Bağdat’ta öyle bir şey yok.”
--Bazı Sünni mahallelere sızdığını
yazıyorlar.
“Yok, bunlar psikolojik harekâttır. Öyle bir hava yaratmaya çalıştılar ki olumsuz yönde etkilemek Irak Kuvvetlerini, öbür tarafa da moral vermek. Hepsi bundan ibarettir. Burada istenilen Selefi akımın burada hakim olup insanları kıymasıdır, öldürmesidir.”
Hasan Özmen’in Irak’ta gerçek durumu özetleyen son değerlendirmeleri ise oldukça çarpıcıydı;
“Tabii şimdi bu terör örgütü şu anda sınırlarını, haritalarını da ilan etti Balkanlara kadar dayanan bir haritayı amaçlamaktadır. Bu harita üzerinde İslam hilafeti kurmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bunlara karşı ortak bir operasyon, harekât yapılması gerekmektedir. Çünkü bu tehdit sadece Irak, Suriye veya öteki ülkeler için değil tüm İslam alemi için tehdittir. Dünya barışı için bir tehdittir. Herkesin Irak halkına destek olması lazımdır. Halk referandumu ile kabul edilmiş bir anayasa vardır, Parlamento vardır, karar alabilmektedir, yasalar çıkarabilmektedir. Tartışarak, uzlaşarak bir takım kararlara varılmaktadır. Parlamentodan güvence alamayan kimse Başbakan, Meclis Başkanı olamamaktadır. Bunun geliştirilmesi lazımdır ancak demokratik değerlerde özgürlükleri yaygınlaştırarak bu tür bağnaz, tutucu ve aşırı akıllara karşı konulabilir. Ve bunlar önlenebilir. Bu tehditler bertaraf edilerek diğer ülkeleri de tehdit etmekten alıkonulur. Üçüncü husus da; Kerkük ve diğer Türkmen bölgelerinin varlığı Irak’ta sadece buradaki Türkmenler için değil, Türkiye için de, Türk dünyası için de önemlidir. Bunun ciddiye alınması gerekmektedir. Böyle basit ayaküstü sohbet mahiyetindeki, caydırıcılığı olmayan demeçlerle bir sonuç alınmaz. Bu bölgeler de böyle giderse çok yakın zamanda kaybedilir. Türkmenler dünyanın birçok ülkesine ve Irak’a dağılıp gider.”