Barzani birleştiriyor, Erdoğan ayrıştırıyor
Artık dünya Barzani’yi Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı diye tanıyor. AKP’lilere göre de Sayın Erdoğan bir “Dünya lideri” .
Hadi bir “Erdoğan-Barzani” mukayesesi yapalım.
Sizce kendi milleti için “bölgesel lider” Barzani mi iyi şeyler yapıyor, “dünya lideri” Erdoğan mı?.
Barzani’nin başarılı olduğunu Erdoğan da kabul ediyor olmalı ki AKP’nin yönettiği Türkiye’nin Bölgesel Kürt Yönetimi ile arasından su sızmıyor. Artık Barzani’nin arkasında dağ gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Amma Türkiye’nin arkasında Barzani yok, o Türkiye’nin kuyusunu kazmak, ondan bir parça koparma faaliyetleri ile meşgul.
Nasıl mı?
İzah etmeye çalışalım.
İşte bu Barzani ABD’nin Irak’ı işgal sürecini bölgesindeki Kürtler için çok iyi değerlendirdi ve orada bir Kürt devleti kurdu. Şimdilerde bir adım daha atıyor; Suriye, İran ve Türkiye’deki Kürtleri bir bayrak altında topluyor. İşe Suriye’den başladı. Yani, işini iyi biliyor. Suriye’den başlayınca Türkiye’nin tepkisini çekmeyecek, ABD’nin ve bütün Batı’nın desteğini arkasına alacak. Bu ayın başlarında Barzani, Suriye’deki PKK yanlısı Demokratik Birlik Partisi(PYD) ile Suriye Ulusal Konseyi’ni, Kuzey Irak’ın başkenti Erbil’de bir araya getirdi.
Konuştular, tartıştılar ve bir “Erbil Anlaşması” imzalayarak, Kürt halkının haklarının kazanılması için birlikte hareket etme kararı aldılar.
PKK’nın uzantısı Demokratik Birlik Partisi(PYD) Başkanı Kawa Aziz de bu gelişmelerin ardından, “Kürtler bağımsızlığa yürüyor” açıklamasında bulundu.
Irak’ın kuzeyi zaten bağımsızlık ilân ettiğine göre.. Kawa Aziz’in kastettiği “bağımsızlık” elbette diğer Kürtlerdi. Yani Suriye’dekiler, Türkiye’dekiler, İran’dakiler..
Görüldüğü gibi Barzani bütün Kürtleri bir bayrak altında toplamak ve işin içine Suriye üzerinden PKK’yı ve tabii Türkiye’nin çok büyük bir kesimini de dâhil etmek için gayret sarf ederken, Erdoğan, Türkiye’de Türkleri, “Kürtler-Türkler-Lazlar-Zazalar-Ermeniler, Boşnaklar, Pomaklar, Gürcüler” diye 30’a yakın parçaya bölmek ve “yerel yönetimleri güçlendirme” adına bu toprakları eyaletler haline getirmek için çırpınıyor.
Eğer, Barzani’nin Kürtler için yaptığı doğru ise, Erdoğan’ın Türkler için yaptığı kesin olarak yanlıştır. Barzani’nin Kürtler için istediğini Erdoğan Türkler için istemiyor. Barzani bin bir farklılıklarına rağmen bütün Kürtleri bir bayrak altında toplamak için çırpınırken, Erdoğan, azamî müşterekleri farklılıklarını neredeyse yüze katlayan bir milleti, hem de bir arada tutacağım iddiası ile, farklılaştırmak için çırpınıyor
Dahası da var..
Başbakan kendisi için istediğini de milleti için istemiyor.
Her şey gözlerimizin önünde oluyor. Erdoğan, HASP Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’la görüştü ve kendisini partisi ile birlikte AKP’ye katılmaya ikna etti. AKP cenahından gelen bilgilere göre Sayın Erdoğan DYP’yi, BBP’yi ve hatta Saadet Partisi’ni de AKP çatısı altına almak için mesai sarf etmekte. Görülüyor ki, Erdoğan, partisi ve kendisi için istediğini de milleti için istemiyor. AKP’nin ANAP gibi dört eğilimden oluştuğunu hepimiz biliyoruz ve tabii Erdoğan hepimizden daha iyi biliyor. Türkiye’yi alt kimliklere bölmek için anayasa hazırlığı içerisinde olan Erdoğan, iş partisine geldiğinde tam tersini hayata geçiriyor, dört eğilimi ve daha fazlasını AKP potası içerisinde eritmek için çırpınıyor. Eğer, parçalamak iyi olsaydı Erdoğan’ın AKP içerisindeki farklı kesimleri bu yönde özendirmesi gerekmez miydi? Siz ülkücü olarak kalın, siz liberal olarak kalın, siz DYP’li, siz Saadetli olarak kalın, siz solcu olarak kalın teşvikinde bulunmaz mıydı? Bulunurdu amma o bunu yapmıyor. Niye? Çünkü bunu yaptığında partisinin dağılacağını biliyor.
Bunu bilen, milleti paramparça edince, milletin dağılacağını bilmiyor olabilir mi?
Sözün başına dönecek olursak “Bölgesel lider” Barzani kendi adına, “Dünya lideri” Erdoğan’dan çok daha başarılı çıktı. O birleştirirken Erdoğan alt kimlikleri güçlendiriyor, ayrıştırarak Türkiye’yi 1900’lü yılların başındaki Balkanlar haline getirmiş bulunuyor.