"Baronlar Savaşı" ve yargının son hali

Amerika Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) kayıtlarında uluslararası uyuşturucu baronu diye anılan 47 yaşındaki Orhan Ünğan ismini duymuşsunuzdur.

İranlı uyuşturucu kaçakçısı Naci Şerifi Zindaşti ile birden çok cinayetin gerçekleştiği kanlı bir savaşa girişmesiyle gündeme gelmişti.

Zindaşti ismiyle birlikte de bugün hala ölümü üzerinde şüphe bulutları dağılmayan Burhan Kuzu'nun bağlantısı birçok kez haber oldu.

Fakat ben başka bir konuya dikkat çekeceğim.

Değerli gazeteci dostum Timur Soykan'ın Kırmızı Kedi Yayınevi'nden çıkan "Baronlar Savaşı; Zindaşti Olayı'nın Perde Arkası" isimli kitabında bu konuya ilişkin çarpıcı ifadelere yer veriliyor.

Kitapta olayla ilgili görülen davanın 20 Ekim 2017 tarihli duruşmasında 7 bin sayfalık soruşturma dosyasının nasıl sızdırıldığı anlatılıyor.

Duruşmada, Orhan Ünğan mahkeme heyetine, "7000 sayfadan ibaret bu soruşturma belgelerinin her bir örneği ailemin elinde var. Delillerin karartılması halinde elimdeki tüm belgeleri ülkedeki en yetkili makamlara göndereceğim" diyor.

Devamını kitaptan aktarıyorum:

Gizlilik kararı olan dosyanın sanık Orhan Ünğan'ın elinde olması şoke ediciydi. Bu büyük bir sızıntıydı. Hemen gizliliği ihlalden soruşturma başlatıldı. Orhan Ünğan'ın avukatı Çağdaş Çelik'in ofisi ve evinde polislerce arama yapıldı.

Mahkemeye sunulan, 2016/47969 numaralı soruşturmada birçok olayla ilgili dosya birleştirilmişti ve tamamı Naci Şerifi Zindaşti hakkındaydı. İddiaya göre; bu dosyada Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar'ın öldürülmesi, Esfandiar Rigi'nin Zindaşti ile görüştükten sonra kaybolması, Çetin Koç'un Dubai'de öldürülmesi, Zindaşti'nin FETÖ bağlantısı iddiaları, 2016'da Zindaşti'nin Sarıyer'de girdiği silahlı çatışma ve daha pek çok soruşturma birleştirilmişti. Yine iddiaya göre; 2016/47969 sayılı soruşturma Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 'Büyükçekmece Pususu' davası ile neredeyse tamamen tezat iddialara dayanıyordu. İddianamede ve davada ifadelerin dikkate alınmamış bölümleri fezlekede kıymetlendiriliyor ve aynı olaylar hakkında başka bir pencereden soruşturma yürütülüyordu.

Mahkemenin taleplerine karşın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Zindaşti hakkındaki 2016/47969 sayılı soruşturmanın belgelerini mahkemeye gizlilik gerekçesiyle göndermezken Orhan Ünğan her duruşma gizli soruşturma evrakını bölüm bölüm mahkemeye sunacaktı.

Avukat Kudbeddin Kaya, Orhan Ünğan'ın gizli soruşturma belgelerini mahkemeye sunmaya başladığı bu duruşmadan 11 gün sonra İstanbul Yeşilköy'deki bir balıkçıda profesyonel bir tetikçi tarafından katledildi. Üstelik çok sayıda duruşmada öldürüleceğini söylemişti.

Dahası da var…

Timur Soykan yazdıklarına göre Orhan Ünğan, bu belgeleri sunmasıyla ilgili gizliliği ihlal soruşturmasında ifade verdi. Belgeleri öldürülen avukatı Kudbeddin Kaya'nın temin ettiğini söyledi.

Hatta davanın 9. Celsesinde sanık Orhan Ünğan'ın mahkemeye sunduğu Zindaşti hakkındaki 2016/47969 sayılı soruşturmayı mahkeme halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından istiyordu.

Şuraya geleceğim.

Hani bas bas bağırıyoruz ya "adalet, adalet, adalet" diye.

İşte o adaleti verecek yargının hali bu...

İktidarın memleketi 18 yılın sonunda demokrasinin her alanında geriye götürmesini anlamak mümkün değil.

Geldiğimiz bu noktaya en büyük katkıyı ise "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adını koydukları ucube düzeni yaptı.

Peki, bu sistemi en çok savunan hatta onu yaratan kimdi?

Burhan Kuzu…

Yazarın Diğer Yazıları