Barbarlıktan Uygarlığa

Birkaç yıl önce “Türkiye Devrimi’nin Yol Haritası ve Avrasya Rotası” adlı zengin içerikli kitabı yayımlamıştı Okan Gökay Emgengil, tanıtmıştım bu köşede. Emgengil durmadı, yine araştırdı, yine yazdı ve yeni bir kitapla çıkıverdi okurun karşısına. Bu yeni kitabın adı “Barbarlıktan Uygarlığa Politika ve Devrim”. Kitabın dipnotlarına ve kaynakçasına bakıldığında, dupduru kaynak ve pınarlardan su içtiği görülüyor. Türk devrimine olan bağlılığından ödün vermemek kaydıyla, her türlü eleştiriyi rahatlıkla yapabiliyor, geniş açılı olarak bakabiliyor konulara Emgengil. Verdiği bilgiler çarpıcı, gerekli ve doyurucu. Dünyadaki tüm devrimlerin ayrıntısı bir tamam yazılı... Bu kitabı okuyanlar, iyi bir ileri gözetleyiciye sahip olacaklardır, verdiği koordinatlara yaptıkları atışlarda tam isabet sağlayacaklardır.
Birkaç başlık vererek biraz daha meraklandırayım:
-Türk uygarlığı, ne Asyacı, ne köleci, ne feodal... Tüz ediyor (düzene sokuyor) ve kop ediyor (birleştiriyor).
-İslam öncesi şaman töresiyle İslam hukukunu başarıyla harmanlayan Kutatgu Bilig...
-İbn Zafer, bir hükümdarın sahip olması gerekli beş altın kavramsal çerçeveyi şöyle sayıyor: “Tevekkül, Metanet, Sabır, Rıza, Zühd.”
-Konfüçyüs diyor ki: “Senin iktidarın saygı görmüyorsa, başka bir iktidar yoldadır.”
-Atatürk’ün Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras diyor ki: “Bizi dünya tanımazsa, komünistlerle birleşir, kurulan yeni dünyada yerimizi alırız. Fakat memlekete yabancı eli sokmayız. Ne olursak biz oluruz.”


Turancı Sosyalist Ethem Nejat
“İlk Türkçüler solcu, ilk solcular da Türkçü” idiler sözünü otuz yıl önce Attila İlhan’dan okuduğumda inanasım gelmemişti, çok şaşırmıştım. Sonra sonra anladım ki, Türkçülüğü antiemperyalist yörüngesinden çıkarıp antikomünist bir yörüngeye oturtmuşlardı, biz de aklımız başımıza gelene dek dönüp durmuştuk bu NATO dalaveresinin içinde.
Yunus Yılmaz’ın İleri Yayınları arasından çıkan “Turancı Sosyalist Ethem Nejat” adlı kitabının ilanı, işte bu nedenlerden dolayı hemen ilgimi çekti, internetten ısmarlayıp getirttim ve doya doya, sindire sindire ve hayıflana hayıflana okudum.
368 sayfalık bu eserin her sayfasında özel ve özgün bilgiler var. Bütün sosyalistlere ve bütün Türkçülere hararetle ve ısrarla tavsiye ediyorum.
Ethem Nejat, Şevket Süreyya Aydemir ve Mustafa Suphi gibi Türk Ocağından yetişip sonra sosyalist olan ve Sovyetlerde bulunan bir aydın. Türk Yurdu Dergisi’nde yazılar yazmış önceleri. Türk Ocağı ve Türk Gücü derneklerinde aktif üyeymiş. Sonra Almanya’da spartakistlerle tanışarak sosyalist olmuş. Bu sosyalistlik onu Bakû’ya Doğu Halkları Kurultayına kadar sürüklemiş, orada TKP’nin başı Mustafa Suphi ile tanışmış. Mustafa Suphi, Ethem Nejat başta olmak üzere Karadeniz’de İttihatçılar tarafından Kahya Yahya adlı tetikçiye boğdurulan 15 kişinin ölümüyle Galiyev’le Atatürk arasındaki bağların koparıldığını, bu işin içinde Sovyet Rusya’daki Bolşevik yönetimin de olduğunu söylüyor yazar Yunus Yılmaz, ben de buna aynen katılıyorum.
Zenon mahlasını kullanan Ziynetullah Nevşirvanov, Ethem Nejat’ın ölümünden sonra “Hem Türkçü, hem bir milli sosyalistti” diye yazmış. Selam olsun öyle olanlara...

Yazarın Diğer Yazıları