Banka Genel Müdürleri'ne
Danıştay 15. Dairesi vatandaşın beklediği kararı verdi:
"Bankaların tüketicilerden hizmet karşılığı HESAP İŞLETİM ÜCRETİ alınmasını sağlayan yönetmelik hükmünü iptal etti".
Bunu biraz açarsak, haksız kesintiler sona erdi. En güzel taraflardan biri ise, son 10 yıl içinde alınan bütün işletim ücretleri, geri verilmek zorunda. Bankaların buna karşı tedbirleri ise "Bu tür kesintiler için dilekçe verilmesi" şartı. Yani bürokratik işlemlerden zaten perişan olan insanlara "yeni işkence". Milyonlarca insana yine kuyrukların yolu gözüktü.
Ekran kuşları
Akla ilk anda 15 Temmuz'da kamu bankalarının verdiği televizyon reklamları geliyor. Hatırlayın iki devlet bankasının genel müdürleri, çok şık ve pür makyajlı halde ekranda gözükmüşlerdi. Bunların kimlere hangi gelir kaynağı olarak kaydedildiğini herkes biliyor.
Bu düzen böyle kuruldu, aynı şekilde devam ediyor. Zatımuhteremlere yakışan, dilekçe gibi tezgahlara baş vurmamaları. Eğer bu ülkenin insanını biraz seviyor ve katkıda bulunmak istiyorlarsa yapacakları tek iş var; "dilekçe kazığından uzak durmaları".
Tabii bu uyarı özel banka Genel Müdürleri'ne de. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş öncelikli. "Hür teşebbüs"ün kuruluşlarının işi yokuşa sürmemeleri herkesi sevindirecektir.
Gerekli bilgiler sistemlerinin bilgisayarında zaten mevcut. Tek tuşa basarak bütün "hesaptan işletim ücretleri"nin ne kadar olduğunu bulmaları çok basit.
Bir bayram daha olur
Öneri bizden. Bunu hallettikleri gün yine en şık elbiselerini giyip televizyonlarda yeniden boy gösterebilirler. Hem de göğüslerini gere gere.
Bu talimatı bir an önce versinler, mudilerinin bayram öncesi bir başka sevinç yaşamalarına yol açsınlar.
Ayrıca vatandaş yıllar yılı mağdur edilmekten bıktı, usandı...
***
Kim bunlar?
Aklı başında hiç kimsenin Deniz Bayramoğlu'nun yönettiği son Gündem Özel'i sonuna kadar izlediğini sanmıyorum. Burada iki katılımcı üzerinde durmak istiyorum. İsmail Çağlar ve Mustafa Şen'in söyledikleri yenir yutulur cinsten değildi.
Sözüm ona CHP'yi eleştirdiler. Anayasanın değişmez hükümlerini yerlebir ettiler. Osmanlıcılık yapıyor edasıyla ecdadımızı bile kullandılar. "Antilaiklik" yapar gibi şer'i düzeni savundular. Prof. Dr. Önay Alpago'nun Erdoğan'ın lafı FETÖ'ye getirip "Rabbim beni affetsin"i hatırlatması üzerine Mustafa Şen'in verdiği cevaba bakın; "Bunu asıl CHP kullansın. Dersim'de yaptıkları için".
İlginç cümlelerinden biri "Bugün dindar kesimin istekleri defacto çözüldü" idi. Şen'in çok arzuladığı cevaplardan biri "şeriat düzeni ile mi?" karşılığının verilmesiydi.
İsmail Çağlar'ın, CHP'ye "tekke ve zaviyelerin yeniden açılması" teklifine destek vermesi isteyişine ağızlar açık kaldı.
Ayrıca anlı şanlı öğretim üyeleri aynı görüşlere sahip olduklarını ifade ettiler. Demek ki durum daha da vahim. Görünen köy kılavuz istemiyor. Niyet belli, hedef belli. Adamlar bu kadar fütursuz hale geldiler. Tıpkı Fransız atasözündeki gibiler; "Yavaş yavaş hızlı git".
Son laflarım CNNTÜRK yönetimine; "Bunları nasıl oluyor da ekrana çıkarıyorsunuz?" Bu haber kanalı hiçbir dönemde bu hale gelmemişti.
***
Gerçek tespit
MHP'de kimin kimi yönettiği belli. Koray Aydın'ın dil sürçmesi, en çok Semih Yalçın'ı sevindirdi. Yemedi içmedi anında Devlet Bahçeli'yi işledi. MHP Genel Başkan Yardımcısının jest ve mimiklerine iyi dikkat ederseniz hakikati yakalarsınız. Bu defa da benzeri senaryolardan birini yaşattı. Bu arada Koray Aydın'ın bir yakıştırmasını çok sevdim; "Boş verin onu. Adam mikser". Gerçek bu. Onun bir ismi daha var ama yazmak bana yakışmaz.
***
MESAJLAR
Y. Mimar Ahmet Yoldaş da, Akşener'i sevip sayanlardan. Bu konuda onunkine benzeyen o kadar fazla yorum aldım ki, onlardan bir demet yayınlamayı düşünüyorum.
Yoldaş'ınki ise şöyle; "Tüm önceki seçimlerde DSP ve CHP'ye, yanlış hatırlamıyorsam 2011 seçimlerinde baraj altında kalmasın diye DYP'ye oy verdim. Son seçimlerde İYİ Parti ve Meral Akşener'e. İYİ Parti yönetiminde dürüst ve değerli insanlar var. Ancak şu aşamada partiyi geliştirebilecek ve iktidara taşıyacak tek aday olarak Akşener görünüyor. Lütfen desteğinizi sürdürünüz".
...
GÜNÜN SÖZÜ
Kimse bir yengece düz yürümeyi öğretemez. Aristofanes