Bakan Bey THY'ye fena çaktı!..
"Bakan Bey'in Talimatı Uçak Döndürdü!.." başlıklı yazım üzerine Tarım eski Bakanı AKP Şanlıurfa Milletvekili Faruk Çelik, önceki gün (Pazar) sabah erken saatlerde telefonla aradı. Çelik, "Vatandaşın hukukunun korunması konusunda hassasiyetinize teşekkür ediyorum" diyerek sohbete başladı. Hal hatır faslından sonra geçtiğimiz Cumartesi günü Ankara-Trabzon 8.10 uçağında yaşananlarla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. AKP iktidarı döneminde THY olmaktan çıkıp AKP'nin servis aracı haline dönen kuruma çok kızgındı. Olay hakkında söyledikleri ile birlikte açıklamasını da yazmak için kendisinden izin aldım. Bakın, neler de neler anlattı Faruk Çelik:
"Bir program dolayısıyla Trabzon-Artvin istikametine gitmek için 08:10 uçağına bilet aldık. Havaalanına gittik dediler ki 'yarım saat rötar var.' Olabilir. Uçaklarda yarım saat, 1 saat rötar alışılmış bir tablo maalesef. Keşke olmasa. 'Yarım saat rötar' dediler ve bizi uçağa aldılar. Bütün problem bence buradan başlıyor. Keşke almasaydılar. Deseydiler ki, '1 saat rötar var, 2 saat rötar var...' Herkes plan programını buna göre yapar. Saat 9'a 10 kala bizi uçağa oturttular, koltuğumuza oturduk, ceketimizi çıkardık. Saat tam 10:00 oldu, yok pistte buzlanma, tuz atılacak, bir sürü şey söyleniyor yani tam 1 saat 10 dakika uçağın içinde oturuyoruz. Saat 10:00 olunca dedim ki, bu uçak kalkmayacak herhalde. 'Kalkmayacaksa inelim' dedim hostes arkadaşa, kulağına nazik bir şekilde. O da kaptana haber veriyor. Kaptan da 50 metrelik bir yer vardı dönüş yaptı, beni indirdiler. Deselerdi, bana hayır... Yalnız bir vatandaş uçak dönüş yapınca bana, 'Bizim de cenazemiz vardı .Bu nasıl bir iştir falan' dedi. 'Çok haklısınız kardeşim. Böyle bir şey olamaz' dedim. 2 saat.., vatandaşı uçağa alıp 2 saatlik bekletme olamaz ki... Almazsınız, rötar olur buna herkes saygı duyar. Bir şey diyemeyiz ki.. Aldıktan sonra şartlar uygun demektir, ama böyle bir şey yaşadık. Uçakta herhalde kalkmayacak dedim ben öyle anladım ve beni indirdiler. Tartışmam olmadı. Hatta yanımdaki bir vatandaş Karadenizli esprisiyle dedi ki, 'Ya Bakanım gel der gelirsiniz ya' dedi. Eyvallah. Ama yani ben gördüm ki o arada 15 dakika dediler yine 15 dakikada kalkmayacağı düşüncesiyle beni indirdiler. 15 dakika 15 dakika 15 dakika sonu gelmeyen bir 15 dakikalar zinciri oldu. O şekilde... Gördüm ki, uçak veya THY yönetimi yeni bir sorun yaşamamak adına -artık bilemiyorum- beni dönüp indirdiler.
THY'den vatandaşa işkence
Evet, bir yanlışlık vardır. Orada bütün vatandaşlara yanlışlık yapılmıştır.. Herkesin programı alt üst olmuştur. Bence THY bu ve benzeri rötarlarda kesinlikle vatandaşa net bir şey söylemeli. Vatandaş da uçağa bindirilmemeli. Ya 1 saat 40 dakika!.. Çocuk var, yaşlı var, insanlar uçağın içinde bekletiliyorlar... Böyle bir tablo. Hava cıva atma mizacında bir insan değilim. THY'nin bu uygulamaları kabul edilebilir değil. Vatandaş bilgilendirilmiyor. Vatandaş tıkılıyor uçağa, sonra bekle ki uçak kalksın. Aslı bu... Tepki gösteren vatandaşa 'Haklısınız. Ben de tepkimi göstereceğim gerekli yerlere gerekli şeyleri söyleyeceğim' dedim. İndim, hemen havaalanına geldim 'lanet olsun böyle bir şey olur mu ya' dedim. Vatandaşa işkenceden başka bir şey değil ya...
THY kendi mahcubiyetini... Belki de şu da aklıma gelmiyor değil sizin yazıyı okuyunca yani kendi sorunlarını bizim üzerimize taşıyarak kendi yanlışlarını benim üstümden tartıştırmak istiyorlar. Böyle bir şey olmaz yani... Bu da aklıma geldi sizin yazınızı okuyunca. Demek kendileri tartışılacak bu şekilde 2 saat rötarları varsa bari bir siyasetçiyi tartışalım gibi.. İndirmeseydi beni ya... İlla indir diye ne pilotla görüşmüşüm ne de kimseyle. Bir hostese rica ettim 'Arkadaş kalkmayacak bu uçak herhalde. Kalkmayacaksa beni indirin' dedim. Ne diyeyim?.. Dediğim bu..."
Uzun bir blok oldu. AKP'li troller, Faruk Çelik'in anlattıklarını net görsün diye araya bilerek girmedim. Man kafalılar belki şimdi anlarlar!..
Meslek gereği yurt içi ve yurt dışı çok seyahat ederim. En ufak bir şeyde ve tabii ki(!) kendilerine çok özel ayrıcalıklar yapılmak istendiği için "Ben falanca AKP'liyim..." diyerek kabin ekiplerine yapılan hakaret ve yöneltilen tehditler dinledim. THY'nin de bu yüzden haklı olmalarına rağmen kendi personeline kestiği cezalar ve uyarmalarla ilgili nice hikâyeler kulağıma geldi.
Hazır yeri gelmişken... Yakın zamanda bir yurt dışı seyahati öncesinde VIP'de güvenlik kontrolünden geçtikten sonra emniyet mensuplarıyla sohbet ederken dinlemiştim. AKP "ileri gelenlerinin" güvenlik prosedürlerini nasıl hiçe saydıklarını şöyle anlatmışlardı;
"Yakınlarını, eş dostlarını kurallara uygun olmayan şekilde VIP'den geçiriyorlar. Onlarca valiz ve eşyayla geçenler var. Hiç birine bakmamıza kontrol etmemize müsaade etmiyorlar. Uyarmak istediğimizde bir dünya hakaret ve tehdit işitiyoruz. Bıktık, usandık..."
Bırakın her şeyi bir tarafa, bu durumun nasıl bir güvenlik tehdidi oluşturduğunu düşünen var mı?..
Deveye "boynun eğri" demişler... O da malum cevabı vermiş; "nerem doğru ki!"