Bahçeli'nin Gökçek sevgisi neden depreşti?..

Şu, MHP'nin Melih Gökçek'i Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday göstermesi işine ve perde arkası bilgilere geleceğim. Ancak, Cemal Kaşıkçı cinayetinde dikkatle takip ettiğim bir sessizlik için bir kaç satır yazmak istiyorum;

Cinayet 2 Ekim'de işlendi. Abdullah Gül'den tek satır tepki, yorum, vs.. her ne hikmetse işitemedik. Sakın ha!.. Bana Abdullah Gül'ün Suudi Arabistan'daki geçmişini ve kraliyet sülalesi ile olan yakın ilişkilerini hatırlatmayın. Onu en iyi bilenlerin başında gelirim. Cumhurbaşkanlığı görevini tamamladıktan sonra da Gül'ün Suud hanedanlığı ile ilişkileri devam etti. Abdullah Gül'ün Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretlerin önemli bir bölümü basına yansımadı. Yansıyanlar da zaten Suudi Arabistan resmi ajansı SPA üzerinden geldi. Kuşku yok ki, böyle hunharca işlenmiş bir cinayet hakkında Cumhurbaşkanlığı yapmış bir isme devletin farklı kanallarından bilgi gelmesin. Benim şaşırdığım nokta ise burası. Geçmişte kalan yakın arkadaşlığım ve bir dönem beraber çalışmışlığım sürede Abdullah Gül'ün gazetecilere karşı olan hassasiyetini inkâr edemem. Beynimin içini kemirip duruyor; basına karşı R. Erdoğan'dan her zaman daha makul, anlayışlı ve hoş görülü yaklaşımları ile tanıdığım Abdullah Gül, Kaşıkçı'nın katli karşısında neden sessiz kalıyor?.. 2 satır da olsa söyleyecek hiç mi bir şeyi yok?.. Yoksa, bu topa girerse, R. Erdoğan ile bir daha ters düşmekten ve başına bir şeyler gelmesinden mi çekiniyor?... Yoksa, araya girmeyim de kenardan sıyrılayım şeklindeki klasik bir Abdullah Gül tavrı mı?..

Devlet Bahçeli'nin sayesinde Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül... Devlet Bahçeli'nin yerel seçimlerde Cumhur İttifakı'nı sona erdirmesi... Melih Gökçek'in MHP'den aday gösterileceğinin fısıltılar halinde vizyona sokulması... Abdullah Gül'ün İstanbul'daki ofisinde kalbur üstü isimlerle son günlerde süren yoğun trafik... Kafamı çok kurcalıyor!.. Çook...

***

Neyse!..

Dikkat edin lütfen... R.Erdoğan tarafından Ankara Belediye Başkanlığından zorla istifa ettirilen Melih Gökçek'in MHP'den aday gösterileceği haberi önceki gün sabah (Çarşamba) gündeme düştü. İYİ Parti'nin EYT önergesinin TBMM Genel Kurulu'nda gündeme alınması önce MHP desteği ile kabul edildi. Akşam saatlerinde yaşanılan bu olay yine MHP'nin AKP'ye desteği ile araştırma komisyonu kurulmasının reddi ile sonuçlandı. Yani, beyinleri çatlatacak, akıl sınırlarını zorlayacak bu müthiş(!) gelişmeler aynı gün yaşandı. Günah keçisi de Bahçeli tarafından grup başkan vekilliği görevinden alınan Erhan Usta oldu...

Önce, "Melih Gökçek MHP'den aday olur mu" sorusuna bakalım. Saray kaynakları, buna en ufak bir ihtimal dahi vermiyor ama şunu da ekliyorlar, "Melih Gökçek'e sadece MHP'den değil başka partilerden de teklif geldiğini biliyor ve izliyoruz. Melih Gökçek, AKP dışında bir parti ve Tayyip Erdoğan'ın zorda kalacağı, AKP'nin seçim kaybedeceği bir oyunun ya da tercihin içinde olmaz. Melih Bey'de sıra dışı bir şey olacağını beklemiyoruz."

Peki, Devlet Bahçeli'nin peş peşe attığı bu adımlar, saray cenahında nasıl yorumlanıyor?.. Şöyle;

"(Devlet Bahçeli, ben buradayım ha) diye dikkat çekmeye çalışıyor. EYT ile ilgili Erhan Usta'nın görevden alınışı o bile... Bu arkadaşlar Devlet Bey'in bilgisi dışında asla adım atmazlar. Sadece 'biz buradayız' şeklinde Devlet beyin attırdığı adım. Devlet beye rağmen, MHP içinde kimse 'hadi şu AKP'yi zorda bırakalım' diye atraksiyon geliştiremez."

Saray kaynakları ile, AKP içindeki Ankara ve İstanbul belediye başkanlıkları yarışını konuştum. Ankara'da, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'nin son günlerde isminin öne çıktığını söylüyorlar. "Belediye bütçesini denk düşüren, borcu olmayan Türkiye'deki nadir belediye başkanlarından biri" olarak tanımlandırdıkları Tiryaki'nin Erdoğan ile Moldova'ya Gagavuz'a beraber gitmesine dikkat çekiyorlar... Bunun yanında Mehmet Özhaseki ismi geçiyor. Süleyman Soylu'nun ismi de gündemden düşmüyor.

Mahalli seçimlerin can damarı İstanbul'a gelince.. Saraydan yapılan yorumlar şöyle;

"Mevcut Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın, halkta ciddi bir tanınma sıkıntısı var. Bugünlerde kendisi ile ilgili bir halkla ilişkiler ve tanıtım faaliyetleri başladı. Bu ara sık sık sık televizyonlara çıkıyor, çıkmaya devam edecek. Onun üzerinden gidilecek, gidilebileceği kadar. İstanbul seçmeni Ankara seçmeninden farklı. İstanbul seçmeni, İstanbul'u Tayyip Bey'in yönettiğine inanıyor ve yönetmesini istiyor. İstanbul belediye başkanını emanetçi olarak görüyor. Diğer öne çıkan isim Binali Yıldırım... Karşılığı çok yüksek, sebebi şu, hikâyesi var. İki belediye başkanı, Misbah Demircan ve Tevfik Göksu yoğun olarak uğraşıyorlar. Bu isimler lokal olarak kendi ilçelerinden çıksa bile anketlerde İstanbul genelinde çıkmıyorlar. Binali Bey'in emanetçisi görülen Ahmet Arslan da yeni yeni konuşulmaya başlandı. Numan Kurtulmuş ismi var. Numan Bey de Binali Bey de belediyeyi birincil olarak düşünmüyorlar. Ama Tayyip Bey 'gidin' derse giderler. Erdoğan şuna bakar, karşısındaki rakiplere... Mevlüt Bey'i ister ama sıkıntı görürse Binali Bey'i sahaya sürer. Karşı taraf çok popüler bir çıkış yapmazsa Mevlüt Bey'le devam eder."

Yazarın Diğer Yazıları