Bahçeli’den Erdoğan’ı rahatlatan telefon...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli siz bu satırları okurken partisinin Belediye Başkanları toplantısında Antalya’dan gündeme dair önemli açıklamalar yapacak. Bahçeli, AKP iktidarının özellikle MHP belediyeleri üzerinde uyguladığı acımasız baskıları ve ötekileştirici uygulamaları sert bir dille eleştirecek. Devlet Bahçeli’nin televizyonlarda da canlı yayınlanması için hazırlık yaptırdığı bu toplantı ülkenin kaosa sürüklenen siyaset gündemi açısından çok büyük önem taşıyor.
***
Kritik virajdaki ülke gündemini rahatlatan bir telefon görüşmesinden ise kamuoyunun sadece rutin bilgisi oldu. Oradaki önemli konuyu kimse öğrenemedi veya öğrendi de yazmaya cesaret edemedi. Bu telefon görüşmesinde gazetemiz YENİÇAĞ’ın dünkü manşetinde yer alan “Erdoğan Vesayete Rest Çekti” haberinin perde arkası yatıyordu.
Geçen Salı günü “şike yasası” nın vetosu ile ortalık toz duman olup, Erdoğan’ın en yakınındaki isimler bile rotayı Köşk’e çevirirken Bahçeli-Erdoğan görüşmesi belki de Başbakan’ın siyasi hayatının en önemli dönüm noktalarından biri oldu.
Devlet Bahçeli, Tayyip Erdoğan’ın ameliyatından sonra “geçmiş olsun” dileklerini iletmek için Başbakan’ı aramış ama görüşememişti. Bahçeli, geçen Salı günü partisinin grup toplantısında başta “şike yasası” olmak üzere iktidarı topa tuttu. Gruptan çıkıp odasına gittiğinde Tayyip Erdoğan’ın kendisini aradığını öğrendi. Bağlantı kuruldu. Devlet Bahçeli Başbakan’a “geçmiş olsun” dedi. Sözü tekrar Tayyip Erdoğan alınca Bahçeli’ye Cumhurbaşkanının veto ettiği yasa hakkındaki tavrını sordu. Bahçeli de net bir şekilde imzalarının arkasında olduğunu, yasanın aynen Meclis’e gelmesi halinde tam destek vereceklerini bildirdi. Üstü kapalı olsa da Bahçeli’den destek isteyen ve aldığı cevap karşısında rahatlayan Başbakan, MHP Genel Başkanı’na “yasa hiç değiştirilmeden Meclis’e gelecek” sözü verdi.
İşte bu telefon görüşmesinin ardından Tayyip Erdoğan düğmeye bastı. Partisinde U dönüşü yapanlar da belki bu görüşmeden haberdar edildi.
Görüşlerine başvurduğum MHP kurmayları Devlet Bahçeli’nin önümüzdeki günlerde de “kimsenin sağlığı üzerinden siyaset devşirmeyiz” sözleriyle karanlık oyunları bozacağı fikrindeler.
Erdoğan-Arınç kapışması
AKP içindeki “Tayyipçiler” kanadının Bülent Arınç’a tepkisi de giderek şiddetleniyor. Şöyle bir olay geldi kulağıma:
12 Haziran seçimleri öncesinde Anadolu Ajansı’nda toplu sözleşme günleri. Bülent Arınç kendine bağlı olan A.A Genel Müdürü Hilmi Bengi’yi odasına çağırır ve “Sendika ile toplu sözleşmeye oturma” der. Bengi de buna itiraz ederek, “Nasıl olur bu Sayın Bakanım? Hem seçim arifesinde bu iktidara çok büyük zarar verir” diye karşılık verir. Arınç talimatını yineleyerek Hilmi Bengi’yi gönderir.
Köşeye sıkışan Bengi, derhal randevu alarak Başbakan Erdoğan’a gider ve seçim öncesi kritik durumun altını çizerek anlatır. Başbakan oldukça sinirlenir, şu cevabı verir:
“Bırak onu sen, dinleme. Sözleşmeni yap.”
12 Haziran seçimleri sonrasında Bülent Arınç Hilmi Bengi’yi tekrar çağırır, “Sayın Genel Müdür sözleşmeyi yaptınız. Arkadaşları re’sen emekli edin” der.
Bengi şaşırır, “Edemeyiz. sözleşmelerinde hüküm var” .. Arınç ısrar edince de Hilmi Bengi, “O zaman ben emekli olayım efendim” restini çeker.
Bülent Arınç da bundan bir hayli memnun olur, teşekkür eder ve “O zaman bizim Kemal Genel Müdür olsun” deyip Hilmi Bengi’yi yolcu eder.
***
Bu arada, Cumhurbaşkanı’nın uçakta giderken gazetecilere söylediği, “Ben yenilikçi hareketin başlatıcısıyım, partinin kurucusu, ilk Başbakanıyım, Dışişleri Bakanıyım” sözlerini idare-i maslahatçılara bir kez daha hatırlatırım.
Koca Cumhurbaşkanı daha açık ne desin?
Sorular
Başbakan’ın hastalığı hakkında 12 gün sonra geniş bir açıklama gelebildi. Ameliyatı tavsiye eden ve nezaret eden DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, “Başbakan kesinlikle kanser değil” dedi ve uzun bir açıklama yaptı. Şimdi ben de soruyorum:
1- Madem ameliyat “speküle” edilecekti, açıklama için neden bu kadar zaman beklenildi. Açıklamada ameliyatın gizlenmesine neden açıklık getirilmedi?
2- Füzün’ün açıklaması Perşembe günü akşam saatlerinde internete düştü. Aynı gün saat itibariyle daha önce açıklama yapan ve kendisi de iyi bir hekim olan Sağlık Bakanı Recep Akdağ, “Başbakanımızın sağlık durumu çok iyi. Hiçbir olumsuzluk yok sağlık durumunda. Ne kadar istirahat edeceğini Başbakanlık ya da kendilerinin açıklaması daha doğru olur” dedi. Neden en yetkili isim olan Akdağ, “Başbakan kanser değil” demedi ve kamuoyunu rahatlatmadı? Akdağ’a göre açıklamayı Başbakanlık yapacaktı. Top neden Füzün’e atıldı?
3- Benim Başbakan’ı tedavi eden Hocalardan aldığım, “Başbakan’a kortizon tedavisi başlatıldı” bilgisi doğru mu?
4- Kortizon tedavisinin doğal süreci olan saç dökülmesini önlemek için Tayyip Erdoğan’a yurt dışından ilaç getirildi mi?
5- Kanserin vücudun başka organlarına sıçrayıp sıçramadığından endişe edilerek başka tetkikler yapılıyor mu?
Bu sorulara cevap bulacağımızı ümit ederim. Ha! Bu arada Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu’nun dün yayınlanan “Hasta olmak ve düşünmek” başlıklı yazısını mutlaka okumanızı tavsiye ederim.