Bahçeli’den alınamayan randevunun nedeni!..

Halime Nuray Turcan, 1994 yılında Alparslan Türkeş’in daveti üzerine MHP’ye katıldı. Aynı yıl yapılan Kurultay’da Merkez Yürütme Kuruluna tek kadın üye olarak seçilerek, “MYK üyeliği” ve ayrıca Kadın Kolları Genel Başkanlığı görevini yürüttü.
Halime Nuray Turcan, Meclis komisyonlarında kamu baş denetçiliği için seçilen üç adaydan biri. Kamu baş denetçisinin belli olacağı seçimin 29 Kasım Perşembe günü Meclis Genel Kurulu’nda yapılması bekleniyor. Tayyip Erdoğan’ın adayı; oğlunun nikah şahitliğini de yaptığı emekli Yargıtay üyesi Nihat Ömeroğlu. Daha önce de yazmıştım; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, desteğini Ömeroğlu’ndan yana koydu.
Emekli hakim Halime Nuray Turcan, çok değerli ve saygın bir hukukçu. Görüşmek için yaklaşık bir haftadır Devlet Bahçeli’den randevu bekliyor. Kendisi ile telefonda kısa bir sohbet imkanım oldu. Halime Nuray Turcan’ın anlattıklarına bakalım;
“Devlet Bey’le görüşemedim. Devlet Bey’den demokratik nezaket gereği bir randevu talep ettim. Direkt değil ama Tuğrul(Türkeş) Bey’le daha yakından görüştüğümüz için onun aracılığı ile talep ettim. Henüz bir cevap gelmedi. Zaten bugün de(dün) her şeye rağmen Tuğrul Bey’den haber gelmeyince ben kendim arayıp talep edeyim diyorum. Verir veya vermez. Benimki bir nezaket. O bakımdan böyle düşündüm.”
Turcan’a MHP’den neden destek alamadığını da sordum;
“Değişik arkadaşlar beni arıyorlar hepsi diyorlar ki ‘Biz seni destekliyoruz’. Ama parti olarak onların topluca grup kararı dedikleri bir karar var mı yok mu doğrusu onu öğrenemiyorum. Orada eskiden beri tanıdığım arkadaşlarım var, dostlarımız var. Tabii çoğu da benden küçük. Arıyorlar, ‘Abla sonuna kadar biz senin yanındayız’ diyorlar. Ama tabii genel merkez bir grup kararı alır da, ‘onu desteklemeyeceğiz şunu destekleyeceğiz’der mi, işin doğrusu onu bilemem. Sayın Bahçeli’nin desteklememe nedeni; o zaman genel kurulda Başbuğumuz rahmetli olduktan sonra ben kendisini desteklemedim. Ben, Merkez Yürütme Kurulu üyesiydim. Tahmin ediyorum ondan başka da bir sebebi yok.”
Halime Nuray Turcan’ın sözleri sitem ve kırgınlık yüklüydü;
“Tuğrul Bey’e dedim ‘Demokratik nezaket olarak bunu böyle yapmak istiyorum’. Çünkü işin bir nezaketi var. Destekler veya desteklemez o ayrı bir şey ama ben bunun bir muhalefet partisi olarak da geçmişimin olduğu bir parti olarak da nezaketen gidip desteğimi istemek istiyorum. ‘Benim siyasi bir talebim yok’ dedim. Altını özellikle çizdim. Benim şu anki ziyaretimin bir tek şeyi var. O da;’bu seçimde desteklerini istemek’dedim. Neticede bu kamu baş denetçiliği esas olarak, görev olarak partiler üstü bir görev. ‘Nihat Ömeroğlu’nu işaret ettiler’ diyorlar. Ben kendime güveniyorum inanıyorum. Sonuna kadar bu mücadeleyi yapacağım. Çünkü ben inanıyorum ki, Allah da biliyor, benim zaten bilgi birikimim şu anda yaptığım iş bu. Neticede seçilip seçilmememden çok daha öte, insan dostlarını yanında görmek istiyor. Dostlarımı, dava arkadaşlarımı yanımda görmek istiyorum yani...” Sözün bittiği yerlerden birindeyiz!..

Patriot kazasına(!)
hazırlanın

Her zaman olduğu gibi önce yalanladı, “ne Patriot’u yok öyle bir şey” dendi. Dışişleri Bakanlığı, NATO’dan Suriye sınırına yerleştirmek için resmen Patriot isteyince “nereye yerleştirileceğine Genelkurmay karar verecek” diye buyurdu sultan Tayyip Erdoğan.
Bunun adı da herhalde dönme dolap diplomasisi veya siyaseti!..
Oynanan oyuna yine çok dikkat!..
“Değişen angajman kuralları” çerçevesinde sınır komutanlarına “vur” yetkisi verildi. Arkasından, Hava Kuvvetleri Komutanı Mehmet Erten’e yönelik yıpratma kampanyası başlatıldı. Erten, F-4 uçağının Akdeniz’de düşürülmesi ve Uludere olaylarında birinci derecede suçluymuş gibi gösterildi. “İstifasını Genelkurmay Başkanı’na sunduğu” haberleri servis edildi. Necdet Özel Paşa, güya bu istifayı kabul etmemiş. Suudi Arabistan’da çok önemli(!) faaliyetlerde bulunan Özel Paşa herhangi bir yalanlama da yapmadı.
Bütün bu kampanyaların, hava savunma sistemi ihalesi ile çok yakından alakası var ama biz şu anda açıkta olan gelişmelerden gidelim.
Mehmet Erten, göreve geldiği günden bu yana her ne sebeptense AKP’lilerin çoğunluğu tarafından sevilmez. Bugüne kadar kulislerde kendisine devamlı “alkolik komutan” yakıştırması yapılırdı. Taraftar medya ile yıpratma kampanyası alenileştirildi. Erten’in, Suriye ile savaşa karşı olduğunu Ankara’da herkes biliyor. AKP kulislerinde Erten’e kızgınlık had safhada. Güya; bir Suriye helikopterinin yeni angajman kuralları çerçevesinde vurulması gerekiyormuş. Mehmet Erten emri vermemiş. Böyle komutan olur muymuş. Sınır birliklerine verilen “vur” yetkisi ile Patriotları ve onun hemen yanı başında konuşlu yabancı askerleri birlikte düşünün.
Benim aklıma gelen sizin de aklınıza geliyordur herhalde!..
Gelişmeleri Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen’e de sorduk. Asker gözüyle yapılan yorum;
“Esad gitmiyor. Hesap doğru çıkmadı. Patriotların getirilişi doğrudan doğruya NATO’nun müdahil olması anlamına geliyor. Patriotlar buraya geldikten sonra angajman kurallarını uygulamak daha kolaylaşabilir. Çünkü bu Patriotların aşağı yukarı 80 km gibi bir menzili var. 80 km menzil olduğuna göre siz zaten uçuşa yasak bölgeyi gerçekleştiriyorsunuz bunları oraya koymakla. Bu Patriotlar hem füzelere karşı hem de uçaklara karşı kullanılır gerektiğinde. Burada adım adım NATO devreye giriyor. Bundan sonrası için bir başlangıç olabilir bu.”

Yazarın Diğer Yazıları