Bahçeli kimin velespitini sürüyor?..
Ağır abi rollerinde devlet adamı pozları vereceksin... Sonra da devletin milletin güvenlik sigortalarını yakacak kadar tehlike arz eden bir konuda ulu orta ısrarla konuşmaya devam edeceksin!.. Hem de Türkiye genel af konusunda bugüne kadar onlarca acı ve kanlı tecrübe yaşamışken... Hem de her genel affın arkasından çok kısa sürede hapishanelerin tekrar dolduğu ile ilgili rakamlar devlet arşivlerinde kapı gibi dururken. Her genel affın arkasında açılan daha büyük sosyal yaraların nelere mal olduğu da kayıtlarda haykırırken.
Bir genel af attı ortaya, bugüne kadar kendi tarzı olmayan bir ziyaret gerçekleştirdi. Servis ettirdiği fotoğrafların diline bakın. Hepsi hareketli kareler. Doktor Devlet Bahçeli'den hiç alışık olmadığımız bir tarz. Sürekli ellerini kollarını sallayarak konuştuğunu gösteren kareler. Basın toplantılarında bile az konuşan çok az hareket eden çok nadir gülümseyen Bahçeli bu kadar hararetli ne anlatmış olabilir diye merak etmeden geçemedim. Acaba bu hareketli karelerle ne mesaj vermek istiyor diye sorarken önceki gün akşam gazetecilerle yaptığı iftar sohbetinde "şüyuu vukuundan beter"e tam gaz devam etmiş. 2000 yılının Aralık ayında başlayan hayata dönüş operasyonunu hatırlatırken "Erken uyarı yapıyoruz. Dikkatli olun, yarın ne olacağı belli olmaz" demiş. Daha önce de içeriden gizli bilgiler geldiğini söylüyor ama içerik açıklamıyordu. Peki niye kimse sormuyor, "Sayın Bahçeli bu sözleriniz cezaevlerini bir anda barut fıçısına çevirebilir. Birilerinin aklına karpuz kabuğu getirebilir veya hainlere yol olabilir. Dediklerinizin doğru olduğunu kabul edelim. Siz, Erdoğan ile kamuoyuna açık/kapalı onlarca görüşme yapıyorsunuz. Böyle riskli bir konuda, devlet ve millet güvenliğini tehlikeye atabilecek bir konuda elinizdeki bilgileri Erdoğan ile neden kapalı bir toplantıda konuşmuyorsunuz. Cini şişesinden çıkarmanın kime faydası olur?" diye...
Eski Bakan'dan kritik uyarı
Hayata dönüş operasyonları sırasında Adalet Bakanı koltuğunda oturan değerli hukukçu Hikmet Sami Türk ise genel af tartışmalarını kaygı ile izliyor. Türk, YENİÇAĞ'a yaptığı değerlendirmelerde, "Cezaevleri disiplini, otoriteyi sağlamakta zorlanıyor" uyarısı yaptı. Hikmet Sami Türk, hayata dönüş operasyonları öncesinde ve sonrasında yaşanan günleri hatırlattıktan sonra şunları söyledi;
"Bugün cezaevlerinde aşırı sayıda hükümlü ve tutuklu olduğunu öğreniyoruz. 170 bin insan var. F tipine geçildi ama, cezaevlerinde kapasitenin üzerinde yığılma var. Devlet Bahçeli'nin affı gündeme getirmesi bununla ilgili olabilir. Hayata dönüş operasyonuna neden olan duruma düşülmemesi için gerçi şu anda böyle bir şey yok. Tekrar bu duruma düşülmemesi için bu affı öneriyor. MHP'nin seçim beyannamesinde bu af konusu yer alabilir. Afların çok sık gündeme getirilmesi cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırır. Bahçeli'nin bu konuyu gündeme getirmesi cezaevlerinde aşırı yoğunluğu rahatlatmayı sağlamaya yönelik. Bunun seçim vaadi olarak kullanılması doğru değil. Bu af diş macunu gibi bir kere sıktığınız zaman geri girmiyor. Açıkladığınız zaman bir beklenti yaratıyor. Bir şey yapmanız gerekiyor. Bu bir talep olarak karşınıza çıkar. Yeni TBMM'nin karşısına ilk gelecek konu bu. Çünkü cezaevlerinde beklenti yaratıyor. Cezaevleri disiplini, otoriteyi sağlamakta zorlanıyor. Mekan olarak da hükümlü ve tutukluların insan onuruna uygun koşullarda olmaları gerekiyor. Buna ilişkin bir çok düzenleme getirildi. Yeni cezaevleri yapılıyor.
Türkiye'de son zamanlarda kamu kesiminden ihraçlar oldu. Çok kolaylıkla tutuklama kararı verebiliyor hâkimlerimiz. Anayasada, CMUK'da öngörülen koşullar var, o koşulların gerçekleşmesi gerekir. Aşırı doluluğun nedeni uygulama. Ondan sonra bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi bir çok insanın tutuklanmasını iptal etti, bazı tahliyeler oldu. Buna gerek kalmaması gerekir. Türkiye'nin bunca tecrübeden sonra, bu kadar deneyim varken, insan haklarına uygun koşulları cezaevlerinde sağlaması gerekir. Aşırı doluluğun nedeni; kolay tutuklama."
Hikmet Sami Türk, Bahçeli'nin Alaattin Çakıcı ile yaptığı görüşmeyi doğru bulmadığını da sözlerine ekledi, "Ülkücü topluma bir mesaj gibi geliyor bana" dedi.
Siyasi sicilinde, bebek katili Öcalan'ın idam dosyasını rafa kaldırma, Ülkücü mahkûmlara af konusunda parmağını bile kıpırdatmama ve hatta o uğurda çalışanları da bitirme gibi lekeler bulunan Doktor Devlet Bahçeli'nin bu çıkışlarını samimi bulmuyorum. Afrin'den gelmeye devam eden iç karartıcı haberler, İngiltere derin devletinin kuruluşu Democratik Progress İnstitute ile sürdürülen yeni açılım görüşmeleri, bildiğim İmralı trafiği, bende derin şüphelere sebep oluyor. Acaba, Ülkücüler üzerinden yeni bir operasyon mu çekiliyor?.. Acaba o meşhur villa projesinin hayata geçirilmesi için vakit yaklaştı mı?..
Türkiye için çok uyanık olma vakti!..