Baba Demirel ve hoşgörü
Yeniçağ'da yazılara başlamamı öneren Ahmet Yabuloğlu idi. Ona da bu konuda tavsiyede bulunanlardan biri Nazif Okumuş kardeşimdi. Anılarımı kaleme almamda ısrarcı oldu. Tarzı da epeydir uygulamaya çalışıyorum. Bana yardımcı olanlardan diğeri Yaşar Usluer dostumdur. Bugün ondan bir alıntı daha yapacağım:
* Saygıdeğer Burhan abi,
"Siyaset hoşgörü sanatıdır" yazınızda mekânları cennet Menderes ve Demirel'in hoşgörüsünden söz etmenizi okurken gözlerim doldu. Muammer Karaca Tiyatrosu gibi Nejat Uygur Tiyatrosu da 1986'da "Demirel'e Söylerim" ve "Aman Özal Duymasın" adlı oyunlarını Sayın Erdoğan hiç izlememiştir.
Bundan ayrı AP, DYP ve Demirel'in avukatı Sinop eski milletvekili bakan Yaşar Topçu anlatmıştı.
14 Ekim 1979 ara seçiminden sonra Ecevit/CHP Hükûmeti istifa etti. Demirel/AP hazırlık hükûmeti kurmuştu.
Antalya'nın deniz sahilindeki küçük bir ilçesinde vatandaşın biri, kahvehanede sövüp saymış. Demirel Başbakan olduğu için savcı resen soruşturma başlatmış, adamı içeri attırmış.
Rutin görüşmelerden birinde Demirel, Yaşar Topçu'ya "Önemli bir şey var mı?" diye soruyor. Topçu da "Önemli bir şey değil ama sadece bilgi arz etmek istiyorum. Antalya'nın bir ilçesinde vatandaşın biri kahvehanede size hakarette bulunmuş, galiz sözler söylemiş. Vatandaşı tutuklamışlar. Mahkeme şikâyetçi misiniz diye soruyor" diyor.
Demirel de "Bu hâkim ve savcı arkadaşlar bazen kantarın topuzunu kaçırıyorlar. Başbakana hakaret etti diye bir vatandaş tutuklanır mı? Biz burada oturuyoruz haberimiz olmuyor. Yaptığımız uygulamalarla kim bilir adamı nasıl bunalttık ki, canını sıkmışız bize galiz küfürler etmiş. Hemen Antalya'ya o ilçeye git ve o vatandaşı hapisten çıkar. Tahliye et gel. Sevaba girersin." diyor.
Topçu o ilçeye gidiyor. Demirel'in avukatı olarak Asliye Ceza Hâkimi'ne davaya müdahale kabulünü söylüyor. "Sanığın tahliyesini talep ediyoruz. Müvekkilim Başbakan Demirel bana, bir ülkenin vatandaşı Başbakanına sövmez. Biz kim bilir adamı nasıl bunalttık ki küfretti" diyor. Hâkim şaşırıp duruşmaya ara veriyor. Savcı ile birlikte Topçu'yu görüşmeye davet ediyor.
Pişmanlık
Hâkim, "Kusura bakmayın, bu Demirel nasıl bir adam? Gazeteler tam tersini yazıyor. Bu kadar hoşgörülü, geniş gönüllü insanı biz ne kadar yanlış tanımışız" diyor. Yeniden duruşmaya giriyorlar. Hâkim sanığın tahliyesine karar veriyor. Sanığa "Demirel yok ama avukatı var, ellerini öp" diyor. Sanık "Hâkim Bey, bu bana hayatımın en ağır cezası. Beni tahliye için avukatını gönderen bir Başbakan'a dilim kopsaydı da böylesi hakaret etmeseydim. Elini ne kelime, ayağını öpeceğim" diyerek pişmanlığını ifade ediyor.
Biliyorsunuz Demirel, Baba lakabını boşuna almamıştır. Çarşaf dergisinin Demirel, Ecevit ve Erbakan'ın mayolu karikatürlerini unutmak mümkün mü?"
Bugüne bakınca, Erdoğan'ın açtığı on binlerce ceza ve tazminat davaları görüyoruz. Doğrusu üzülmemek mümkün değil...
***
Dünden devam
"Bitlis'te Van kahvaltısı" başlıklı yazımı kaleme alırken, ölçüyü kaçırdığımı fark ettim. Bu yüzden son bölüme yer kalmadı. Artan kısmı bugün yayımlıyorum:
"Uykuluklu kokoreç" son ayların en popüler yiyeceği. Bu sakatat ürününü Türkiye'ye kimin tanıttığını bilen var mı? Balat-Köprübaşı'ndaki Mavi Köşe (Arnavut'un yeri). Tabii rahmetli Rıfat Usta (İştay) sadece bununla kalmamıştı. Terbiyeli işkembe çorbasını da müthiş yapardı. Sabaha karşı Beyoğlu'ndan inip gelenlerin arasında bazı parazitler de çıkardı. Bunlar günümüzde de mevcut. Sirke-sarımsak yerine limon sıkanlardan bahsediyorum. Rahmetli Rıfat usta bunları kovmaktan beter ederdi.
Şimdilerde canınız sakatat çekti mi gidebileceğiniz tek yer Makam-ı Balat. Ayân Caddesi'nde eski Balat karakolunun karşısındaki yere Mehmet Yaşin de mutlaka uğramalı. Çünkü müthiş Boşnak köftesi başta daha neler var, neler...
***
BİR MESAJ
Prof. Dr. Sami Selçuk önemli isim. Gönderdiği mesajda hukuk dünyamızdaki hatalı uygulamaları dile getiriyor. Meclis Başkanı'nın çekilmemesini eleştiriyor. Bu konudaki yorumu net; "Belediye başkanlığına aday olmak isterlerse Meclis Başkanı ve hatta vekilleri görevlerini bırakmak zorundadır. Anayasanın 94. maddesi kesindir."
Sayın Selçuk bu konuda makaleler yazdığı gibi kitap dahi yayımladı. Sıkıntısı, yasaların işe geldiği gibi yorumlanıp uygulanmasında.
...
GÜNÜN SÖZÜ
Gerçekler de gözyaşı döker. Vergilius.