“Azrail ABD’de geziyor, ölüler Türkiye’den çıkıyorR
Geçtiğimiz gün Star TV’nin ana haberinden sonra gece yarısı Arena’da İlhan Kesici’yi izlediniz mi? Şu anda CHP İstanbul Milletvekili kimliğini taşıyan Kesici’nin ideolojik dogmaları parti taassubu olmadığını, en önemlisi Türkiye’de ekonomi denince “Yerli” olan tek ismin İlhan Kesici olduğunu bütün kesimler kabul eder. Ancak siyasetin üzerine çöreklenenler, onun ismini telaffuz etmeye her daim çekinirler, açıkçası kıskanırlar. Sivas’ın Zara ilçesinde doğup ODTÜ’yü bitiren yüzde yüz yerli Türk çocuğu İlhan Kesici’yi uzun yıllardır tanır, sohbetinden keyif alır, bilgisinden faydalanmaktan gurur duyarım. DPT Müsteşarlığı gibi ülkenin en stratejik kurumlarında çalışıp, kurumlar yönetmiş bu dehayı ilk defa Doğan Grubu televizyonlarında görünce şaşırdığımın da altını çizeyim. 57. Hükümetin en büyük günahı, merhum Ecevit’in itirafı ile Kemal Derviş’i ithal etmek olmuştur. İthal Derviş yerine, yerli Kesici’nin tercih edilmesi durumunda Türkiye’nin bugünkü halini düşündünüz mü? Kendi adıma Kesici’nin 57. hükümette ekonomiden sorumlu bakan ya da müsteşar olması durumunda Türkiye’nin ekonomik krizlerle boğuşan ülke yerine, dünya ekonomisine yön veren güçlü devlet olacağından şüphem yok. En önemlisi canım memleketimin üzerine sekiz yıldır çökmüş olan AKP kâbusu yaşanmazdı.
Olan ile ölene çare bulunmaz derler. Ancak zararın neresinden dönersen kârdır özdeyişi de ilkini tamamlar. Geçmişin muhasebesini yaparken, gelecek ile ilgili ince hesapları ihmal etmemek lazım. Dilerseniz yeniden Arena’ya İlhan Kesici’nin televizyonda anlattığı Türkiye tablosuna dönelim. Ama önce gazetemiz Yeniçağ’ın hakkını teslim ederek. Malumunuz “Ekonomide Büyük Çöküş” başlıklı altı günlük yazı dizisi İlhan Kesici röportajıydı. Ankara büromuzda Macit Soydan ile beraber kabul ettiğimiz İlhan Kesici’nin Or-An’daki çalışma ofisine de biz misafir olduk. Bir Dostoyevski hayranı olan Kesici’nin büyük bölümü İstanbul’da olmasına rağmen Ankara’daki kütüphanesi de dudaklarımızı uçuklatmıştı. Üzerinde ekonomi raporları ve tanzim edilmiş evrakın bulunduğu bilardo masasının başka ne işlere yaradığına da İlhan Bey’in sayesinde tanık olduk. Yani Kesici’nin televizyonda kısıtlı saatlerde anlattıklarının en az 10 katını bizzat ondan dinleme şansını bulduk.
Dünyadaki ekonomik krizi “Azrail ABD’de geziyor, ama ölüler Türkiye’den çıkıyor” ile tarihi bir tespit yapan Kesici, rakamlarla dünyanın ne kadar etkilendiğini, başbakanın teğet geçtiğini söylediği krizin Türkiye’yi nasıl da delip geçtiğini anlattı. Tarım sektöründe 2002 yılında ithalat ve ihracat dengesi 1.7 milyar dolar ile eşit vaziyetteyken, 2008 yılı sonunda ihracatın 3.9, ithalatın ise 6.5 milyar dolar olduğunu yani açığın 2.5 milyar dolar olduğu öğrendik. Et fiyatlarının artışı ile, vatandaşın sadece kurban bayramında et yiyebilir hale geldiği memlekette, nüfusumuzun yüzde 27-29’unun tarımla uğraştığı ülkemizde AKP hükümeti 3.5 milyar dolar destekle övünürken, toplamda yüzde 3 olan AB ülkelerindeki tarım sektörüne, 50 milyar dolar teşvikin verildiğini Kesici’den öğrendik. Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanlığı’nda, yani 7 yılda ilkokuldan alıp, liseden mezun olan çocuklarımızın 30 bininin üniversite sınavında sıfır çektiğini, 250 bin öğrencinin bir tek matematik sorusu bile çözemediğini hatırlattı bize. En vahimi adalet ile ilgili istatistik bilgileriydi. 2006 yılına kadar Emniyetin suç istatistiklerindeki artışları yayınlamasına rağmen, yüzde 600’lük artış yüzünden bunu internetten kaldırdığını da öğrendik. Sadece ekonomide değil sosyal alanda ve adalette de çöküşü anlattı Kesici. 75 bin kapasiteli cezaevlerinde
120 bin insan yatıyor. Uzayıp giden yargılamalarda tutukluların yüzde 55’i beraat ederken, yüzde 45’i ancak suçlu bulunuyor. Mahkemede adaleti gerçekleştiremeyen AKP’nin Anayasayı değiştirme hakkı olmadığını da ortaya koydu Kesici.
Duygusal bağları bir kenara bırakıp TBMM’de İlhan Kesicilerin sayılarının artmasını, tıkanmış siyasette Kesicilerin önlerinin açılmasını temenni ederim.