Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER
Agah Oktay GÜNER

Aziz vatandaşıma açık mektup

Değerli vatandaşım; ister yaşlı, ister genç, ister kadın ister erkek ol, oy kullanma hakkına sahipsen, pazar günü sandık başına gideceksin. Kullanacağın oy sade senin değil topyekun memleketin kaderi ile ilgilidir. Şu andaki iktidar, Türkiye’yi diktatörlük rejimine götürmek için her türlü gayreti sarf ediyor. Hürriyet kalelerinin başında gelen basının ne yazık ki en az yarısı şu anda iktidarın emrinde. İktidarı tenkit eden gazeteciye hayat hakkı yok. Tepeden inme emirlerle gazetelerden yazarlar atılmakta, işsiz kalmakta, açlığa mahkum edilmekte. Demokrasilerde, hürriyetin ölçüsü olan üniversite tamamen susturulmuştur. Üniversite rektörleri ülkenin bütün sorunlarına karşı sessizdir. Yürekli bir kaç rektörün ilim haysiyeti adına verdiği mücadele büyük bir hüsranla bitmiştir. Uluslararası sıralamada dereceye girerek dünya çapında en iyiler arasında yer alan ODTÜ’müz, başına taş yağdıracak bir bulut kümesi olsa bu iktidar tereddütsüz Türkiye’ye davet edecektir. Bağımsız yargıya kilit vurulmuştur. İktidar, yargıyı adı hâkim, özü emir eri olan şahıslarla doldurma gayretindedir. Anayasa Mahkemesi’nin son (dini nikâh) kararında da görüldüğü gibi rejim rayından çıkarılmış, T.C. Anayasası yok sayılmıştır. Türkiye’de mer’i kanunların gereğini yerine getiren savcı ve hakimlerin adalet kılıcı; iktidar çevrelerine değdi mi bu savcı ve yargıçların sürülmeleri, görevden alınmaları hatta hapse tıkılmaları tabi hâl olmaktadır. 13 yıl sonunda tek parti hükümetinin ekonomik tablosu şudur: Gelişmişlik derecesi Türkiye’nin aynı olan ülkelerle kıyaslayarak söylüyoruz. En düşük büyüme bizdedir. En yüksek cari açık ve dış ticaret açığı da bizdedir. En yüksek enflasyonda şampiyonuz. En düşük ulusal tasarruf bizimdir. İç tasarruflarımız devamlı kuruyor. Büyümenin finansmanını dış borçlarla sağlıyoruz. 1990’lı yıllarda %20 tasarruf eden ülkemizde bu oran %12 bandına kadar geriledi. Türk Lirası devamlı değer kaybediyor, ihracatımız da geriliyor. İhracatın kg. değeri Güney Kore’de 3 Almanya’da 4 dolar, Türkiye’de ise 1,5 dolardır. Teknoloji geriliğimiz yüzünden devamlı dış ticaret açığı veriyoruz. Türkiye’nin sattığı 1 kg. mal ile ithal ettiği ürün miktarı devamlı geriliyor. Bu yüzden artan ihracat her seferinde daha çok ithalat ile sonuçlanıyor. Aradaki fark için dövizle borçlanıyoruz.

En bozuk gelir dağılımı ve fukaralık Türkiye’dedir. AB içinde gelir dağılımının en kötü olduğu ülke biziz. OECD’nin Şili ve Meksika ile en kötü gelir dağılımına sahip üç ülkesinden biri Türkiye’dir. Enflasyonumuz aynı konumdaki ülkelere göre fevkalade yüksektir. Cumhuriyetin bütün birikimlerini 54 milyar dolara satan iktidar Türkiye’yi 440 milyar dolar dış borca sokmuştur. Türkiye tam bir ekonomik krize doğru kaymaktadır.

AKP iktidarının büyük başarısı iktidara geldiği yıllarda 50 bin civarında olan tutuklu ve hükümlü sayısını 156 bin 200’e çıkarmasıdır. Bu acı yükselişte işsizlik, ümitsizlik, sahipsizlik temel çöküntü sebepleridir. Türkiye’de gelir dağılımı bozuk olduğu için dolar milyarderi sayısı da çok fazladır. İsviçre merkezli raporlara göre 2014 yılında Türkiye’nin 38 dolar milyarderi bulunmaktadır. Böylece Türkiye dünya üzerinde en fazla dolar milyarderine sahip 14. ekonomidir. Buna karşın, ne yazık ki Türkiye, OECD’nin raporuna göre yoksulluğu yaşlara göre sınıflandırmada çocuk yoksulluğunda dünya birincisidir.

IMF 2014 verilerine göre Türkiye, kişi başına gelir bakımından 184 ülke arasında 66. sıradadır. Asayişsizlik, kadın cinayetleri, yargıdan kaçırılan yolsuzluk iddiaları AKP’nin utanç levhalarıdır. Ülkenin bütün namuslu iktisatçıları AKP’nin dış borç ödemesinin mümkün olmayacağını çünkü dış borçlar yılda ortalama 9,9 oranında artarken büyüme hızının ortalama %3,1 oranında arttığını söylüyor. Bu politikalarla, bu kafa ile dış borcu ödemek mümkün değildir. 17 milyon insanımız açlık sınırının altında yaşarken, Türkiye sadece gösteriş ve şov yapmaktadır. Ancak artık deniz bitmiştir. Ne kaybedilecek zaman ne de kaynak vardır.

Bu iktidarın sayesinde dış politikada yapayalnız kaldık. Bu yalnızlık ihracatımızı da vurdu. Şu anda Türkiye ihracat yapamıyor. 13 yılda köylüyü bitirdiler. Memuru, işçiyi, esnafı emekliyi ezdiler. Açlığa mahkûm ettiler. İşsizlik zirve yaptı. Diplomalı işsizliğin de öncüsüyüz...

Aziz vatandaşım, hesap ortadayken, bu dayak bana az diyorsan AKP’ye yine oy ver. “Yeter” diye kükreyip ayağa kalkıyorsan bu iktidara oy verme de kime istersen ona ver!..

Yazarın Diğer Yazıları