Azerbaycan’dan Türkiye’ye nazik protesto...

Geçen Ocak ayı sonunda kardeş Azerbaycan ile gün yüzüne çıkmayan bir kırgınlık daha yaşadık. Normal koşullarda gazetelerde “skandal” başlığıyla yer alması gereken habere geçmeden önce hafızalarımızı yoklayalım..
Fransa’nın sözde Ermeni soykırımını inkârı suç sayan yasayı kabulü sırasında Türkiye’de iktidar yanlısı yayın organlarının verdiği haberler:
 “Aliyev Putin kadar olamadı”
“Haydar Aliyev’in vefatının ardından iktidara gelen oğlu İlham Aliyev, özellikle son iki yılda Ankara’ya karşı âdeta soğuk savaş yürütüyor”
“Baku’da Türk Şehitliği’ndeki bayrakları indirtecek kadar işi ileri götüren, bu ülkede okuyan ve çalışan Türk vatandaşlarının gündelik hayatında sürekli zorluklar çıkaran Baku yönetimi, Fransa’nın sözde soykırım yasasında Paris’le ilişkilerini gözle görülür düzeyde artırmayı tercih etti.”
“Ruslar indirim yaptı, o zam...”
“Batılı ülkelerin tehditlerine karşı elindeki doğal gaz ve petrol kartını oynamayan, Ankara’yı her platformda âdeta sinsice yalnız bırakan Bakü yönetiminin bu tavrı son petrol ve doğal gaz görüşmelerinde daha belirgin hale geldi. Rusya’da Putin yönetiminin Türkiye ile uzun vadeli ilişkileri göz önünde bulundurarak doğal gazda büyük indirime gittiğini belirten diplomatik kaynaklar ’Oysa kardeş Azerbaycan hem zam yaptı, hem de Türkiye’ye yüz milyonlarca dolarlık zarar verdi’ değerlendirmesinde bulundu. Aynı kaynakların verdiği bilgiye göre Baku yönetimi her yıl milyarlarca dolar kâr ettiği BTC boru hattından Türkiye’nin zararının 150 milyon dolar olduğunu söylüyor.”
Bakü yönetimi Ankara’ya kırılsa da, gerçeğin bunun tam tersi olduğunu söylese de belgeleriyle yapılan açıklamalar “Türkiyeli” basın yayın organlarında hiç yer bulmadı.
Bakü-Ankara arasında yaşanan bu soğukluk esnasında 26 Ocak’ta Ankara
 Keçiören Belediyesinin davetlisi olarak Azerbaycan Sumgait Belediye Başkanı- Azerbaycan Belediyeler Birliği Başkanı Ebulfez Babayev ve Azerbaycan Milli Meclisi Yönetimler komisyonu Başkanı Arif Rahimzade, Bileceri Belediye Başkanı İlham Halilov ve 4 milletvekili Türkiye’ye geldi. Azerbaycan heyeti rutin programları ile birlikte TBMM Başkanı Cemil Çiçek ve iktidar partisinin temsilcileri ile de görüştü. Görüşmelerde medyaya yansıyan yanlış haberlerden dolayı duyulan sıkıntılar da anlatıldı. Bunların giderilmesi istendi. Hatta heyet Ankara’dayken taraftar medyaya söz konusu yapılan yayınların “hataları” ile ilgili belgeler geçildi.
Azeri heyet bir yandan Ankara’daki temaslarını sürdürüyor, diğer yandan da basında çıkacak “doğru” haberleri bekliyordu.
Ne yaptılarsa olmadı. Azeri heyetin deyimiyle, “Yanlışlar düzeltilmedi”
Var olan kırgınlık bir kat daha arttı.
Azerbaycan heyeti 30 Ocak Pazartesi günü tarifeli uçakla ülkesine dönecekti. 29 Ocak Pazar günkü programlarında gazetecilerle görüşme ve gezi vardı. Kırgınlıklarını belli etmek için son gün programlarını iptal ettiler ve Azerbaycan’dan gelen özel uçakla ülkelerine geri döndüler.
Ankara ne mi yaptı?
“Niye bir gün erken gidiyorsunuz?” diye soran olmadı.
Pişkinlikte sınır tanımayan Ankara, Azeri heyetini 26 Şubat Hocalı katliamının yıldönümünde Ankara’ya bekliyor. Keçiören’deki Azerbaycan Parkına Hocalı katliamını anlatan bir anıt dikilecek. Anıtı da yaklaşık 160 bin Avroya Azerbaycan yaptırdı.
AKP iktidarının parasızlıktan (!) yapamadığı jeste karşılık Hocalı katliamı anıtı uçakla Türkiye’ye getirilecek. Eğer heyet gelirse!..


Kardeşliğe sansür engel olur mu?

Türkiye’deki taraftar basın, küresel patronların temsilcilerinin emirleri doğrultusunda ne yaparsa yapsın gerçekler değişmiyor-değiştiremiyorlar. Geçen Pazartesi gündeminden, aradığınız zaman sadece sanal âlemdeki haber portallarında bulabileceğiniz bir haberi sizlere sunuyorum:
“Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa-Kafkasya Dostluk Grubu Başkan Yardımcısı Natali Qule’nin başkanlığındaki Fransız Senatörler heyetini kabul etti.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Fransa Senatosu’nda sözde ’Ermeni soykırımı’inkârının reddini suç sayan yasanın iptali için verdikleri çabadan dolayı senatörlere teşekkür etti. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Fransa Senatosu’nda tartışılan bu kanunu tarihi tahrip eden, demokrasiye, düşünce özgürlüğüne aykırı olan, yalan ve sahte bilgilere dayalı girişim gibi değerlendirerek yürürlüğe gelmeyeceğinden umutlu olduğunu dile getirdi.”


Gedikli, gedik verdi!..

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli.
Tayyip Erdoğan’a oldukça sadık isimlerden biridir. Parti kurulduğundan bu yana ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı. Genel Merkezin kasası da onda.
Bu ismi diğer genel başkan yardımcıları gibi pek duymazsınız. Basına çıkmayı, medya önünde konuşmayı pek sevmez. Gedikli ara sıra konuşur; o da Tayyip Erdoğan “Çık konuş” derse.. Bülent Gedikli’nin “Neocon-Ergenekon kardeşliği” başlıklı A.A’ya verdiği demeci okuyunca doğrusu çok şaşırdım.
Bülent Gedikli, sorumlu olduğu alanın dışına oldukça çok çıkmış.
Söylemek istediklerini futbol yorumuyla sulandırıp sözüm ona ABD’ye vurmaya çalışmış.
Gedikli, yazar Paul Auster’dan yola çıkıp, “Neocon-Ergenekon kadrosu Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Bu yapı Türkiye ile her zaman uğraşıyor. Türkiye ne zaman güçlenmeye başlasa devreye girip dönen çarklara çomak sokmaya, suyu bulandırmaya çalışıyorlar. Türkiye’de kaos, korku, kriz yaratmak istiyorlar. Ama Neocon-Ergenekon kardeşliği beyhude bir çaba içerisinde. Türkiye’deki güven ve istikrar ortamını kimse yıkamaz” demiş.
Oldukça uzun bir demeç. Herkes işine geldiği yandan alıp servis etmiş.
Bir dönem yaşananların canlı şahidi olmasam ben de yutacağım.
AKP’nin kuruluş programını bu “Ergenekoncu-Neocon”lar hazırlamadı mı?
İktidara geldikleri ilk günden itibaren Irak’ın işgali üzerine kimlerle pazarlık ettiler?
O zamanlarda ABD’de uzaylılar mı iktidardaydı?
Tayyip Erdoğan, Irak’tan “burnu kanamadan dönmeleri” için kimin askerlerine dua etti? AKP iktidarında Türkiye’yi yol geçen hanına çeviren Neoconlar değil miydi? Türk askerinin başına kim çuval geçirdi?
Askerimizin başına çuval geçirilirken Tayyip Erdoğan kimden çekinip bir “müzik notası” dahi veremedi? Bu sorular uzar gider..
Milleti balık hafızalı belledikleri için atıp tutuyorlar.
Bülent Gedikli’nin bu demeci ajansa düşer düşmez, Ankara kulislerini şöyle bir dolaştım. Demeci değerlendirenler hemen, “Tayyip Erdoğan’ın sağlığına bağlı olarak 2012 çok sıcak geçecek ve çok sürpriz siyasi gelişmeler olacak” yorumlarını tekrarladılar.
Yine de belirtelim; AKP ne zaman ABD’nin kirli bir operasyonuna ortak olacak olsa öncesinde yalandan aleyhtar gömlek giyer..
Dikkatli olmak lazım...
Bu işte bir bit yeniği var!....

Yazarın Diğer Yazıları