Ayyıldıza sarılmazsa o heç bize gerek değil
Mecliste grubu bulunan partilerin dışında, meydanlarda olan tek parti HEPAR. Osman Paşa, onca imkânsızlık ve yokluğa karşın, her hafta iki yerde miting yapıp anayasa değişikliğine “hayır” oyu vermeye çağırıyor halkı.
Güdümlü ve götürümlüler bir yana, Ulusal Kanal, Kanal B, Meltem gibi ulusalcı görünümlü medya bile, söz birliği etmişçesine yer vermiyor bu mitinglere. Pamukoğlu’nun sesinin tüm Türkiye’ye ulaşmasını istemiyorlar. İstemesinler. O diyor diyeceğini, Türk çocuğu da alıyor alacağını bir biçimde.
İşte bir örnek: Kahramanlık türküleri çalınıyor HEPAR’ın seçim otobüsünden. Bu türkülerden biri var ki, düştüğü her Türk’ün gönlünü tutuşturmaya yetiyor. Söyleniyor, yayılıyor dilden dile, mesaj alınıyor ve anlaşılıyor.
Sözleri Türk Dünyasının büyük şairi Bahtiyar Vahapzade’nin beste -sanırım- Emin Sabitoğlu’nun. Nurullah Akçayır, hakkını vererek söylüyor. Sözler anlamlı ve büyülü, ezgisi sözüne kartal kanadı, alıp götürüyor yücelerde dertleşmelere.
Sözleri şöyle o “mahnı” nın:
“Yürek odur daim yana
Od (1) gopara alovlana (2)
Becermirse goy dayana (3)
Demek o heç yürek değil
Vatan için lazım gelse
Polat (4) kimi (5) gerilmezse
Ayyıldıza sarılmazsa
O heç bize gerek değil
Men nedirem o yüreği
Yok arzusu bir dileği
Becermmirse o sevmeyi
Demek o heç yürek değil
Vatan için lazım gelse
Polat kimi gerilmezse
Toprağına sarılmazsa
O heç bize gerek değil
1-Ateş, 2-Koparıp alevlene, 3-Koy dursun, 4-Çelik, 5-Gibi
Kılıçdaroğlu’nun Halleri
Seyit Rıza İsyanı’nda Atatürk’ün gerçek tutumunu Meclis kürsüsünden açıkça dile getirdi diye, memleketi Tunceli’ye gidip istifaya davet etmişti Onur Öymen’i. Şimdi Genel Başkan.
Geçtiğimiz günlerde Seyit Rıza heykeli açıldı Tunceli’de, meydan okundu Cumhuriyete Gandi’nin memleketinden. Cumhuriyeti kuran partinin başı, suspus, ara ki bulasın Onur’a istifa diyen adamı.
Batman’da da “genel af”tan söz etmişti bu “liberal manifestocu” adam, Baykal’dan uyarı gelince çark etmişti, hatırlayınız. Güneydoğuya ekip yollamış şimdi, yeni rapor geliyor, 1991’deki gibi meclise PKK’li sokmaya benzer bir düz ova açılımcılığı olursa şaşmayın.
Orduya harp ilan edildiği günlerde, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kaldırılması konusunda iştahlı ve istekli olan bu arkadaş, sonra kalkıp RTE ile “bay”lı, “bey”li ağız dalaşı yapıyor. Hadi canım sen de...
Bu kafa, CHP’nin bu ulu gövdesini taşıyamaz, kasetten doğan lider bu kadar olur.
Övgüler Devlet Bey’e
Devlet Bahçeli benim en büyük çelişkimdir. ” Yolumun Düştüğü Ünlüler “ adlı bir kitabın hazırlığı içindeyim. Bahçeli’yi yazarken baktım arşivime, ne çok övmüşüm, ne de çok yermişim.
Bugün yine çelişeceğim, öveceğim Devlet Bey’i.
Emperyalizmi, boyun eğerek yararlanılacak bir dünya gerçeği olarak algılayan, neo-liberal, anti laik, anti Kemalist, bir ayağı ve aklı o cemaatte, Türkçülüğü bir çocukluk hastalığı olarak gören ucube bir Ülkücülüğü savunup RTE anayasasına da bunlardan dolayı “evet “ diyecek olan o güruhu silip attı. “Netleşme” derdi hep, ben MHP’de iken. Netleşme günü gelmiş demek ki. Brütten nete ulaşırken kaybedilenler kazançtır aslında.
İyi gidiyorsunuz Devlet Bey iyi, o kruvaze ceketinizi çıkarırsanız, biraz da az bağırırsanız daha da iyi olacaksınız.