Aynı kafalar...

Ben yazdıkça herkes ezberledi... Tartışma programlarında öyle tipler var ki, ders alma yanları bulunmuyor. Bunların arasında sıralama yapsam liste başına mutlaka İdris Kardaş'ı oturturum.

Bilmemne üniversitesinde çalıştığı iddia ediliyor. Asıl görevi çok açık. Yandaşlarına moral motivasyon vermek. Onu ekran ekran gezdirenler, aslında yanılgı içinde. Gelen mesajların tamamı protestolardan oluşmakta.

CHP veya İYİ Parti'ye saldırılarının dozunu hiç azaltmıyor. Gelen mesajlar arasında birkaçı dikkatimi çekti. "Kardaş'ın mimiklerine dikkat ettiniz mi?" diye soruyorlar. İnceleyince gerçekten haklılık payını fark ettim.

Hedefine sabitlenip karalama yaparken en çok gözleri tuhafıma gitti. Siyah-beyaz dönemden kalma filmlerin oyuncularını hatırlatıyor.

90 yıl önceki CHP'nin kötülüklerini(!) hatırlayan Kardaş'a pes diyorum.

Diğer örnekler

Kendini dev aynasında görenler de az değil. 23 Haziran sonrası süngüsü düşenlerden biri Mustafa Şen. O da hâlâ Ekrem İmamoğlu'na öfke dolu. Bu aralar kendini İBB Başkanı ile kıyaslamaya başladı. Şu sözlerine dikkat edin:

"Dinî gerekleri yerine getirirken, fotoğraf vermemeli. Ben ondan büyüğüm ama bu yola hiç baş vurmadım."

Şen kendini ne zannediyor? Kısa süren Başbakanlık danışmanlığı, sonuçsuz milletvekilliği adaylığından hiç bahsetmiyor. Öbür tarafta ise Erdoğan'ın 25 yıllık İstanbul Dükalığı'na son veren İmamoğlu. Bazı insanlar gerçekten tuhaf. Hadlerini daha doğrusu çaplarını bilmiyorlar.

Adlarını sildim

Bunlardan epey var. Kadını-erkeği aynı kompartımanın yolcuları. Kimilerinin adını ben geçirmiyorum. Benim cezalandırmam da böyle.

Anchormanlar içinde değerlendirme yapsam, iki tanesini kesinlikle atlamam; "Ahmet Hakan Coşkun ve Ercan Gürses." Gürses'in cemaziyelevveli belliydi. Kendini bitiren Ahmet Hakan oldu. Bu hâllere düşmesini yakışan bir türküyle dillendirebilir, "Kendim ettim, kendim buldum." Anlayacağınız itimat bırakmadı.

Siz yine de beni dinlemeyin. Kendinizi ya TRT Müzik'e atın ya da bir komedi dizisi tekrarına. Hiç olmazsa sinirleriniz bozulmaz.

***

Bırakın çıksınlar

CHP'nin hatalarından biri önemli hatiplerini ön plana çıkarmamak. Bunların arasında Berhan Şimşek ilk sırada. Son günlerde iki defa izleme olanağı bulunca, onun değerine tekrar ikna oldum.

Şimşek, bu defa Tarafsız Bölge'deydi. "Karşı görüştekileri paramparça etti." Bunlara Ahmet Hakan dâhildi.

Hayatları sırf bip atma üstüne kurgulu olanlar, ortaya atacakları hiçbir şey bulamadılar. Berhan, görüntüsü ve müthiş ses tonuyla bunları boş çuval gibi kenara fırlattı.

CHP yönetimi, bu tip sözcülerine yol vermek zorunda. Halk, hem artist, hem hatip, hem de bilgili olana bayılıyor...

***

Selvi müthiş

23 Haziran'dan bu yana en büyük değişim Abdülkadir Selvi'de. Tarafsızlık sembolü hâline geldi. Ak Parti içindeki eleştirileri birer birer açıklamayı sürdürüyor.

Bunlardan birkaç örnek vereceğim:

* Yandaş medyadan şikâyetler gittikçe arttı.

* Niye antipatik olduk? Sorusu herkesin dilinde.

* Canlı yayının programcısına oğlum diyenlerin bu gerilemede katkısı yok mu?

* Ekrandan savcılara ihbarda bulunup emir yağdıranların sevimsizlikleri mutlaka önlenmeli.

***

İlle de spor

Eğer spordan hoşlanıyorsanız, hele de futbolsever iseniz bu aralar bayramınız var. "20 yaş altı futbol şampiyonası" tamamlandı. Kadınlar Dünya Şampiyonası sona ermek üzere. Dişi kramponların erkeklere taş çıkartan mücadeleleri müthiş.

TRT Spor, akıllı bir strateji uyguladı. Sadece çok önemli maçlarda, yorumcu kullandı. Bunda da uzman isimlere verilince, seyrin tadı artırıldı.

Zaten ellerinde Ömer Üründül gibi bir usta mevcut. Brezilya-Arjantin maçında ekrana sürüldü. Almanya-İngiltere bayan müsabakasında da kusursuzdu.

TRT'den söz etmişken aralara serpiştirdiği dış kaynaklı basketbol ve atletizm yayınlarını da atlamayalım. Hani "ara sıcaklar" gibi oluyor. Gerçekten sofranın lezzetini artırıyor...

***

Son sayfa

a Spor'un Haldun Domaç'lı bölümlerine bayılıyorum. Bu kardeşimi uzun yıllar önceden tanırım. Aynı kulüpte top oynadık. Aynı semtin çocuklarıyız. Gerçekten futbol bilginidir. Bir bakıyorsunuz Haliç kıyısında Şadan Kalkavan Futbol Turnuvası'nda sahaya çıkıyor. Eline bağlamasını alıp türkü söylüyor. Arada da eski semte uğrayıp Makam-ı Balat'ta uykuluklu kokorecini götürüyor...

GÜNÜN SÖZÜ

Aza sahip olan değil, çoğu isteyen fakirdir! Seneca

Yazarın Diğer Yazıları