AYM’nin önceliği ne?
Tarih, 26 Haziran 2014...
“Vatandaş”ın, Antalya’da görülen boşanma davası sonrası, “posta masraflarının ikmali” nde yaşanan sorun dolayısıyla temyiz talebinin reddedilmesine yaptığı itiraz değerlendirilip karara bağlandı.
***
Tarih, 26 Haziran 2014...
“Vatandaş”ın, depremde hasar gören konutunun yıkılması sonucu uğradığı zararın tazmini için açtığı davanın makul sürede sonuçlandırılmaması ve lehine hükmedilen tazminatın azlığından dolayı yaptığı itiraz değerlendirilip karara bağlandı.
***
Tarih, 18 Haziran 2014...
“Vatandaş”ın, Şanlıurfa Tüketici Mahkemesi’ne borçlu olmadığının tespiti için açtığı davanın makul sürede sonuçlanmamasına yaptığı itiraz değerlendirilip karara bağlandı.
***
Tarih, 26 Haziran 2014...
“Vatandaş”ın, aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması talebiyle açılan davanın reddedilmesi üzerine yaptığı itiraz değerlendirilip karara bağlandı.
***
Tarih, 18 Haziran 2014...
“Vatandaş”ın, Kızıltepe Kadastro Mahkemesi’nde açılan kadastro tespitine itiraz davasının makul sürede sonuçlanmamasına itirazı değerlendirilip karara bağlandı.
***
Tarih, 18 Haziran 2014...
“Vatandaş”ın, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtığı alacak davasının reddedilmesi üzerine yaptığı itiraz değerlendirip karara bağlandı.
***
Tarih, 20 Mart 2014...
“Vatandaş”ın, hisselerini satın aldığı anonim şirket yetkilileri tarafından kâr payı vaadiyle kandırıldığından ve paralarını geri alamadığından bahisle zararlarının tazmini istemiyle açtığı davada mahkemece adli yardım talebinin kabul edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına kararına yaptığı itiraz değerlendirilip karara bağlandı.
***
Yukarıda okuduklarınız, Anayasa Mahkemesi’nin “bireysel başvurular” doğrultusunda aldığı son kararlarından rastgele seçtiğim birkaçı... Tek tek saymadım ama bu minvalde -yüzlerce dersem çok iddialı olabilir- alınmış daha onlarca karar var. Meraklısı http://www.anayasa.gov.tr/Kararlar/BireyselBasvuru/index.html linkinden veya Bilgi Bankası’ndan başvuru ve karar tarihleri, dosya içerikleri, gerekçeleri vs. bütün detayları tek tek inceleyebilir.
Bu incelemeyi yapan herkes yüksek mahkemenin, bireysel başvuruların çok büyük bölümünü azami 7-8 ayda neticelendirdiğini görecektir.
O boşanma davası, bu tapu davası, diğeri ticaret davası, ötekisi tüketici davası, beriki arazi davası diye o insanların mağduriyetlerini hafife alacak halimiz yok tabii... Ama yine de insan merak ediyor, hiçbirinde “tutuklu” bulunmayan bu davaları 7-8 ayda karara bağlayan AYM, hâlâ tutuklu sanıkları bulunan İstanbul Askeri Casusluk Davası’nı 9 aydır beklettiğine göre, dosyaları değerlendirme önceliği ne?
Baktım, “başvuru tarihi” değil...
Ki öyle bile olsa, “can” dan daha geri döndürülemeyecek bir kayıp olabilir mi?
“Çalınmış hayat”tan daha ağır mağduriyet mi olur?
Hangi arsa, tarla, hisse, ev, bir insanın -ki bu insan bir de şu günlerde milletçe hayati derecede muhtaç olduğumuz Türk ordusunun bir mensubuysa- hürriyeti kadar “acil” bir ihtiyaç olabilir?
Her şey geri gelir, ya haksız-hukuksuz biçimde demir parmaklıklar arasına hapsedilen yıllar?
İstanbul Askeri Casusluk Davası kapsamındaki ilk bireysel başvuru 6 Ocak 2014’te yapıldı. Adalet Bakanlığı 1 ay içinde bildirmesi gereken yasal görüşünü “ek süre” kullanarak geciktirdi. Ve ne hikmetse Temmuz sonu itibarıyla “ek süre” de dolmasına rağmen “Bakanlık görüşü” iletilmedi!
Ekim başında, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ndeki 10. ayına girildi; bakalım “mağdur”lara geç de olsa bayram gelecek mi; darmadağın edilen ailelerin yüzü gülecek mi!
NOT: İstanbul (ve tabii İzmir) Casusluk Davası’nın ne olduğunu, “kumpas” ın kimler tarafından nasıl kurulduğunu, olmayan delillerin aranan her evde, her iş yerinde aynı yerde, aynı siyah poşetler içinde nasıl zuhur ettiğini, nasıl üretildiğini, birbirlerini hiç tanımayan, iki dünya bir araya gelse yan yana gelemeyecek insanların nasıl aynı sandık sıralarını paylaşmak durumunda kaldığını, anne-babalara, kız “çocuk”larına atılan belden aşağı, iğrenç iftiraları, bunların yarattığı “aile içi” sarsıntıları; eskort kızların görünmeyen trajedilerine kadar her boyutuyla, ayrıntısıyla okuyacağınız “İstanbul’dan İzmir’e Casusluk Kumpası”nı önermenin tam zamanı.
Balyoz Davası’nda yargılanan Kurmay Albay Mustafa Önsel’in ‘Beşiktaş’ta Sırtlan Pususu’ ve ‘Silivri’de Firavun Töreni’nden sonra, “kumpas” üçlemesinin son halkası olarak yayınlanan kitabını mutlaka okuyun derim. Her satırında “bu kadar olmaz” dedirten ama olmuş, bu milletin evlatlarına reva görülmüş zulmün belgesi...