AYM tatile çıkarılır mı
Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, AYM'nin OHAL ürünü KHK'lar söz konusu olduğunda özgürlükçü bir yaklaşım göstermesi gerektiğini hatırlattı, "Aksi halde AYM bir sabah altı aylığına tatile çıkarılmış olabilir" uyarısında bulundu.
Bu mümkün mü...
Tek kişinin iradesini millî irade sayanlar böyle bir kararı OHAL kılıfına uydurarak verebilirler...
Nasıl ve ne tür bir gerekçeye dayanarak verirler onu bilemem...
Peki, böyle bir kararı, kafalardan silip atmak suretiyle kim engelleyebilir...
Onun da cevabı belli...
Kararı verme yetkisini kendinde gören, bu düşünceyi de engelleyebilir...
Bilmem kısa yoldan anlatabildim mi...
* * *
Anayasa Mahkemesi hukukun zirve yaptığı alandır ve Feyzioğlu'nun da belirttiği gibi kararları bağlayıcıdır.
Onun bu yönünü görmezden gelir ve yanlış ifadelerle kamuoyu oluşturmaya çalışırsanız hukuktan neyi anladığınızı göstermiş olursunuz.
Hukuka itibar etmemekten ve siyasal iradenin kendi hukuk anlayışını evrensel hukuk anlayışının yerine ikame etme gayretkeşliğinden ülkemiz çok çekti; bu durum daha fazla sürdürülmemelidir!
Rabia işaretinde buluşamıyorlar
Burhan Ayeri, 5 Ocak'ta yayımlanan yazısında Devlet Bahçeli'yi eleştirip sormuştu:
- Hangi Bahçeli'ye inanacağız...
Cevap vermek isterdim ama operasyon geçirdiğim için geciktim...
Kısmet bugünmüş...
Canım, iki gözüm Burhan'cığım, hangi Bahçeli'ye diye sorduğun için söylüyorum, hiçbirine!
* * *
Ortaklık başladı, sıkı bir biçimde de devam ettiriliyor...
Yalnız Erdoğan ile Bahçeli henüz her konuda uzlaşı halinde değiller. Mesela "Rabia" işareti konusunda...
Erdoğan dört parmakla halkı selamlıyor, Bahçeli beş parmakla...
Erdoğan'a göre "Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak", Bahçeli'ye göre "Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak -ve tabii- tek dil".
Tek dil olmadan öteki teklerin olması zor, hatta mümkün değil...
Ya Erdoğan da "tek dil" deyip Rabia işaretinden vazgeçecek, ya da Bahçeli "tek dil" sevdasını bırakıp baş parmağını kıracak ve Rabia işaretini benimseyecek...
İkisi de gelecek seçimi parmak yüzünden yaşanacak bir krize terk etmez gibi geliyor bana...
* * *
Dikkat, siyasette maalesef kriterler de değişti. Artık, önce vatan ve millet değil, önce kişisel çıkar diyorlar!
Varlıklarına susadık
Rüyet alanımda üç isim var; üçünün de, siyaset söz konusu olduğunda neden geride durduklarına aklım ermiyor...
Oysa bunların siyasal hayatta öne çıkmaları, ülke açısından şart ve çok önemli...
Biri İlhan Kesici...
Bilge bir kişilik, vatansever bir isim, ahlâk ve fazilet âbidesi bir siyasetçi...
Diğeri Abdüllatif Şener; siyasi ahlâkı ve namusu mücessem bir siyasetçi, beşeri değerlere bağlı deneyimli bir akademisyen...
Üçüncüsü Prof. Dr. Metin Feyzioğlu; hayatı hukuk; hak ve adalet için var olan bir kişilik, cevval ve yılmaz bir bilim adamı...
İnanın, bu üç değerin varlığına susadık...
* * *
Bu isimler ön plana çıksa ülkede çok şey değişir; Türkiye'ye hukuk gelir, hak ve adalet gelir, huzur ve sükun gelir...
Ekonomi düzelir, sosyal haklar verilir, toplumsal değerler yerleşir, terör bitirilir, herkes güven içerisinde yaşar...
Ahhh ah, bir ön plana çıksalar...
Kanıt ortada
ABD'nin Suriye'de YPG adındaki terör çetesine dayalı 30 bin mevcutlu bir ordu kurma kararı bizden başka kimsenin kılını kıpırdatmadı. Bize gelince, derhal karşı çıktık; sınır güvenliğimizi sağlamak amacıyla topçularımız Afrin'i top ateşi altına aldı...
Cart curt eden ABD'den ses yok...
Sadece "Sarı çıyana" yakın bir diplomat, böyle bir girişimin söz konusu olmadığını iddia etti ve "Türkiye'nin endişesi yersiz" cümlesini geveleyip durdu...
O konuşurken dünya basınında, teröristlerle Amerikan bayraklı tankların ve zırhlı araçların fotoğrafları yayınlandı...
ABD sözde teknolojide ileri bir ülke...
Herifler hâlâ, fotoğrafın kanıt olabileceği gerçeğinden uzak yaşıyor...