Ayasofya açıldı, memleket düzeldi!!!

Kendi sorunlarında boğulurken ve ısrarla suni gündemlerin tuzağına düşerken, ne kadar da vurdumduymaz bir memleket oldu Türkiye...

Açlık ve sefaletin, duyarsızlıkla boşvermişliğin cenderesinde sıkışan ve elit bir tabakanın dolar- euro- altın içinde yüzdüğü, yoksulların ise çöplükten yiyecek topladığı bir zavallılığın ortasında çırpınıyor Türkiye...

Bu ülkeye ilk kez gelen ya da memleketin ahvalini dışarıdan seyredenler, siyasetin ve yandaş medyanın çizdiği toz pembe sahte tablolara bakınca, mutlu- müreffeh insanların yaşadığını falan düşünebilir Türkiye'de!..

Oysa yandaş müteahhitleri zengin eden yap-işlet- devret tesisler, yolcu garantili köprüler, hasta garantili hastanelerin en ağır yükünün yoksulun sırtına bindirildiği bir coğrafyada çizilen toz pembe tabloların arkasında gri, karanlık, köhnemiş ve paslanmış manzaralar da var...

İşte "bütün tershanelerine girilmiş, bütün kaleleri zaptedilmiş" o vahim manzaraları, sahte birer görüntüyle tersyüz etmek için çırpınan bir siyasetin yarattığı pervasızlık da vuruyor ülkeyi...

Bir zamanlar "kendi kendine yeten yedi ülkeden biri" olan o eski Türkiye'den zerre kadar eser yok artık...

Milli serveti özelleştirme tuzağıyla yağmalanmış, kapatılan fabrikalarının üzerine AVM'ler, plazalar yükselmiş, yüz binlerce işçisi kapının önüne konulmuş bir Türkiye'nin içler acısı manzarası sadece bunlardan ibaret de değil...

CHP ve İYİ Partili ekonomi uzmanlarının son bir yılda en az on kez gündeme getirdiği sosyo ekonomik açmazlar, çıkmazlar, vahametler öylesine dehşet verici bir manzarayı teşkil ediyor ki, işte AKP ve yandaş medyasının o toz pembe tablolarını da paramparça edip bir kenara atıyor...

Yüz milyarlarca dolarlık dış borç, bankalardaki 30 milyon icra dosyası, başta Ankara ve İstanbul olmak üzere, eski AKP'li belediyelerde her gün bir başka rezaleti sayfa sayfa yayınlanan yolsuzluklar, sayılar 10 milyona yaklaşan işsizler, üniversite bitirmesine rağmen kapı kapı iş arayan en az bir buçuk milyon gencin içinde çırpındığı asıl tablodur Türkiye'yi bugün huzursuz eden ve boğmaya çalışan...

farac1.jpg

Türkiye'nin unutturulan dertleri...

Muhalefet vekillerinin sosyal medyada durum tespiti yapan ve ülkenin sosyo-ekonomik sıkıntılarına dikkat çeken paylaşımlarının hiçbir önemi yok bu ülkede...

30 milyon internet kullanıcısı yaşanan her olumsuzluğu saniyesinde duyuyor, okuyor yorumluyor ve sonrasında da siyasetçilerin yapmadığı bir şeyi yapıyor; "Çözüm" aramak..

Velhasıl muhalefetin görevi gazeteciler gibi durum tespiti yapmak değil, milleti ezen olumsuz durumu tersine çevirecek, alternatif üretecek ve çözüm geliştirecek projeleri yaşama geçirip halka duyurmak...

İşte bu da olmayınca, AKP'nin Türkiye'de artık gelenekselleştirdiği kangrenleşmiş sorunların üzerine her gün yenileri ekleniyor...

İşte tarım neredeyse çökme aşamasında, gazetelere her yıl ürünlerini çöpe döken üreticilerin isyanları yansıyor, traktörleri haczedilen çiftçilerin tepkileri öfkeye, dönüşüyor ve kredi batağındaki köylülerin tarımdan uzaklaşmak zorunda kaldığına ilişkin haberler sayfa sayfa manşet oluyor...

Zaten büyük çıkmazda olan ithalat- ihracat sektörü ise son altı aydaki Corona salgınının etkisi ile iyice batağa giderken, ülke ekonomisine büyük katkı sunan turizm de bu yıl salgına kurban gidince Türkiye'de hem istihdam, hem kazanç, hem de büyüme açısından zaten var olan sorunların üzerine yenileri eklenmiş oldu...

faracs.jpg

VIP tören ve çelişki...

Evet; muhalefetin memleketin kangrenleşen sorunları ile ilgili tepkisi gazetelere yansıyor ama AKP iktidarı burada sıklıkla dikkat çektiğimiz o suni gündem sinsiliği ile yaşananları sanki tersine çevirmişcesine, sanki ortada hiçbir sorun yokmuşçasına yürümeye devam ediyor...

Üstelik sahte toz pembe tablolar ve suni gündem o kadar etkiliymiş ki, anketlerde AKP halen yüzde 35 bandında görünüyor!!!

İşte böylesi ortamda, tüm olumsuzluklara tepki gösteren, ifade özgürlüğü ve demokrasinin sekteye uğramasına karşı çıkan milyonlarca insanın nefes alabildiği sosyal medyaya da kısıtlama getiriliyor...

O zaman ortaya şöyle bir tablo da çıkıyor;

Düşünüyor olmalı ki AKP'liler, biz memleketi kötü yönetelim, zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul olsun, sorunlar daha da büyüsün ama bu ülkede tarikat ve cemaatlerin etkisiyle, toplum bir taraftan feodalite diğer taraftan da bağnazlığın tiyatrolarıyla uyutulsun ve bunlara tepki gösteren insanlar sosyal medya üzerinden bile seslerini çıkaramasın!!!

Yani yazının başında dikkat çektiğimiz, bu ülkeyi dışarıdan izleyen yabancıların gözünde Türkiye sanki sorunsuz, mutlu bir ülkeymiş gibi sahte manzaralar yaratılmasına da ne yazık ki devam ediliyor...

İşte bu yüzden, vahim durumun daha da kötüleşmesini umursamayan bir iktidara ve buna karşı mücadele etmesi gereken muhalefet kesimlerinin durum tespitinden çok çözüm aramasına ve alternatif göstermesi gerektiğine dikkat çekmeye çalışıyoruz...

Evet; yukarıda sıralanan ekonomik sıkıntılar, açlık- sefalet, intihar ve cinayetleri körükleyen sosyal bunalımlar, iflaslar- icralar, işsizlik buhranları, ithalat-ihracat ve tarım sorunları, turizmin çöküşü ile ilgili saptamaları okuduktan sonra, her şeyi boşverin iyisi mi!!!

Çünkü daha düne kadar Ayasofya'nın açılmasını isteyenlere canlı yayınlarda karşı çıkan, "önce gidin Sultanahmet'i doldurun" diye sitem eden Erdoğan'ın şaşırtıcı bir manevrayla gündeme getirdiği Ayasofya, VIP törenle, apar topar açılıverdi...

İşte 86 yıl sonra Ayasofya cami olarak açıldı, memleketin bütün sorunları da bir çırpıda bitiverdi!!!

Artık 81 milyon insan tüm sorunlarından arınmış halde, bolluk bereket içinde, huzurlu, mutlu, hatta çalıp- oynayarak, neşeyle- kahkayla yaşayabilir!!!

Yazarın Diğer Yazıları