Ayarı bozuk AKP!
Cumartesi günü gerçekleştirilen AKP'nin 5. olağan kongresinde, "Fabrika ayarlarına dönüş" kararı alındı. Düne kadar her önüne gelene ayar vermeye kalkanlar gördüler ki, kendileri ayara muhtaç. Öncelikle "olumlu bir gelişme" olarak bunun altını bir çizelim...
Ve şunu soralım:
"-Bunu yapabilecek irade ve basirete sahip misiniz?"
İşte bu mümkün görünmüyor.
Görünmüyor çünkü AKP yönetimindeki bir zat daha önce bu "fabrika ayarları" denen durumu bakınız nasıl izah etmişti:
"Biz 2002 seçimlerinde yerli marka, kırık dökük otomobillerimize 3'er 5'er binip oy istemek için köylere gittiğimizde, bize, 'Niye zahmet ettiniz, biz zaten size oy verecektik' diye karşılanıyorduk. Şimdi Mercedeslerle biniyor tek tek gidiyoruz, kimse yüzümüze bakmıyor..."
Mercedes'ten inip Anadol'a, Serçe'ye, Şahin'e binecek bir tek AKP'li bulabilir misiniz? Bulsanız bile bu "yapmacık" olmaz mı, millete, "Bunlar bizimle dalga geçiyor" dedirtmez mi? Bakan çocuklarının evlerinde içi rüşvet paraları ile dolu çelik kasalar, rüşvetçinin önüne yatmaktan bahseden bakanların Yüce Divan'a gitmekten kurtarılması ortada öylece dururken bu fabrikaya "ayar tutturmak" mümkün mü? "Sıfırlama tape"lerini yok sayabilir miyiz?
Bu meselenin bir yüzü...
Meselenin diğer yüzü çok daha vahim fecaat arz ediyor. 2002 seçimlerinde, yani AKP fabrikası ülke yönetimi için üretime geçtiğinde Türkiye'de terör sıfır gibi bir şeydi. Şimdi ise günlük şehit sayısı iki haneli rakamlara çıktı. İlçelerin bazıları PKK tarafından "kurtarılmış bölge" olarak ilân edildi. Teröristler caddeleri kazdılar altına bin kiloluk patlayıcılar yerleştirdiler, sokak başlarına savunma mevzileri yapıp Kandil'den katiller getirip o mevzilere yerleştirdiler. Evlerin pek çoğu Kandil halini aldı. AKP ipi elinden o kadar kaçırdı ki bu ilçelerde sıkıyönetim ilân etmek, sokağa çıkma yasakları koymak zorunda kaldı.
Dün, "Bizi paralel yapı kandırdı" diyenler, aslında "paralel yapı ile iş birliği içerisinde" olanlardı. Bugün "PKK bizi kandırdı" diyorlar, oysa düne kadar PKK ile iş birliği içerisinde olan yine bizzat kendileri idi. Çünkü PKK bütün bu işleri yaparken güvenlik güçlerine, "dokunmayın, ateşkesi bozmayın, barış sürecine sekte vurmayın" emrini bu siyasi irade vermişti.
Aslında kandırılan milletti ve bunu yapan da AKP idi. "Kuruluş ayarlarına dönmek" de hiç şüpheniz olmasın bir "kandırmadan ibaret". Çünkü kuruluş ayarlarına dönülmesini istemeyen AKP'nin tek adamı. Mesela "kuruluş ayarlarına" dönüldüğünde Cumhurbaşkanlarına verilen örtülü ödeneğin kaldırılması gerekiyor. O gün böyle bir şey yoktu. Bu sadece bir örnek. Ona rağmen bu partide yaprak bile kımıldamaz. Nitekim parti yönetiminin yüzde 80'i yine onun tespit ettiği isimler. Kalan yüzde 20 ise, o fabrikada ancak "hizmet" sektöründe faaliyet etmelerine izin verilenler. "Nimet" kısmı yine tek elde tutuluyor...
Tekrarlayacak olursak "Kuruluş ayarlarına dönmek" AKP için imkânsızı istemek gibi bir şey. Ama şurası bir gerçek, "AKP'de bir ayar bozukluğu var ve bu parti ciddi bir ayara muhtaç". Bu ayarı ancak sandıkta seçmen verebilir, nasipse göreceğiz...