Ay yürüyüşü yapan doktor
Ekrana birden Michael Jackson gibi "moonwalker" -ay yürüyüşü- yapan birinin kareleri düştü. Genç yaşta vefat eden Amerilalı şarkıcının figürlerini gürünce bunun New York'tan yapıldığını zannettim. Buranın Ankara Hacettepe Üniversitesi olduğunu neden sonra anladım. Bu konuda en güzel yayın Tarafsız Bölge'deydi. Ahmet Hakan'ın konukları ise Bilim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda aynı üniversitenin öğretim üyesi Prof. Dr. Ateş Kara idi.
Gazetecilik başarısı ise 34 yaşındaki Dr. Adnan Menderes Vural'ı ekrana taşıması sayesinde CNN Türk'ün oldu. Dr. Vural, "ay yürüyüşü" yapış nedenini şöyle açıkladı:
"Çok ağır durumdaki bir hastamı az önce koronadan kurtarmıştık. Yaptığım, içimden gelen bir sevinç gösterisiydi"
Hayat kurtarmak
Pek çok ekranda bu gösterilmesine rağmen işi iyi kotarıp bizlere aktarmak habercilik başarısı değil mi?
Şimdi birileri çıkıp "Bu konuda Kara Hoca'nın hiç mi katkısı yok?" diyebilir. Meslekte 54 yılı ve Burhan Felek ödülünü geride bırakmış birine bunu yutturmak mümkün değil. Ahmet Hakan tebriki haketti. Kendisini kutluyorum.
Dr. Adnan Menderes Vural da ismini aldığı merhun başbakanın ruhunu da şad etmiş oldu.
Son olsun
Dört güne çıkarılan sokağa çıkma yasağı beklediğim bir şeydi. Hadi evde kalmaya alıştık. Peki, hayvanlara verdiğimiz bulgur ile ucuz piliç salamları ne olacak?
Öte yandan alışverişi nasıl yapacağımı bilmiyorum. Para suyunu çekti. Son rakamları görünce insaf dedim. İlgili bakandan ricam sözünü ettiği fiyatlarla bana da yollasın. Sonu gelmeyen fahiş fiyatlara artık isyan ediyorum.
Mantık galip geldi
Yaşar Usluer bu defa zeytinle başlıyor. Tarlaya bağa bahçeye konan ve bir süre devam ettirilen yasağa değiniyor:
Saygıdeğer Burhan Ağabey;
Daha önce de yazdım, "Zeytinin çekirdeği kahverengi olmalıdır. Siyah olursa boyalıdır" iddiası ortaya atılmıştı. Ben ise önce şunu hatırlatacağım. Esat Atalay'a gönderdiğim zeytinler de kahverengiye benzer çekirdeklere sahipti. Bunlar dalında tam olgunlaşmamış zeytinlerdi. Siyah çekirdekliler ise biraz daha büyük, olgunlaşmış zeytinlerdir. O hesap, sizin de bahsettiğiniz gibi çay bardaklarının da onlarca çeşidi var. "Papirüs Bar solcularının 12 yıllık İskoçlarıyla eşdeğerdir" sözünüz de cuk oturmuş.
İzmirli kahvehaneler bir zaman küçük çay bardağına döndü. Bazıları az çay alıyor diye şikayet etti. Büyük eski çay bardağına dönüldü. Bu defa da şikayetler sürünce biraz küçük bardaklar kalıcı oldu.
Televizyonlarda gıda ürünü tarifi verenler de su bardağını ölçü birimi aldılar. Üzerinde cl yazan ölçü birimleri var. Bunlar ölçü olarak verilmeli. Özellikle profesör olanların sapla samanı karıştırmaması için.
***
"Tek tutkum ince belli bardaktan içtiğim çay" sözünüzü okuyunca hatırladım. Yaşar Topçu Bakan, Süleyman Demirel Başbakan. Azerbaycan'a giderler. Toplantıda çay servisi yapılır. Topçu, Benimki ince belli olsun der.Servisi yapan şef, O dedikleriniz Azatlık Meydanında bulunur deyince Topçu morarır. Ancak İnce belli bardak demek istemiştim der. Meğerse ince belli orada telekız anlamındaymış.
65 yaş meselesi
Koruma araçlarının da çok çeşidi var. Bedava dağıtmada başarılı olamadılar. Satışı da yasak olduğundan asıl ihtiyaç sahipleri bulamadı. Kaliteli maskelerin gözlük camları nefesten buğulanıyor, bu defa da önünüzü göremiyorsunuz. Buharlaşmayı önlemek için burnunuzdan aşağıya indirince yukarı kaldır diye uyarıyorlar.
Hem tarımda bir karış ekilmedik yer kalmayacak, hazine arazileri ücretsiz ekilebilir diyorlar. hem de epeyi süre 65 yaş üstü çiftçiye izin vermediler. Denizli'de köyde yaşayan amcaoğlumla görüştüm, jandarma izin vermiyor demişti. Uşak Eşme'nin bir köyünde 65 yaş üstü kadın koyun güdüyormuş eve dön cezası var denilmiş. Kadın, İyi de bu hayvanlar açlıktan ölsün mü? diye sorunca çekip gitmişler. Halden anlayana denk gelirseniz sorun yok. Ama, Ben bilmem merkez bilir diyene rastlarsanız 3150+ 392 TL cezayı yersiniz. Tamam, yasak olsun da dağda koyun güdenin, tarlasını sürenin, ekip dikenin kime ne zararı vardı?..
Bereket mantık galip geldi, bu işkenceye dönen garabet sona erdirildi.
Günün sözü
Artık şapkasız değil, maskesiz çıkmam abi. İbrahim Ormancı