Avrupa’nın fakir ülkesiyiz...
Türkiye’nin Toplam Milli Geliri, büyüklük sırasında dünyada 17’nci sıradadır. Bu nedenle G-20’ler içindedir. Ancak, Toplam Milli Gelir, yani yaklaşık aynı kapıya çıkan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) refah göstergesi değildir. Refah Göstergesi fert başına GSYH’dır. Çünkü toplam GSYH büyük olsa da, eğer nüfus fazla ise bölündüğü zaman fert başına Milli Gelir düşük çıkar.
Örneğin, Türkiye’nin 2009 yılı GSYH’sı, 600 milyar dolar civarındadır... İsveç’in 2009 GSYH’sı ise daha küçük, 398 milyar dolardır.
Buna karşılık Türkiye’nin nüfusu fazla olduğu için aynı yıl İsveç’in fert başına GSYH’sı 43 bin dolar, Türkiye’nin fert başına GSYH’sı ise 8.500 dolardır.
Aslında, toplumda fakirlik ve zenginliği, refah seviyesini, fert başına GSYH göstermektedir. Ülkeler arası karşılaştırma yapabilmek için fert başına gelir, dolar cinsinden hesap edilmektedir. Ne var ki, dolar kuru da, bir ülkedeki faiz oranlarına, sıcak para girişine ve uygulanmakta olan kur politikasına bağlı olarak değişmektedir.
Örneğin, Türkiye de sıcak para girişi ve özel sektörün dışarıdan borçlanması nedeni ile cari açıktan daha fazla döviz girişi olmaktadır. Merkez Bankası da kurun düşük kalmasını istemekte ve döviz alımlarını sınırlı tutmaktadır. Bu şartlarda, kur baskısı oluşmaktadır.
Merkez Bankası TÜFE bazlı Reel Kur Endeksine göre, şimdi dolar kurunun, 2.32 olması gerekir. Eğer 954 milyar lira olan 2009 yılı GSYH’mızı, bu kura bölersek, toplam GSYH’mız 411 milyar dolara gerilemiş olacaktır. Ve fert başına GSYH ise 5.600 dolara gerileyecektir.
Daha sağlıklı bir karşılaştırma yapmak için kur etkilerini ortadan kaldırmak gerekir. Bu nedenle Satın Alma Gücü Paritesine (SGP) göre fert başına GSYH hesaplanmaktadır.
Satın Alma Gücü Paritesi, belirli bir mal ve hizmet sepetinin satın alınabilmesi için gereken ulusal para birimlerinin birbirine oranıdır.
TÜİK’in bir örneği var... Örneğin, 1 kg
dana etinin fiyatı Türkiye de 15 lira, ABD’de 20 dolar ise, 1 doların satın alma gücü paritesi, 0.75 TL/dolardır.
Başka bir şekilde diyelim ki, aynı mal ve hizmet sepetini, Türkiye’de 2000 dolara, ABD’de ise 3000 dolara satın alıyorsak, demek ki Türkiye’de 2000 dolar aylığı olan birisi ile ABD’de 3000 dolar geliri olanın satın alma gücü ve neticede refah düzeyleri aynıdır.
Bu anlamda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Avrupa Birliği Ülkeleri ile AB’ye aday 3 ülkenin “Satın Alma Gücü Paritesi ile fert başına GSYH” sonuçlarını açıkladı. Satın Alma Gücü Paritesine göre yapılan endeksler ülkelerin ürettikleri gerçek mal ve hizmetleri gösterdiği için reel GSYH endeksleridir.
TÜİK’in açıkladığı endekse göre, AB’27= 100 alınmakta, diğer ülkelerin buna göre kişi başına GSYH hacim endeksleri hesap edilmektedir.
Sonuçlara göre toplam 30 ülke içinde, Türkiye Avrupa’nın 4. fakir ülkesidir. Aşağıdaki tablo palavranın bittiği, gerçeğin başladığı bir gerçeği göstermektedir.
Satın alma gücü paritesine göre AB’de kişi başına hacim endeksleri
En yüksek 4 ülke Hacim endeksi
Lüksemburg 268
İrlanda 131
Hollanda 130
Avusturya 124
En düşük 4 ülke Hacim endeksi
Türkiye 46
Romanya 45
Bulgaristan 41
Makedonya 35