Atatürk, Aleviler için Ali gibi
Dün üç aşağı beş yukarı bu konuda diyeceğimi dedim aslında ama mazeretim -ağır tahrik- var.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hacıbektaş’tan dönüş yolunda “Heyet-i Tayyare-i Medya(!)” aracılığıyla “mağduriyet kardeşliği” mesajını yinelemiş Alevilere:
“İskilipli Atıf Efendi’yi idam sehpasına götürenler, Seyit Rıza’yı da götürdü. Kur’an kurslarını yasaklayanlar, Aleviliği de yasakladı...”
Şahsen Seyit Rıza’nın bir Alevi idolü/ikonu olduğuna inanmadığım gibi son tahlilde hizmet ettiği mihrakın İskilipli’den çok da farklı olduğunu düşünmediğimi belirtmek isterim...
Davutoğlu’na göre Alevilere vurulan en büyük darbe “dergahların kapatılması” ;
Eh “darbeci” de -Davutoğlu tek parti rejimi dese de- otomatikman “Cumhuriyet dönemi” oluyor bu durumda!
Diyor ki:
“Sizin probleminiz bizimle değil. Sizin probleminiz ulus devleti inşa ederken laiklikle birlikte dergâhları yok eden, tarikatları terbiye eden anlayışladır...”
Siz Aksaraylı Kerimeddin Mahmud’u iyi bilirsiniz Sayın Hocam! Sadettin Efendi’yi, Kemal Paşazade’yi, Müftü Hamza’yı iyi bilirsiniz. Alevi Türkmenleri “dinsizler topluluğu, kafir, münafık” diye katli vacip ilan edenler “Cumhuriyet elitleri” miydi?
Köprülü’ler, Kuyucu’lar, Boşnak İsmail’ler “darbeci Cumhuriyet paşaları” mıydı?
Türkmenlerin İstanbul’da ev sahibi olmasını engelleyen Rum Mehmet “Cumhuriyet Valisi” miydi?
Bilirsiniz siz; neden “kalktı göç eyledi Avşar elleri” bir anlatın millete Hocam; ne zaman, kimin yüzünden?
Tahtacılar, “tek parti rejiminde” mi “merkez”den uzaklaştı?
Yolsuzluklarının, rüşvetle, iltimasla çöken düzenin bedelini, o sempatiyle, özlemle, belli ki saygıyla andığınız “Horasan Erenleri”ne ödetmeye kalkanlar kimlerdi? Cumhuriyetin toprak kadıları mı tımarlarına göz dikti? Cumhuriyet döneminde mi başladı Alevilerin “büyük firar”ı; Cumhuriyet döneminde mi canlarını kurtarabilmek için kaçtılar-saklandılar dağlara, kayalıkların kovuklarına? Cumhuriyet döneminde mi açlıktan “ot otladılar” meralarda hayvanlar gibi?
Tokat’ta, Çorum’da, Maraş’ta, Elbistan’da, Malatya’da “Horasan Erenleri”nin erlerini “genç yaşlı kimseye aman vermeden” kılıçtan geçiren “Frank askerleri”ni Anadolu’ya Atatürk mü davet etti?
Ama ille de ’Cumhuriyet Dönemi’diyorsanız;
İşe Madımak’daki Yezid’lere hesap sormakla başlayabilirsiniz mesela!
***
“Dersimliler söylesin” istiyorsunuz diye üşenmedim Tuncelili bir Alevi’ye sordum;
- Yezid mi?
Ne dedi biliyor musun?
-Atatürk bizim için Ali’nin ruhu tecelli etmiş bir ikinci Ali!
Ya dergahları kapatması?
Buna ne dedi biliyor musunuz?
- Tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra Topkapı Abdullah Baba Dergahı’ndan Yusuf Ziya Baba ve Naki Baba’nın yayınladığı bildiriyi okuyanlar, bu konunun Alevilerle Atatürk’ün de, Cumhuriyet’in de arasına giremeyeceğini bilir. Atatürk’ü “kurtarıcı” olarak gören Aleviler “O varken, inançlarımızı korumak, ilme ulaşmak için tekkeye ihtiyacımız yok” diyerek Atatürk’ü desteklerler. Hatta Atatürk, Kuvayı Milliye’cileri ve silahlarını saklayan, Kurtuluş Savaşı’nda büyük fayda sağlayan kimi Alevi-Bektaşi dergâhlarının kapatılmasını istemediği halde, Aleviler “devlet nizamı bozulmasın diye” direnmek, karşı çıkmak şöyle dursun, anahtarları bizzat teslim ederler. Atatürk de “günü geldiğinde bu kurumların Türk geleneklerini yaşatacak biçimde” yeniden tesis edileceği sözü verir Alevilere.
Anlayacağınız buradan ekmek çıkmaz fitneye!
+++
Anıyor-lar
Star, güya en tepeden, pek havalı koymuş 10 Kasım mesajını:
Türkiye anıyor!
“Biz” değil yani “onlar”!
Ya siz?
Yani “Yeni Türkiye”?
“3. Şahıs”la yazdığınıza göre, siz anmıyorsunuz galiba!.
+++
Teşekkür...
TÜYAP Kitap Fuarı başladı. Mehmet Ali Güller, işinizi hayli kolaylaştıracak bir “Alınması gereken 10 kitap listesi” hazırlamış fuara gideceklere.
Can Ataklı’nın “Türkiye Yanıyor”u, Merdan Yanardağ’ın “Liberal İhanet”i, Mehmet Bedri Gültekin’in “Batı Asya Birliği” , Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin ile Em. Tümg. Ahmet Yavuz’un “Asker ve Siyaset”i, Em. Tümamiral Soner Polat’ın “Yeniden Kazanmak”ı, Oktay Yıldırım’ın “Kumpastan Dirilişe”si, Em. Albay Ali Türkşen’in “SAT Komandoları” , Toygun Atilla’nın “Sakıncalı Amiral”i, Mine Kırıkkanat’ın “Gül’ün Öteki Adı” yla birlikte bu 10 kitaplık seçkiye “Hançerdeki Parmak İzleri”ni de dahil eden Güller’e teşekkür ederim. Ama kendisine haksızlık etmiş; “Büyük Kürdistan” planı merkezli önceki kitaplarıyla birlikte son eseri “IŞİD Kara Terör”ü de listeye eklemeliydi bence...
+++
Kılavuzu meczup olanın...
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusunun, Türk Milleti’nin Başbuğluğunu yapmış bir kutlu liderin, önderin adını bu leş kokan seviyede anmak istemem; sosyal medyada da, haber kanallarında da konuşuldu dün gün boyu, ayrıntısına hiç girmeyeyim, sayfayı kirletmeyeyim.
Özetle, “hoca”ları “küçük deccal” ilan etti; “üstad” ları milli yasımıza, milli özlemimize iştirak yerine “kenef”i tercih etti...
Sonra, “neden düştük biz bu stratejik bataklığa”?
Kılavuzu meczup olanın burnu kanalizasyon çukurundan çıkmaz; bundan olabilir mi!