Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Ata'nın gazileri

10 Kasım sabahı telefonum çaldı. Sabahları erken kalkmadığımı bile bile aramasının önemli sebebi olabileceği düşüncesiyle ‘alo’ derken acı bir haber alacağımın endişesini taşıyordum. Türkiye Gaziler Vakfı, Çocukları Suç ve Suçlulardan Koruma Vakfı ve Güvenlik ve Yargı Muhabirleri Derneği’nin çalışkan ve güzel yöneticisi Deniz Bilgen Çakır’ın sesiyle rahatladım. “Bugün 10 Kasım ve Vakıfta program var. Başkanımız Ünal İnanç, Yeniçağ’sız, Yavuz Selim’siz olmaz diyor. Dolayısı ile sizi bekliyoruz” sözleriyle önemli emri tebliğ etmiş oldu.

Bizim Vakıf alem yerdir. Günün her saati birbirinden ilginç isimleri konuk eder. Ömrünün elli yılını gazetecilik mesleğiyle geçirmiş olan Ünal Baba için gelen dünyanın en önemli yetkilisi, kolu-bacağı olmayan bir gaziden değerli değildir.

30 Ağustos, 29 Ekim gibi milli bayramları Mehmetçik Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi gören gazilerle geçirmekten mutluluk duyan biri olarak sabahın kör karanlığını delerek koştum. Gözlerini yitirmiş Emrullah, ayaklarını kaybetmiş İzzet, annesinin erken yürüdüğü için nazar değeceğine inandığı ama 21 yaşından bu yana yürüyemeyen Serdar ile samimi çay sohbeti her zaman beni çekerdi.

Yüz binden fazla kitap ve bir o kadar da belgenin olduğu bizim Vakıfta 10 Kasım sabahı ilköğretim okulunun güzel öğrencileri de vardı. Özel Harekat polisleri bu anlamlı günde gazi arkadaşlarını yalnız bırakdı, hazırladıkları hatıra hediyelerle tekerlekli sandalyedeki silah arkadaşlarını asla unutmadıklarını kanıtladılar.
Gazi...
Büyük Atatürk’ün en önemli unvanının sahipleri, Ata’nın aramızdan ayrılışının altmış dokuzuncu yılında O’nun unvanı ile O’nun manevi huzurundalardı.

Geçtiğimiz yıl 28 Ekim’de Tandoğan Meydanı’nda gazilerimizin yaptığı mitingde siyasilerin hemen hepsi onları yalnız bırakmıştı. Bu yüzden gaziler diğer etkinlikler için siyasilere davette ısrarcı olmuyordu. Fakat 10 Kasım’da sabahın kör karanlığında o ellerini-kollarını-gözlerini kaybeden gazilerin arasında ak saçlı siyasiyi gördüğümde heyecanlandım. Tam üç yıl boyunca mahkemeleri yüzünden alana inmeyen, Cumhuriyet tarihinin en başarılı Bayındırlık ve İmar Bakanı olan Koray Aydın, gazilerle sarmaş dolaş, futbol sohbeti bile yapıyordu.

10 Kasımlarda eğlence yerlerinin kapalı olduğunu yeni nesiller bilmez. Bugün (dün) Vakıfta o günleri yadettikten sonra Ankara Üniversitesi Konservatuarı korosu da mükemmel bir konser verdi.

Ünal İnanç, konuşmasında bir ara beni davet edip Harbiyeli Atatürk’ü anlatmamı istedi. Doğrusu elim-ayağım dolaştı. Harbiyeli Atatürk’ü, onun Harbiye’deki bölüğünden, 1344 apolet numarası ile 1283’ten bahsetmek çok zordu. İlköğretim öğrencilerine ve gazilere ünlü Bursa Nutku’nu hatırlattım. Sonra gaziler sıra ile konuklara rozetler taktı.

Yakasına gazilerin taktığı rozete çok duygulanan Koray Aydın, siyasi hayatı boyunca yüzlerce plaket-şilt ve rozet takılmasına rağmen bugünkü kadar duygulanmadığını ifade ederken salondakiler ‘sizde gazisiniz’ karşılığını verince, Koray bey için ‘demokrasi gazisi’ unvanı cuk oturmuş oldu.

Dün yurdun en ücra köşesinde bile Atatürk’ü milyonlar andı. Ama iddia ediyorum Gazi’yi bizim Vakıftaki kadar güzel ve anlamlı bir programla anan olmamıştır.

O şanslı davetliler arasında olmanın haklı gururunu yaşarken önümüzdeki yıl 10 Kasım’ı Atatürk’ün unvanını paylaştığı terörle mücadele sırasında yaralanan gazilerimizle beraber anmayı bu sütunlardan teklif ediyorum. Bu yazıyı kaç yetkilinin okuduğu hiç umurumda değil. Ama sesimizi duyanların ses vereceğini, belediye, askeri garnizon ve Milli Eğitim’de görevli olanların duyacağına eminim. Özellikle Atatürk’ün eğitim ordusunun neferleri olan öğretmenlerimizin, bundan böyle 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos, 29 Ekim ve 10 Kasım’lar için hazırlayacakları törenlere gazilerimizi davet ederek, genç nesillere o kahraman gazileri tanıştıracağına inanıyorum.

Aykırı adam Ünal İnanç’a, Vakıfta aykırı ama doğru işleri doğru zamanda, doğru kişilerle yapan tüm çalışanlara ve de Deniz’e çok ama çok teşekkür ediyor, bunun örnek teşkil edeceğini yeniden hatırlatıyorum.

10 Kasımlarda Atatürk’ü anmanın, Atatürk’ü anlamak olmadığını anladığımız gün, gerçek Atatürkçü olunacağı inancı ile ve ülkü ile kalın...

Yazarın Diğer Yazıları