Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Atabeyler’in beraatı

Murat Eren, Erkut Taş, Yasin Yaman, Yakup Yayla, Yunus Akkaya, İsmail Binici, Mehmet Koratepe, Cemal Hasan Özdeş ve Mustafa Raşit Çavdar... Bu isimler ilk “Sarı Öküz”lerdi... 2006 yılında Başbakan Erdoğan’a “suikast” iddiasıyla gözaltına alınıp, yargısız infaz edildiler. Evlerinde patlayıcı ve suikast krokileri bulunduğu iddia ediliyordu. Aralarında Türk Ordusunun gözbebeği “Özel Kuvvetler” personelinin bulunduğu idealist kişiler için yandaş basın yazmadığını bırakmamış, televizyon ekranlarında ağızlarından köpük saçan kuryeler suikast senaryolarını ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. O gün de inanmamıştım. Defalarca bunun tertip olduğun vurgulayarak yargının biran önce sonuçlanması gerektiğini yazmıştım. “Geç gelen, adalet değildir” Aradan 6 yıldan fazla zaman geçti. “Ergenekon’un Atası” olarak nitelendirilen bu dava beraat ile neticelendi. Yıllarca hapis yattıklarıyla kaldılar. Üstelik canlarını vermekten çekinmedikleri Türk Ordusu’ndan atıldılar. Çoluk-çocuklarıyla perişan duruma düştüler. Kendi deyimleri ile insan içine çıkamaz hale geldiler. O gün personeline sahip çıkarak “Bu çocuklar kahramandır, Asla yasadışı işlere bulaşmaz” diyen Özel Kuvvetler Komutanı önce emekli edildi. Sonra da sözde darbe iddiasıyla tutuklandı.
Türk Ordusunu itibar infazına uğratarak, yıpratıp, savaşamaz hale getirmeyi planlayanların ilk provası başarılı olmuştu. İlk sarı öküzler kurban edilince arkası geldi.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve arkadaşlarıyla devam etti süreç. Harp Okulunun en başarılı öğrencileri ve teğmenler hedef tahtasına oturtuldu. Askeri Cezaevinde ilk günler neredeyse “hain” muamelesi gördüler. Ordu içerisindeki bazı personel bile olup bitenin gerçek olduğunu sanıyor, “temizlensin...” diyorlardı. Astsubaylar, teğmenler, yüzbaşılar derken emekli albay ve generaller sırayla alınırken kurbağanın sıcak su testi gerçekleşti. E-posta ve isimsiz ihbar mektuplarıyla kelimenin tam anlamı ile “cadı avı” başlatıldı. Bülent Arınç’a suikast tiyatrosu sahneye kondu. Arınç Suikastı komedisinden halen ses yok. Ama Özel Kuvvetler’in güzide subayları emekli edildi bile... Sözde Balyoz Davası malumunuz...
İddianamede delil olarak öne sürülenlerin tamamı çökmüş durumda. “Digital Terör” adlı kitabımda sahtekârlığın belgelerini ortaya koymaya çalıştım. “Teğmen Çelebi” ye yapılan tertibi kaleme aldım. Tam 33 ay tutuklu kaldıktan sonra “sehven” tahliye edildi.
Devre birincisi Çelebi göreve döndü. Dava devam ettiği için terfi alamıyor. Sınıf arkadaşları üsteğmen oldu. Akademiye hazırlanıyorlar. Çelebi halen teğmen... Geleceğin Genel Kurmay Başkanı olması beklenen tek tek avlanıyor. Hasdal, Maltepe, Hadımköy ve İzmir’deki askeri cezaevlerinde yatan askerler göz göre göre tasfiye ediliyor. “Atabeyler Davası” sonuçlandı ve beraat ettiler. Orduyla ilişkisi kesilenlerin yeniden dönmesi mümkün değil. Aldığım bilgilere göre TSK içinde emeklilik ve istifa için bazı komutanlar kolaylık sağlayacaklarını söylüyorlarmış. Yazık...
6 Ağustos’ta Silivri’de “Sözde Balyoz Davası” devam edecek. Gece yarısı çıkan “yargı paketleri” yüzünden çoğunluk umutlu. Atabeyler gibi buradan da beraat bekleyenler var. Söz konusu yargı paketinde devam etmekte olan “Ümraniye, Balyoz gibi” davalar ayrı tutularak hukukun ilkeleri çiğnendi. “Kişiye özel hukuk” oluşturuldu. AKP hükümeti ile gizli ortakları arasındaki pazarlık bitmiş değil. Bazı isimlerin tahliyesi gerçekleşebilir ancak kısa vadede “berat” beklenilmemeli. Dahası davalara bakan özel yetkili mahkemeler görevlerinin biteceği bilinciyle ceza hükmünü açıklayarak topu Yargıtay’a atıp, yeni görev yerlerine gidebilir. Tutuklu milletvekillerinin halen içeride bulunma ayıbını yaşayan Türkiye’de “dert bir değil elvan elvan...”
Asıl mesele bundan sonraki adalet arayışı olmalı. Atabeyler’den tutuklanıp 6 yıl boyunca cehennem azabı yaşayanların mağduriyeti nasıl giderilecek. Digital teröre maruz kalıp hapiste tutulanlara bu tezgâhı kuranlar tespit edilerek yargılanmalıdır. Aksi halde sadece hukuk tarihimize değil, siyasi ve askeri tarihimize de kara leke olarak geçecektir.

Yazarın Diğer Yazıları