Askerlik yapmış Tayyip, saralı da değil
Ülke için zararlı görüyorsunuzdur bir kişiyi, bir zihniyeti ve de bir iktidarı. Mücadele edersiniz elbette. Dürüstçe ve mertçe olmalıdır bu mücadele. Kara çalma, çamur atma ve yalanla, kısa vadede belki yarar sağlarsınız, ününüz de artar; ama sonra, bu yalanlarınız, çamurlarınız ve karalarınız, bumerang gibi size döner. Gerçekten ülke için zararlı olan kişi ve zihniyetin ekmeğine yağ sürmüş olursunuz böylece.
Sözü Yalçın Küçük’e getireceğim. “İbrani asıllı” ilan etti nice saygın ismi. Çoğu asılsız çıktı. Sonra kafayı Tayyip Erdoğan’a taktı. Dikkatleri üzerine toplamak için giyindiği kalpağı ve kırmızı atkısıyla çıktı televizyonlara, sesini birden yükseltip ellerini sertçe birbirine vurarak, Başbakan’ın askerlik yapmadığını, üniversite bitirmediğini, saralı olduğunu iddia ve ilan etti. Sara işini daha da ileri götürüp bir de kitap yazdı, adı: Epilepsi ve Orgazm. Peki ne yazıyordu bu kitapta? Doğru muydu yazılanlar? Bu soruların yanıtını, “AB Tabuta Çakılan Son Çivi”, “Gaflet, Dalalet ve İhanet”, “Satılık Vatan”, “İsrail’in Nükleer Cephaneliği” gibi eserlerin sahibi, değerli araştırmacı Yılmaz Dikbaş, “Saralı Ünlüler/ Epilepsi ve Deha” adlı yeni kitabında veriyor (Asya-Şafak Yayınları). Ben aradan çıkayım izninizle sözü Dikbaş’a vereyim: “Dört ay önce şu kitabı okudum, yazarı adına utanç duydum. ” Yalçın Küçük/Mediko-Politik/Epilepsi ile Orgazm “. Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün bu kitabı, aslında epilepsi hastalığıyla doğrudan ilgili değil. Tayyip Erdoğan’la ilgili. Yalçın Küçük, Erdoğan’ın değil başbakan, sıradan bir kamu görevlisi dahi olamayacağını iddia ediyor. Bu iddiasını, saygın bir bilim adamına yaraşır bir yöntemle kanıtlaması gerekirken, bilimsellikten çok uzak, dolaylı ve dolambaçlı, saptırma, karalama, dedikodu ve yalanlarla dolu bir yol izliyor. Önce hiçbir tıbbi belge kanıt ya da tanık göstermeden, Recep Tayyip Erdoğan’ın saralı olduğunu ısrarla iddia ediyor. Bununla kalsa neyse. Epilepsi hastalığını bir saldırı aracı olarak kullanıp, Recep Tayyip Erdoğan’ı vurayım derken, sayıları Türkiye’de yüzbinleri aşan, dünyada onlarca milyonu bulan saralılara, hakaret amacıyla kullandığı şu nitelemeleri yakıştırıyor: köle, küstah, homoseksüel, sodomist, kişiliği çökmüş, çürük, şehvet düşkünü, donuna i..r ve altına s..r, yobaz, kriminal, dejenere, kirli, tutarsız, küfürbaz, ahlaksız, agresif, iradesi çok zayıf yaratık, paraya ve hırsızlığa eğilimli.”
Yılmaz Dikbaş, epilepsi hakkında her türlü tıbbi bilgiyi vermekle kalmıyor, bu hastalığın tarihsel boyutunu da ayrıntısıyla aktarıyor okura. Milattan önce yaşamış Hintli Atreya’dan başlayarak günümüze dek epilepsiyi araştırmış dünyaca ünlü bilim adamlarının çalışmalarını bu kitapta bulabilirsiniz. Epilepsi; şizofreni, histeri ve orgazmla ilişkilendirilmek istenmiştir. Bu ilişkilendirmeyi de en geniş bakış açısıyla inceleyip irdeliyor Dikbaş. Epilesi ile eşcinsellik arasında herhangi bir bağ bulunmadığını da kanıtlıyor. Epilepsi hastası olan ünlüler de var bu eserde.
Gelelim, Başbakan’ın saralı olduğu savına. Kitabın 255 ile 264. sayfaları bu konuya özgülenmiş. Başbakan’ın öğrencilik dönemi, futbol yaşamı, askerliği, evlilik ve aile dönemi, çalışma hayatı, belediye başkanlığı, hapishane günleri, siyasal yaşamı ele alınarak, yaşamının hiçbir döneminde sara nöbeti geçirdiğine dair bir kanıt ve bilgi olmadığı ifade ediliyor. Makam arabasında rahatsızlanan (kapıları balyozlarla kırılmıştı) Başbakan’ın aslında sara nöbeti geçirdiğini ifade ediyordu Küçük. Dikbaş, bunu da çürütüyor. Kitapta Başbakan’ın bütün tahlilleri var. Başbakan’ın askerliğiyle ilgili tüm ayrıntıları da...
Tayyip’e ne büyük iyilik etmişsin, farkında mısın Yalçın Hoca?!