Askeri hastaneleri sivilleştirmenin acı bilançosu!..
Çok söyledik. Çok yazdık-çizdik... Askeri hastaneleri sivilleştirmeyin, yapmayın etmeyin, bu iş doğru değil diye. Günlerce yazdık, dünyadan örnekler verdik. En yetkili uzmanları konuşturduk. Nuh dediler peygamber demediler. Türkiye ateş çemberinin tam ortasındayken, bölücü terörle mücadelenin en tepe noktasında, dünyada eşine benzerine çok az rastlanır ve uzmanlık alanında örnek olan tüm askeri hastanelerimizi sivilleştirdiler. Askeri hastanelerin sivilleştirilmesinde öngörülen acı bilançolardan ne zaman bahsetsek Sağlık Bakanı Recep Akdağ televizyon televizyon gezdi. Mahkemelerle tehdit etti bizleri. Neredeyse vatan haini çıkacaktık!..
Güneş balçıkla sıvanamıyor işte. Gerçekler er geç ortaya çıkıyor ve hatada ısrar edenlerin yüzüne de şamar gibi iniyor. Maalesef!.. Askeri hastanelerimizi bilinçsizce sivilleştirme furyasının acı bilançolarını yaşamaya başladık. Bu hatalı uygulama Bakanlıklar arasında yazışmalarla da belgelere dökülüyor. Askeri hastanelerin sivilleştirilmesi sırasında kamuoyuna sunulan gerekçelerden biri; "GATA'da pilot muayeneleri yapılıyordu ve birçok pilot FETÖ'cüler tarafından çürüğe ayrıldı" şeklindeydi. Genelkurmay Başkanlığı, bunun böyle olmadığına dair Sağlık Bakanlığı'na yazı göndermiş ve hatta sayısal örneklendirme de yapmıştı. Yazıda, GATA'nın pilotların sağlık muayenelerini yapmadığını, Ankara Etimesgut Hava Hastanesi'nde ve Eskişehir'de bu işlemlerin gerçekleştiğini, itiraz halinde GATA'nın hakem hastane statüsünde olduğunu bildirmişti. Son dört yılda 10'u bulmayan itirazlardan sadece ikisinin kabul edildiğine dikkat çekilmişti. Fayda etmemişti...
Şimdi sıkı durun!..
Bu satırlardan itibaren hiç yoruma girmeyeceğim. Belgeyi konuşturacağım. O belge her şeyi anlatacak sizlere...
***
***
Millî Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tümgeneral Veli Tarakçı imzasıyla 17 Nisan 2017 tarihinde Sağlık Bakanlığı'na yazılmış. Yazının altına da "Millî Savunma Bakanı emriyle" diye de - herhalde işin ne kadar ciddi olduğunu daha iyi vurgulamak için- çok özel bir not düşülmüş. "SAĞLIK BAKANLIĞINA (TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUM BAŞKANLIĞINA) diye başlayan resmi yazının maddelerini aynen aktarıyorum;
"1. Askeri Hastanelerin, Sağlık Bakanlığı'na devrini müteakip Teröristle Mücadele Harekatı (TMH) kapsamında görev yapan 8'inci Kor.K.lığı bağlısı Komando Tugaylarında görevli personelin "Sınıf Değişikliği" raporlarında %1300, "Komando Olamaz" raporlarında %6000 ve "Uzun Süreli İstirahat" kararlı raporlarda %1300 artış yaşandığı tespit edilerek, belirtilen raporlara ait bilgiler ilgi (a) yazıya atfen EK-A'da sunulmuştur.
2. Konu ile ilgili olarak, operasyonel birliklerin muharip gücünün üst seviyede tutmak ve yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi maksadıyla;
a. Bingöl, Elazığ ve Bitlis Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterlikleri'ne bağlı rapor vermeye yetkili hastaneler başta olmak üzere, TSK personeli için düzenlenecek "Sınıf Değişikliği ve Komando Olamaz" raporlarının düzenlenmesinde ilgi (b,c) mevzuat esaslarının hassasiyetle dikkate alınmasının,
b. Uzun sureli istirahat raporlarının tanziminde ise üç hekim imzalı rapor uygulaması yerine ilgi (c) Yönergede yer alan sağlık kurulu raporu formatına göre işlem yapılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir."
Birinci maddede verilen rakamlarla birlikte ortaya çıkan tablo... Ne kadar ilginç değil mi?.. Aynı zamanda ne kadar acı!.. Ya atıfta bulunulan ve uyulup dikkate alınması istenen mevzuat ve yönergeler... Hepsi ilgili komutanlıkların askeri hastanelerle ilgili kuralarını ve talimatlarını içeriyor.
"Sivilleşme" böyle mi olacaktı?..
O zaman, Millî Savunma Bakanlığı'nın Sağlık Bakanlığı'na yazdığı 2'nci madde ile cevap verelim;
"operasyonel birliklerin muharip gücünün üst seviyede tutmak ve yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçilmesi maksadıyla..."
Sayın Recep Akdağ, Millî Savunma Bakanı ile birlikte Bakanlığı da mahkemeye verecek misiniz?..