Artan baskı hayırlıdır
Erdoğan rejiminin uyguladığı baskılar her geçen gün biraz daha artıyor. Twitter’ın yasaklanması Türkiye’de inşa edilen baskıcı rejimin sadece son göstergesidir. Şaşırtıcı da değildir aksine beklenen sonuçtur. Esasen daha önce belirttiğim gibi Ergenekon operasyonlarının başlaması ile birlikte hukukun üstünlüğünün tasfiye edildiği bir sürece girmişti Türkiye. 17 Aralık 2013’ten itibaren ise Anayasa’nın askıya alındığı ve Erdoğan’ın istediği maddelerin uygulandığı, istemediği anayasa maddelerinin ise uygulanmadığı bir döneme girdik.
Basın üzerindeki baskıcı uygulamalar 2007’den bu yana adım adım gelişti. Ulaştığı noktada bu baskılara taviz veren medya ile kafayı koltuğunun altına almış medya olmak üzere medyanın ikiye ayrıldığını görüyoruz. Taviz veren medya yöneticilerine bizzat telefon eden Erdoğan, hangi programların yapılacağını hangilerinin yapılmayacağını, kimlerin konuşturulacağı ve kimlerin işten çıkarılacağını söylüyor.
Ulaşılan noktada dün gece Twitter’in kapatılmasını da yaşadı Türkiye. Ancak bütün bu baskıların hayırlı bir netice doğuracağını düşünüyorum. Hükümetin uyguladığı baskı ne kadar artar ise Türk halkının demokratik tavrı ve demokratik haklarını korumak için alacağı tutum o kadar gelişecektir. Türk halkına 20. Yüzyıl başındaki Orta Afrika halkı muamelesi yapmak büyük haksızlıktır.
Türk halkı demokratik olgunluğunu bir çok kez ispat etmiştir. Bu halkın elinden twitter gibi bir sosyal medya hakkını almak aslında AKP ve Erdoğan rejiminin otoriter gerçek yüzünü göstermesi açısından çok önemlidir. 12 yıldan bu yana demokrasi havariliği yapan Erdoğan rejiminin özünde anti demokratik yapısı, hedefleri, bu tür yasaklar ile bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Türk halkı, Erdoğan rejiminin baskıcı doğasını artık korku ile değil mizah ile karşılamaya başlamıştır. Twitter’ın kapatılması, toplumda endişe ve panik değil, aksine alay yaratmıştır. Twitter sahibi olmayan AKP’liler bile “yok artık” diyerek, bu yasağın arkasında duramamışlardır. Cumhurbaşkanı A. Gül ve Bülent Arınç, bu yasağı eleştirerek, Başbakan Erdoğan’ı yalnız bırakmışlardır.
Önümüzdeki günlerde Erdoğan rejimi başka sert önlemlere başvuracak. 30 Mart seçimlerinden Erdoğan “rejiminin onaylandığını” gösteren bir sonuç elde eder ise yaygın tutuklamalar, bütün demokratik kişi ve kurumlar üzerinde baskılar tavan yapacak. Bu yasakları önemsememek, korkmamak, çekinmemek ancak en etkili demokratik sertlik ile mücadele etmek gerekmektedir. Zaten Erdoğan rejiminin artan baskıları hayırlıdır çünkü halk, eğer baskılar ile alay etmeye başlamış ise baskıları aşmaya kararlı demektir. Üstelik Erdoğan’ın baskıcı rejimi, kendi içinde kırılmaya başlamış bir rejimdir. Erdoğan’ın dışında hemen hiçbir AKP yetkilisi ortalarda görünmemektedir. Her gün televizyonlarda gördüğümüz AKP sözcüleri değişik korkular ile ortadan kaybolmuşlardır. AKP’li Bakanlar Erdoğan’ı daha fazla kızdırmamak için bazen açıklamalar yapmakla beraber genellikle susmaktadırlar. Erdoğan rejimi 2015 Haziranına ya da erken genel seçimlere kadar devam edecek ancak nihayet son bulacaktır.