Arınç, Osman Gökçek’i bekliyor...

Elektrik kesintisi ve terör (DHKP-C) yüzünden arada kaynadı gitti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Nevruz bombardımanından daha da şiddetliydi; “Üslubumuz, duygularımız, düşüncelerimiz, yoğurt yiyişimiz farklı olabilir. Yani biz bütün bu eleştirilerimizde ‘Kral çıplak’ filan demedik daha. Belki öyle günler gelecek ki ‘Kral çıplak’ denecek. Partimizin, Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın zarar görmesini istemeyiz” sözleri. Yüksek perdede ağır tehdit vardı.
Belli ki Bülent Arınç, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile zirveye çıkan gerilimin ardından “Başbakan” Ahmet Davutoğlu’nun disiplin sopasına pek kulak asmamış. Erdoğan’ın Slovakya’ya giderken basın toplantısında ismini hatırlamama numarasına da çok bozulmuş. Bombalamaya devam ediyor. Zaten, özgül ağırlığı nedeniyle Bülent Arınç’ı disiplin mekanizmaları işleterek AKP’den ihraç etmek de yürek ister. O da Ahmet Hocanın cesaret edip de kıvırabileceği bir iş değil. AKP’nin seçim beyannamesini okuyan Recep Erdoğan da bu işe direkt elini uzatamaz. Maşa kullanması gerekir. Son kavgada olduğu gibi.
Akıllara hemen şu sorular geliyor;
“Bülent Arınç ne zaman ‘Kral çıplak’
diyecek?”
“7 Nisan ertesini mi bekler, yoksa
7 Haziran sonrasını mı?”
Özne Bülent Arınç olduğu için bilgiye sahip olmadan bu soruya cevap verebilmek çok zor.
Bana göre, Bülent Arınç, partinin kurucusu ve ağabeyi olarak milletvekili listelerinde de görüşlerinin dikkate alınmamasına ve taleplerinin yerine getirilmemesine çok fena içerlemiş. Hele, Melih Gökçek’in oğlu Osman Gökçek listeye girerse görün o zaman şenliği. Bekliyor 7 Nisan’ı. YSK’ya teslimattan sonra havayı şöyle bir koklayacak. Ufak ufak gıdıklamaya devam edecek. Çünkü, Recep Erdoğan’a ve “yeni yetmeler” e kendisini hain ilan etme fırsatını vermez. 7 Haziran’dan sonra çıkan tabloya bakar. 330 (Anayasa değişikliğinin referanduma gitmesi için gerekli sayı) milletvekilinin altına düşer, hele bir de 276 eşiğini kıl payı dahi geçerse AKP, zehir eder dünyayı Recep Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu’na. Olağanüstü kongre talebi ile genel başkanlığa bile soyunabilir. Oynak dengelerle dolu AKP içinde kendisine bir hayli taraftar da bulması zor değil olası böyle bir tabloda.
Peki, o, veya bu tarihte Bülent Arınç, “Kral çıplak” dediğinde yalnızca Recep Erdoğan mı olacak hedef tahtasında?
Hayır...
Melih Gökçek’i ayrı bir yere koyun. Onun, Bülent Arınç’ın gönlünde değişmez, ayrı ve müstesna bir yeri var!..
Arınç’ın namlusunun ucundaki isimlere sırasıyla gidelim;
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan,
Eski İçişleri Bakanı olduğu iddia edilen Efkan Ala,
Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar,
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın,
Bu listeyi bazı üst düzey bürokratlar ve bazı il belediye başkanları ile uzatabiliriz ama anlayan için yeterli geldi sanırım.
Kendisinin söylediği gibi, Bülent Arınç’ın 7 Haziran’dan sonra torun sevmeye gideceğine ihtimal vermiyorum. Daha çetin bir mücadeleye girmesi beni pek şaşırtmaz. 40 yıllık dostları ile zaman zaman içtiği 1 fincan kahve sohbetlerinden alıyorum bu izlenimleri.
Yüksek tansiyonun zirveye çıktığı AKP’nin milletvekili aday listesinde çok sıkıntılı durum hâlâ devam ediyor. Büyükşehir haricinde diğer illerin (Ahmet Davutoğlu cephesine göre) adayları kesinleşmiş. Büyükşehirler için çalışmalar devam ediyormuş. İlk 550 için hâlâ tamamlanamayan güvenlik soruşturmaları varmış.
“Son sözü ağa söyleyecek” görüşü hakim olduğu için AKP’nin aday adayları Ankara’yı terk edemiyor. Genel merkeze giriş ve çıkışlar yasak olduğu için partinin sosyete mekânı Çukurambar’da kafe-pastanelerde yer bulabilmek çok güç. AKP Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, günün büyük bir bölümünü genel merkez mesaisinde harcadıktan sonra Çukurambar’da bir pastanenin özel odasını sabaha kadar mekân tutuyor. Aday adayları ile çok özel, çok gizli görüşmelerini orada gerçekleştiriyor. Pastaneye arada sırada bazı bakanlar da kendi talepleri hakkında son bilgileri almak için uğruyor. Arka kapıdan girilip arka kapıdan çıkılıyor pastaneden.
İktidar partisi içinde oynak merkezler ve oynak dengeler kıpır kıpır.

Yazarın Diğer Yazıları